Yılmaz’ın ‘şüpheli ölüm’ü için takipsizlik kararı verildi
ilivri’de şüpheli şekilde yaşamını yitiren Ferhan Yılmaz’a dair açılan soruşturmada takipsizlik kararı verildi. Etkili bir soruşturmanın yürütülmediğini belirten avukatlar ise karara itiraz etti.
İddiaya göre Silivri 5 No’lu Kapalı Cezaevinde E-1 koğuşunda tutuklu bulunduğu sırada yaşamını yitiren Ferhan Yılmaz’ın yanı sıra Halil Kasal ve Çoşkun Ağça ile birlikte en az 8 mahpus, 60 gardiyanın baskı ve işkencesine uğradı. İşkence tartışmalarına neden olan ölüm sonrası ortaya çıkan görüntüler iddiaları güçlendirdi. Hastanede çekilen ve gazetemizin ortaya çıkardığı görüntülerde Yılmaz’ın burun, üst dudak ve yüzünün çeşitli bölgelerinde ‘darp izleri’ görülüyordu. Ardından Silivri Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından ‘şüpheli ölüm’ suçlamasıyla soruşturma açıldı. Yılmaz ailesinin avukatı Mustafa Söğütlü’nün şikayeti üzerine ‘görevi kötüye kullanma’ suçlamasıyla açılan soruşturma da bu dosya ile birleştirildi.
Savcı, gardiyanların işkence ve ihmali iddiasına rağmen cezaevi personeli ile sağlık personelini ‘tanık’ olarak dinledi. Adli Tıp Kurumunun (ATK) 21 Nisan’da hazırladığı ve Yılmaz’ın ‘kalp hastalığı’ ve ‘akciğer enfeksiyonu’ nedeniyle yaşamını yitirdiğini öne süren raporu da soruşturma dosyasına girdi.
Yılmaz’ın ölümünde herhangi bir suç unsurunun bulunmadığını belirten savcılık, 4 Temmuz’da takipsizlik kararı verdi.
S‘ETKİN SORUŞTURMA YÜRÜTÜLMEDİ’
Mezopotamya Ajansından Mehmet Aslan’ın haberine göre Özgürlük İçin Hukukçular Derneği (ÖHD) Genel Sekreteri Avukat Rengin Ergül, Emrah Baran ve Necla Mizgin Argış, etkin soruşturma yürütülmediği gerekçesiyle 6 Ağustos’ta Silivri Sulh Ceza Hakimliğine itiraz başvurusunda bulundu.
Yılmaz ile aynı koğuşta bulunan ve aynı zamanda işkenceye maruz kalan ancak olayın ardından zorla başka cezaevlerine sevk edilen Ağca ve Kasal’ın, Yılmaz’ın işkenceye uğradığına dair tanıklıklarının olmasına rağmen dinlenilmediklerini ifade eden avukatlar, “Bu durum etkili bir soruşturmanın yürütülmediğini gösterdi” dedi. Yılmaz ile kaldığı iddia edilen bazı tutukluların tanık olarak dinlendiğini dile getiren avukatlar, bu durumun şüphelerini daha da artırdığının altını çizdi.
İDARE SORUMLU
Avukatlar başvuruda ayrıca Yılmaz’ın yüz, dudak ve vücudunun çeşitli bölgelerinde yer alan ödem, ekimoz ve kanamalara dikkat çekerek, bunlara dair bir değerlendirmenin ATK raporunda yer almadığı vurguladı. Bu nedenle Atk’nin ‘kalp hastalığı’ ve ‘akciğer enfeksiyonu’ belirlemesinin eksik ve hatalı olduğunu dile getiren avukatlar, savcının bu çelişkiyi gidermeden alelacele takipsizlik kararı verdiğini kaydetti.
ATK değerlendirmesinin kabul edilmesi halinde bile idarenin sorumluluğunun olduğuna dikkat çeken avukatlar, idarece hastalıkların teşhis edilmediği ve tedavi koşullarının oluşturulmamasını sebep olarak gösterdi. İdarenin yükümlüklerini yerine getirmediğini dile getiren avukatlar, “kasten öldürmenin ihmali davranışla işlenmesi” suçunun unsurları ortaya çıktığı belirlemesinde bulundu. (HABER MERKEZİ)