PATRONA 2 LİRA YURTTAŞA 20 LİRA
ersin genel itibarıyla narenciye üretimi ile öne çıksa da her ilçesi ayrı bir tarım ürünü ile ülkenin tarımsal üretiminde söz sahibi. Mut ilçesinde zeytinin yanı sıra kayısı ve erik, Silifke’de çilek, Erdemli’de limon, Mezitli’de elma, şeftali, kiraz üretiliyor. Tarsus’ta sebze üretimi yoğun. Toroslar’da hayvancılık yapılıyor. Akdeniz ilçesi köylerinin bir kısmında kesme gül bir kısmında ise bağcılık yaygın. Geçtiğimiz ay Akdeniz ilçesine bağlı Esenli köyünde ilk defa çevre köylerden ve şehir merkezinden yoğun katılımın olduğu bir üzüm şenliği düzenlenirken bura üzüm üretiminin merkezi konumunda.
Bölgede ‘Tarsus beyazı’ diye bilinen topacık üzümüyle başlanan üretim bir süre sonra yerini Yalova incisine bırakırken son 15 yılda da Victoria cinsi üzüm üretimi ihracat ürünü olması sebebiyle artmış. Esenli ve etraf köylerde üretilen üzümler başta Rusya, Ukrayna olmak üzere Irak ve pek çok komşu ülkeye ihraç ediliyor. Geçtiğimiz yıl 3.5 liradan sattıkları üzüme artan girdi maliyetlerine rağmen 3-3.1 lira fiyat verilince üzüm üreticisi kara kara düşünmeye başladı. Esenli’de herkesin gündemi üzüm. Düşük fiyatların yanı sıra tüccarların üzüm alımını yavaşlatmaları nedeniyle üzümler bağda dalında bekliyor. Hal böyle olunca artık kesip toplama vakti gelen üzümler dalında bekledikçe fire miktarı artarken verim düşüyor. Verimi düşürmemek için yeniden su veren köylü hesapta olmayan sulama parasıyla girdi maliyetlerine bu yaptığı sulama masrafını da eklese de üzümün fiyatı artmak yerine daha da düşüyor.
MAİLECEK HARCADIĞIMIZ EMEĞİN, DÖKTÜĞÜMÜZ TERİN KARŞILIĞI YOK
Oturduğumuz masada bir anda kalabalıklaşıyoruz, kahveci Şeref çayları dağıtıp yanı başımıza çömeliyor. Hakkı Türksoy, “18 dekar bağım var” diyor: “Bu yıl 9-10 liradan başladı şimdi üzüm 3-3.5 lira. Üzüm en az 8 lira olmalıydı. Gönül ister 10 lira olsun ama en az 8 olsa iyiydi. Rusya ile Ukrayna savaşıyor, zararı sadece onlar değil biz de görüyoruz. Ukrayna’da savaştan, Rusya’da ambargodan kaynaklı belirsizlik nedeniyle kendilerini güvenceye almak istiyorlar. O nedenle de temel gıda maddesi olmayan üzüme talep olmuyor anlaşılan. Esenli üzümü erkenci hasat olurdu, ardından çevre köyler gelirdi. 19 Mart’ta köyü soğuk vurdu, üzümün gelişmesini geciktirdi ve hasat diğer köylerle aynı zamana denk getirdi. Temmuz başında örneğin 50 ton üzüm kesilecekse 100 ton üzüm çıkmış oldu, tüccara da fiyatı düşük tutacak fırsat doğdu. Bu üzümün bir maliyeti en az 3 lira. O da ilaç atmadım dememek için en ucuzu hangisiyse ondan alıp ilacı, gübreyi kısarak kullanınca ancak bu rakam çıkıyor. Hepsini doğru ve tam olarak yapsak maliyet artar. Üzüme 9 lira istiyoruz. Çünkü geçen yıl 26 bin liralık ilaç kullanmışım, bu yıl aynı ilaca ödediğim para 50 bin lirayı geçti” dedi.
130 bin liraya alınan traktörün 6 ay sonra 250 bin liraya yaklaştığını kaydeden Türksoy, “Arabanın kaskosu 2 bin 300 liraydı, bu yıl 8 bin 100 lira. Bir mutfak tüpü 300 liraya çıktı. Traktörün bakımı, lastiği, su pompasının arızası pek çok şey var. Geçen yıl 2 kg üzümle 1 litre mazot alabiliyorduk. Bu yıl 9 kg üzümle 1 litre mazot alabiliyoruz” dedi.
Maliyetin üstüne 1 lira fazlaya da satılsa ‘kâr’ gibi göründüğünü kaydeden Türksoy, “Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın dediği gibi kuru ekmek yiyerek karnımız doyar. Bir yılın dört ayını yoğun olarak bütün aile çalışırız. Bizlerin yaptığı işçilik ve harcadığı emek bu maliyet hesabının içinde yok. Girsek bir işte çalışsak hepimiz en az asgari ücret alırız. Burada o bile yok” dedi.
Enflasyona ezdirilmemek için bir fiyat beklediklerini söyleyen üretici, “Tarlayı bu yıl ekmezsin ama gelecek yıl ekebilirsin. Bağ öyle değil, her yıl bakım, budama, hastalığa karşı ilaç, verim için gübre, kurumasın diye su vermek zorundayız” dedi.
İktidar üzümde taban fiyat açıklamadı, çiftçi perişan oldu. Çiftçiler, üzümünü fabrikalara ve tüccarlara maliyetinin yarı fiyatına satmak zorunda kaldı. Tarlada 2 lira olan üzüm fiyatı pazarda 20 liraya çıktı. Çiftçi, “Devlet üzüm üreticisini rahatlatsın” dedi.
FABRİKA DA TÜCCAR DA FİYAT DÜŞÜRDÜ
Kahveci Şeref lafa giriyor ve “Fabrikanın üzüme düşük fiyat vermesi durumu kötüleştirdi” diyor: “Suma fabrikaları 2 lira 25 kuruştan üzüm almaya başladılar. Üretici zam beklerken fabrika fiyat düşürdü. 2 liranın altında üzüm alıyor. Bu durum da tüccarın işine geliyor. Eğer Suma fabrikaları 3.5-4 liraya üzüm almış olsaydı, bugün üzüm 8-10 liraya alınırdı. Çünkü o zaman üretici düşük fiyat veren tüccara ‘Sana vermem fabrikaya dökerim’ diyebilirdi. Üreticiyle dalga geçiliyor.”
ZENGİN DESTEK DE BULUYOR, KREDİ DE
Kenarda dinleyen yaşlı üretici, “Benim adımı da yazma” diyor ve ekliyor: “20 senedir tarımı sevmiyor adam (Erdoğan’ı kastediyor). Tarımın haricinde herkese her şeyi verdi ama tarıma vermiyor. Köylü bağına bile sigorta yaptıramıyor. Araziler varisli ve çoğu ÇKS’YE (çiftçi kayıt sistemi) kayıtlı değil. Çünkü babadan kalma araziler varisli. O nedenle ne kredi ne de destekten yararlanamıyoruz. Serayı parası olan kuruyor. 5 dönüm muz serası kuran, devletten hibe ve ucuz kredi alan zenginler var. Bunlar çiftçi, üretici değil. O destek alıyor, kredi kullanıyor. Buralarda eskiden pamuk ve hububat üretilirdi. Şimdi nereye gittiler.”
‘ŞEHİRDEKİLER BİZ OLMAZSAK AÇ KALIR’
Reşit Erol “Bu ülke dışarıdan gelecek buğdaya muhtaç hale geldi.
Biz bu köyde her halükarda karnımızı doyururuz. Ama şehirdeki sizler biz olmazsak aç kalırsınız. Bizim kuru ekmek için üretim ve içine katık yapacak arazimiz var. Köye gelirken boş tarlaları gördünüz mü? Köylü ekim yapamaz hale geldi. Ne diye başka ülkelerde arazi arıyorlar anlaşılır değil” ifadelerini kullandı.