? Gözümüzden ‘kozmik toz perdesi’ kalkıyor mu
ASA, temmuz ayı ortalarında yayımladığı görüntülerle, James Webb teleskobunun amacına ulaştığını açıkladı. Geçtiğimiz kış, evrende oluşan ilk galaksi ve yıldızların izlerini araştırmak için uzaya gönderilen, 6.5 metre çaplı ana aynasıyla uzaydaki en büyük teleskop olan James Webb Teleskobu’nun (JWST) ilk bilimsel gözlemleri, bilim dünyasında büyük heyecan yarattı. JWST’NIN gönderdiği görüntüler ilk yıldızların ve galaksilerin nasıl oluştuğunu anlamamıza yardımcı olacak. Bunlardan bazıları evrenin başlangıcından beri bilinen en uzak nesneler olabilir. Webb Teleskobu’nun görüntülerinin ne anlama geldiğini ODTÜ’DE elektrik elektronik ve fizik bölümlerinde çift anadal yapmış, doktorasını ise Harvard Üniversitesinden karanlık madde üzerine yaptığı araştırma ile almış Tansu Daylan’a sorduk.
NKendinizden ve çalıştığınız alanlardan kısa ca bahsedebilir misiniz?
Astrofizikçiyim. LSSTC Catalyst ödülü ile doktora sonrası araştırmacı olarak çalışıyorum. Ötegezegenlerin keşfi ve nitelendirilmesi üzerine araştırmalar yapıyorum. Bu süreçte TESS, Hubble Uzay Teleskobu ve JWST gibi teleskopları kullanarak ötegezegenlerin oluşum ve evrim süreçlerini aydınlatan veri modellemeleri ve istatistiksel hipotez testleri gerçekleştiriyorum.
James Webb kimdir?
James E. Webb NASA’NıN 1960’lı yıllardaki yöneticisi.
James Webb Teleskobu’ndan (JWST) bahse der misiniz? Ne amaçla ne zamandan beri kul lanılmakta? Hubble teleskobundan farkı nedir?
JWST geçtiğimiz kış uzaya gönderilen, kızılötesi dalga boylarına hassas bir teleskop. 6.5 metre çaplı ana aynasıyla uzaydaki en büyük teleskobumuz artık. Ötegezegenlerin atmosfer nitelikleri, ilk galaksilerin oluşumu, yıldız doğum ve ölüm süreçleri ve Güneş sistemindeki gezegen ve uydular hakkında bize önemli veriler sunacak bir teleskop. Hubble Uzay Teleskobu’na göre daha büyük bir aynası var. Yakın ve orta kızılötesine hassas olduğu için Hubble Uzay Teleskobu’nun optik fotoğraflarında göremediğimiz, kozmik tozun arkasında kalan nesneler JWST tarafından gözlemlenebiliyor.
‘TASARLANDIĞI ŞEKİLDE DAVRANDI VE VERİ TOPLAYABİLDİ’
James Webb Teleskobu’nun çektiği galaksi görüntüsünden ne öğrendik? Bu görüntüler ne gibi bir öneme sahip?
Geçtiğimiz aylarda JWST’NIN aynaları hizalandı, yakın zamanda başlayan bilim gözlemlerine bir hazırlık olarak ayar gözlemleri yapıldı ve odak düzlemindeki aygıtların performansı test edildi. Bu gözlemlerden öğrendiğimiz özetle teleskobun tasarlandığı şekilde davrandığı ve veri toplayabildiği. Bu oldukça sevindirici bir durum.
Derin uzay fotoğraflarında en çok merak edilen nesneler evrende oluşan ilk galaksi ve yıldızların izleri. Bu süreçte çekilen derin uzay fotoğraflarında bulunan yeni genç galaksi adayları var. Bunların gerçekten genç (eski) galaksiler mi, yoksa kozmik toz yüzünden kızılakaymış gibi gözüken galaksiler mi olduğunu zamanla anlayacağız. Bu bulgular
henüz hakemli dergilerde yayımlanmadığı ve farklı gruplar tarafından doğrulanmadığı için bu konuda bir bilimsel uzlaşma olmadığını söyleyebiliriz.
‘DAHA ÖNCE MÜMKÜN OLMAYAN BİR HASSASİYETLE HARİTALAMAYI BAŞARDI’
Carina Nebula ve Stephan’s Quintet görün tülerinin çekilmesinin nedeni nedir? Bu görün tülerden ne öğrendik?
Carina Nebulası yıldız oluşumu gözlenen bir bölge. Nebuladaki genç yıldızlar, gaz ve tozun dağılımı ve sıcaklığı yıldız doğum modellerin test edilebilmesini sağlıyor. Özellikle toz ve gaz bulutlarının nasıl iyonlaştığı ve bunun yıldız oluşumuna etkisi çalışılıyor. Stephan’ın beşlisi de birbirine yakın gözüken bir galaksi kümesi. Aslında yalnızca dört galaksisi birbirine yakın. Bu yakın galaksilerin aralarındaki etkileşim yıldız oluşumunu te
tikliyor. Kozmik tozun geçirgen olduğu kızılötesi dalga boylarında JWST’NIN yaptığı bu gözlemler bu yıldız oluşum bölgelerini daha önce mümkün olmayan bir hassasiyetle haritalamayı başardı.
James Webb Teleskobu ötegezegen araştır malarında ne gibi bir rol alacak?
JWST’YI kullanarak ötegezegenlerin atmosferlerini inceliyoruz. Bu gözlemlerin bazıları ötegezegen yıldızının önünden geçerken yapılıyor. Bu durumda atmosferin yıldızın ışığını hangi dalga boyunda ne kadar soğurduğunu öğreniyoruz. Ötegezegenin yıldızı tarafından örtüldüğü (yıldızının arkasında kaldığı) durumlarda da doğrudan ötegezegenin parlaklığının dalga boyuna göre nasıl değiştiğini ölçebiliyoruz. Bunlardan ilki ötegezegenin atmosferinin kimyasal içeriğini aydınlatırken, ikincisi de bize ötegezegenin sıcaklık ve yansıtıcılığı hakkında bilgi veriyor.*