Almanya’da gaz krizinin faturası halka kesiliyor
krayna savaşı nedeniyle enerji konusunda Rusya’dan bağımsızlaşmak adına Ab’nin aldığı birçok yaptırım kararında önemli rolü bulunan Almanya, Rusya’dan doğal gaz alımını azaltmak için atılan adımlar çerçevesinde faturayı halka kesti.
Başbakan Yardımcısı ve Federal Ekonomi Bakanı Robert Habeck (Yeşiller), pazartesi günü 1 Ekim’den itibaren 1 Nisan 2024’e kadar vatandaşlar ve şirketler doğal gazın kilowattsaati (kwh) başında 2.419 sent katkı payı ödeyeceğini açıkladı. Bu miktar her üç ayda bir gözden geçirilecek ve yeniden belirlenecek. Gaz dağıtım şebekesi “Trading Hub Europe” da daha önce kwh başına 2.4 sent daha fazla alınacağını ilan etmişti. Bu miktara yüzde 19’luk katma vergisi de eklendiğinde toplam artış 2.8 sent olacak. Böylece geçen yıl 6 sent olan doğal gazın kwh’si 26 sente satılmaya başlanacak. Almanya’da doğal gaz en fazla sanayide kullanılırken, hanelerin yarısı da doğal gaz ile ısınıyor.
Doğal gaza getirilen katkı payıyla birlikte ekonomistler pek çok ürüne zam geleceği ve temmuz ayında 7.5 olan enflasyonun yıl sonuna kadar yüzde
10’u bulabileceği tahmin ediyor. Birçok ekonomist bu nedenle doğal gaza katkı payı yerine devletin sübvansiyon yapmasını savunuyordu.
UHANE BAŞI 542 AVRO DAHA FAZLA ÖDEME
KWH başına alınacak ek gaz parası asıl olarak vatandaşların cebini yakacak ve kışı soğukta geçirmelerine neden olacak. Alman Ekonomi Enstitüsü (IW) tarafından yapılan hesaplamalara göre, KDV de eklendiğinde 60 metre karelik bir evde tek başına yaşayan bir kişi 203 avro, müstakil bir evde yaşayan dört kişilik bir aile ise 542 avro daha fazla doğal gaz parası verecek. IW bu durumda Almanya’da her dört haneden birisinin aylık gelirlerinin yüzde 10’unu enerji giderlerine harcamak zorunda kalacağını da hesapladı. Ek katkı payının sanayiye ise toplam 5.7 milyar avroluk ek yük getirmesi bekleniyor.
‘TEKELLERDEN DAHA FAZLA VERGİ ALIN’
Sol Parti Federal Parlamento Grubu Başkanı Dietmar Bartsch’a göre, devletin kasasına sadece katma değer yoluyla, yaklaşık olarak 60 milyar avro fazla para girecek. Bu paranın enerji fiyatlarını düşürmek için kullanılması gerektiği çağrısında bulunan Bartsch, ayrıca enerji tekellerinden daha fazla kazanç vergisi alınmasını istedi.
Sanayi ile normal hanelerden aynı katkı payının alması da ayrıca eleştiri konusu. Keza, enerji fiyatlarındaki fahiş artışlar nedeniyle rekor kârlar elde eden enerji tekellerine de hükümet sorumluk bindirmedi. Enerji tekelleri Shell ve RWE ise daha önce krizden ötürü ortaya çıkacak ek masrafları kendi kasalarından karşılayacaklarını duyurmuşlardı.
PROTESTO ÇAĞRILARI YÜKSELİYOR
Sol Parti ve sosyal örgütler, doğal gaza getirilen katkı payına tepki göstererek krizin faturasının, krizden en fazla kazanan tekellere kesilmesini, artan hayat pahalılığı nedeniyle dar gelirli vatandaşların daha fazla desteklenmesini istediler.
Sol Parti Doğu Almanya Politikası Sorumlusu Sören Pellmann, enerji fiyatlarındaki artışın yoksulluk ve işsizliğin yüksek olduğu Doğu Almanya’daki vatandaşları daha fazla etkileyeceğini belirterek protesto çağrısında bulundu. Pellmann, yaptığı açıklamada, “Hartz IV yaslarına karşı olduğu gibi şimdi de pazartesi gösterileri başlamalı” dedi. 2003’te dönemin Spd-yeşiller koalisyon hükümeti emekçilerin temel kazanımlarını ortadan kaldırmak için karar altına aldığı Ajanda 2010’a karşı her pazartesi günü yüz binlerce emekçinin katıldığı ve haftalarca süren gösteriler yapılmıştı. Pellmann ve Sol Partinin pazartesi gösterilerini canlandırmak için nasıl bir çaba içinde olacakları önümüzdeki haftalarda görülecek.
Almanya’nın en önemli sosyal kurumları arasında yer alan “Paritätische Gesamtverband” da yaptığı açıklamada, önümüzdeki dönemde gaz kesintileri ve soğukta kalma tehlikesi uyarısında bulundu. Bu nedenle Hartz IV yardımının 678 avroya çıkarılmasını, daha fazla kira yardımı yapılmasını istedi.
Hükümetin ise gelen tepkiler yatıştırmak için önümüzdeki günlerde dar gelirlilere bazı ek yardımları içeren bir paket açıklaması bekleniyor.
İSKANDİNAV ülkelerinin başbakanları Norveç’in başkenti Oslo’da Almanya Başbakanı Olaf Scholz ile bir araya geldi. Yenilenebilir enerji ve savunma iş birliği konularının ele alındığı toplantıda, Rus turistlere vize verilip verilmeyeceğiyle ilgili soru, toplantıya katılanlar arasında görüş ayrılığına neden oldu.
Toplantıya İsveç Başbakanı Magdalena Andersson, Finlandiya Başbakanı Sanna Marin, Norveç Başbakanı Jonas Gahr Store, Danimarka Başbakanı Mette Frederiksen, İzlanda Başbakanı Katrin Jakobsdottir katıldı.
Munch Müzesinde yapılan görüşmede, başbakanlar arasında büyük ölçüde anlaşma sağlanırken, Rus turistlerinin Avrupa ülkelerine girişine izin vermeme önerisi konusunda farklı görüşler ortaya çıktı.
Almanya Başbakanı Scholz “Bu Rus halkının savaşı değil, Putin’in savaşı” diyerek Rus turistlere Schengen vizesi verilmemesi önerisini eleştirirken, Danimarka Başbakanı Mette Frederiksen “Olaf’ın söylediklerine katılıyorum, ancak aynı zamanda bazı Avrupalıların ve belki de özellikle Ukraynalıların Rus turistleri ağırlamamızı biraz garip bulmasını da anlıyorum” dedi.
Norveç Başbakan Jonas Gahr Støre “Bence bir tartışma olmalı. Ama bu siyah beyaz bir soru değil” derken, Finlandiya Başbakanı Sanna Marin ise “Bu savaşı sıradan Ruslar başlatmadı. Ama savaşı desteklediklerini anlamalıyız. Rus vatandaşlarının Avrupa’ya seyahat edebilmesinin yanlış olduğunu düşünüyorum. Rusya, Ukraynalıları öldürürken onların seyahat edip turist hayatının tadını çıkarabilmelerini doğru bulmuyorum” dedi.
Rusya’dan doğal gaz alımını azaltan Almanya’da her dört haneden biri, aylık gelirinin yüzde 10’unu enerjiye harcayacak. Protesto çağrıları yükseliyor.
ENERJİ VE GÜVENLİK İŞ BİRLİĞİ
Toplantının en önemli konulardan bir diğeri enerji oldu.
İskandinav ülkelerinin başbakanları ile Alman başbakanı, daha sürdürülebilir bir elektrik ağına sahip olmak ve Rus gazını aşamalı olarak kaldırmak için yenilenebilir enerji geliştirme konusunda hemfikir olduklarını açıkladılar.
Kuzey ülkeleri daha güçlü savunma ve güvenlik iş birliğine yönelik ortak bir deklarasyon üzerinde anlaştılar. Deklarasyonun, İsveç ve Finlandiya’nın yakında netleşecek olan NATO üyeliğinin yanı sıra Danimarka’nın Ab’nin Ortak Savunma Politikasına katılma tercihi dönemine geldiği ve özellikle bu ülkelerin üç alanda iş birliğini güçlendireceğine işaret etti. Bu üç alan ise hava savunması, askeri tatbikatlar ve lojistik alanları olacak.
Norveç Başbakanı Støre bu konuda da “Finlandiya ve İsveç’ten gelen NATO dilekçeleri, Kuzey savunmasını daha geniş ve daha bağlayıcı bir bağlamda görmeyi mümkün kılıyor. Olası bir kriz ve savaşta müttefik olarak iş birliği yapacağız ve birlikte hareket edeceğiz. NATO’DA bir araya gelmiş Kuzey, bize NATO ittifakında daha fazla ağırlık verecek ve ortak değerlerimizi daha fazla görünür ve etkili kılacak” dedi.