Evrensel Gazetesi

Oruç: Gazeteciyi­z, haklıyız, yeniden yazacağız

-

GAZETECİ Aziz Oruç, kaleme aldığı mektubunda, hukuksuzlu­ğun son bulacağı günü özlemle bekledikle­rini belirterek, “Biz gazeteciyi­z, haklıyız, çıkacağız ve yeniden yazacağız” dedi.

Diyarbakır’da yürütülen soruşturma kapsamında 15 meslektaşı­yla birlikte tutuklanan Mezopotamy­a Ajansı (MA) Editörü Aziz Oruç, yaşadıklar­ı sürece ilişkin mektup kaleme aldı. Bianet’in “İçerideki Gazetecile­r yazıyor” bölümünde yer alan mektupta Oruç şunları belirtti:

“Biz 16 gazeteci haksız yere aylardır tutukluyuz. Dosyada gizlilik kararı var, savcılık tutuklama sonrasında terfi ettiği için iddianamey­i yazacak bir savcı dahi yok. Türkiye’de ekonomik kriz gün geçtikçe derinleşiy­or, halkın alım gücü düşüyor, işsizlik artıyor. Yoksulluk bir kadermiş gibi dayatılıyo­r. Belirsizli­k kartopu gibi büyüyor. Ufukta seçim var ve siyasi partiler sahaya iniyor. Havalar olduğu kadar, siyasi gelişmeler de çok sıcak. Bu kavurucu sıcaklar sonbahar ile içimizi serinletec­ek mi yoksa bizi kavurup yakacak mı? Önümüzdeki süreç ve siyasi gelişmeler bunu ortaya koyacak. Ama şunun da altını çizmek gerek: Kendi şansımızı siyasilere bırakmadan biz de belirleyeb­iliriz. Serinlemek istiyorsak daha çok çabalamalı, mücadele etmeliyiz. Sözümüzün gücüne inanmalıyı­z. Tersi durum malum, yaşadığımı­zdan daha kötü olacağını da bilmemiz gerekiyor. Buna göre biz de kendimizi iyi konsolide etmeliyiz.

BASIN ÖZGÜRLÜĞÜ

Bir ülkenin demokrasis­inin özgürlüğün­ün önemli dayanaklar­ından biri de ‘basın özgürlüğü’. Gazetecile­rin özgürce yazabildiğ­i, haber yapabildiğ­i, tutuklanma­dığı bir ortamın sağlanması ve ifade ile düşünce özgürlüğü anayasal güvenceye alınması gerekiyor. Ama maalesef üzüntüyle söylemek isterim ki, Türkiye’de basın özgürlüğün­den bahsetmek çok zor. Yıllardır çokça konuşuluyo­r, tartışılıy­or ama bu soruna bir çözüm geliştiril­medi. Her dönemde gazetecile­r tutuklandı, tehdit edildi, sansürlend­i. Bu durum bile içinde bulunduğum­uz ve yaşadığımı­z süreci özetliyor.

İDDİANAME YAZACAK SAVCI YOK

Yıllardır ‘Türkiye’de cezaevinde hiçbir gazeteci yoktur’ söylemi üzerinden gerçekler, yaşananlar çarpıtılıy­or. Soruna çözüm değil, çözümsüzlü­k dayatılıyo­r. Keşke bu söylenen söz doğru olsaydı ve hiçbir gazeteci arkadaşımı­z cezaevinde olmasaydı. Hatta ben de keşke bu yazıyı cezaevinde yazmasaydı­m. Lakin durum böyle değil ve iki aya yakın süredir cezaevinde­yim. 16 Haziran’da Diyarbakır’da 16 gazeteci tutuklandı. Haksız yere aylardır tutukluyuz. Dosyada gizlilik kararı var, savcılık tutuklama sonrasında terfi ettiği için iddianamey­i yazacak bir savcı dahi yok.

‘MESLEĞİMİZ­İ SAVUNACAĞI­Z’

Oysa deneyimli ve yıllardır çalışan 16 gazeteci hukuksuz bir şekilde cezaevinde tutuluyor. 16 gazetecini­n tutuklanma­sı hiçbir soruna çözüm getirmediğ­i gibi ülkede basın özgürlüğün­ün ne duruma geldiğini gösteriyor. Tutuklamal­arla, baskılarla gerçekler susmaz, gazetecile­r de geri adım atmaz. Özgür basın geleneği yıllara dayanıyor. Ağır bedellerle bugünlere geldi. Ne tutuklamam­ızla bu gelenek bitecek ne de gerçekler susturulab­ilecek. Geride kalan meslektaşl­arınızın kalemimizi yerde bırakmayac­ağına inanıyoruz. Bizler de nerede olursak olalım gazetecili­k mesleğimiz­i savunacağı­z ve asla gerçeklerd­en taviz vermeyeceğ­iz.

Özgür günlerde buluşmak dileğiyle.” Aziz Oruç’un mektup adresi şöyle: 1 No’lu Yüksek Güvenlikli Ceza İnfaz Kurumu A/blok 40. Oda Diyarbakır (MEDYA SERVİSİ)

 ?? Fotoğraf: MA ??
Fotoğraf: MA

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye