Kızıltepeli patronlar üniversite mezunu genç avında
Türkiye Avrupa’daki 32 ülke içinde işsizlik oranının en yüksek olduğu üçüncü ülke. Ülkede işsizliğin, açlığın ve yoksulluğun arttığı, iktidar ve politikalarının bizi azla yetinmeye zorladığı bu dönemde açlık sınırının dahi altında olan asgari ücretle çalışmak hayal oldu artık. Mardin’in Kızıltepe ilçesinde kapısını çaldığımız işyerlerinde biz üniversite mezunu gençleri sigortasız ve asgari ücretin altında çalışmaya mecbur bırakıyorlar. Maalesef ki bununla bitmiyor. Devletin “istihdam teşviki” diye başlattığı sistem, patronlar tarafından kurnazca ticarete dökülüyor. Kızıltepe’de özel ve “kurumsal” işyerlerinde üniversite mezunu gençlere çalışmak adı altında en düşük sigortayı yapmayı vadediyorlar. Patronlar teşvikten yararlanabilmek için çalışmak isteyene ‘Gelip çalışmayacaksınız, maaş almayacaksınız, sadece sigortalarınız yatacak’ diyor.
İktidarın “istihdam teşviki” diye başlattığı ve asıl amacının işsizliği az göstermek olduğu bu sistem, patronun da kurnazlığıyla farklı bir boyut kazanıyor. Patron, çok sayıda işçi çalıştırıyor gibi gösterip, işlerini de az sayıda işçinin sırtına yükleyip, devletin “işçi için” kaşıkla verdiği desteğe de göz dikiyor. Kızıltepeli patronlar üniversite mezunu genç avında anlayacağınız. Açlık sınırının altında alacağımız asgari ücreti, ülkeyi yöneten sistem ve bu sistemde çark kurnazlığı yapan patronlar bize fazla görüyor. İktidar ve bir avuç sermayedar biz gençlere açlık, sefalet dolu zehirli bir miras bırakıyor. Yıllardır sırtlarında milli giysiler giyip gezenler gençlere işsizlik, yoksulluk ve açlık bırakmaya çalışıyor. Bir yandan yoksulluk öbür yandan seçim gündeme gelince seçilmek uğruna harcanan milyonlar, verilen ve sonrasında hep unutulan vaatlerle dolu seçim mitingleri... Biz gençlere reva görülen yaşam bu.
Ülkenin dört bir yanında olduğu gibi bizler de ancak örgütlü mücadele ile bu sistemin ve çark kurnazlarının karşısında durabiliriz. Bizi sindirmeye çalıştıkları bu politikalar karşısında geri adım atmayacağız, umutsuzluğa düşmeyeceğiz. Bu ancak örgütlü bir mücadele ile mümkün. Tarih boyunca kullandığımız bir sloganla bitirmek istiyorum. İş, ekmek ve özgürlük istiyoruz.