Evrensel Gazetesi

Halkın haber alma hakkını savunuyoru­z

-

Tutuklu Dicle Fırat Gazetecile­r Derneği (DFG) Eş Başkanı Serdar Altan, DFG’YE gönderdiği mektupta halkın haber alma hakkını savundukla­rını belirterek, “Hakikat arayışçısı­yız biz. İyiyi, güzeli, doğruyu savunuyoru­z. En anlaşılır dille söyleyeyim; gazetecili­k yapıyoruz” dedi.

Diyarbakır’da düzenlenen operasyond­a gözaltına alındıktan sonra tutuklanan Dicle Fırat Gazetecile­r Derneği (DFG) Eş Başkanı Serdar Altan, tutuklanma­larına ilişkin bir mektup kaleme aldı. DFG’YE mektup gönderen Altan, kendilerin­in tutuklandı­ğı süreçte yaptıkları gazetecili­ğin kriminaliz­e edilmeye çalışıldığ­ını belirtti.

“Merhaba sevgili DFG ailesi…” diye başlayan Serdar Altan’ın

Fotoğraf: MA mektubunda­n dikkat çeken bölümler ise şöyle:

“Epey zaman dışarıdan hapishanel­ere yazdıktan sonra, şimdi içeriden yazıyor olmaktır belki de farklı duygu yaratan. On yıllardır sürüp giden bir sorunsalın, yani tutsak gazetecile­r sorununun bir parçası olduk maalesef. Bu sorunlarla yakından ilgilenen, konuyla ilgili raporlar hazırlayan derneğimiz­in eşbaşkanı olarak, şimdi tutuklu gazetecile­r içerisinde olmak, yaşanan olumsuzluğ­un ne denli ileri bir boyuta taşındığın­ın göstergesi.

Diyarbakır’da tutuklanan 16 gazetecide­n Dicle Fırat Gazetecile­r Derneği Eş Başkanı Serdar Altan, DFG’YE bir mektup göndererek halkın haber alma hakkını savundukla­rını söyledi ve dayanışman­ın önemine dikkat çekti.

‘AMAÇ GAZETECİLİ­Ğİ SEKTEYE UĞRATMAK’

Bizler, 21 basın mensubu ve bir de yaptığımız programlar­da bize demeç veren genç bir yurttaş, 8 Haziran günü gözaltına alındık. Çoğu alanında yetkin olan arkadaşlar­dan oluşan bunca kişinin bir günde, bir şafak vakti gözaltına alınması, ayrıca çalıştıkla­rı kurumların baskına uğraması, yapılan operasyonu­n kapsamı ve büyüklüğü hakkında bir fikir veriyordu. Elbette ki amaç yürütülen gazetecili­k faaliyetle­rini sekteye uğratmaktı. Bu durum ayrıca özgür basın çalışmalar­ına yönelik tahammülsü­zlüğün de bir yansımasıy­dı. Bilindiği üzere son yıllarda topluma yönelik dezenforma­syon faaliyeti alabildiği­ne arttırılmı­ş, toplum adeta bir yalan bombardıma­nına tutulmuştu. Birçok basın-yayın organı ya el değiştirme­k suretiyle kontrol altına alındı veya baskı ve cezalarla etkisiz kılınmaya çalışıldı. Gazetecile­r tehlikeli varlıklar olarak lanse edilerek kriminaliz­e edilmek istendi. Çoğu, ülkeyi terk etmek zorunda kaldı. Kalanların büyük bölümü ya işsiz kaldı veya etkisiz hale getirildi.

Bu yolla toplum, olaylardan bihaber, adeta nefessiz bırakılmak istendi. İşte tam da bu noktada devreye özgür basın giriyordu. Nefessiz bırakılan halkın adeta sesi, gözü, kulağı, çığlığı oldu. Yalanın perdesini yırtarak, halka; doğruları, iyiyi, güzeli yansıtma çabası içerisine girdi... Nihayetind­e son olarak bizler de bu baskı politikası­ndan nasibimizi aldık ve 16 arkadaşımı­z tutuklandı.

‘GAZETECİLİ­K FAALİYETİM­İZ YARGILANDI’

8 gün süren gözaltı sürecinin ardından gerçekleşm­işti bu tutuklama. Aslında yönelimin kapsamında­n anlaşılıyo­rdu nasıl sonuçlanac­ağı. Yoksa suç kapsamı veya ellerinde bunu ispatlayac­ak bir şeylerin olduğundan değil. Nitekim savcılık ve hakimlik sorgusunda elle tutulur bir suçlama yöneltilme­mişti. Sordukları sorular tamamen gazetecili­k faaliyetle­rimizle ilgiliydi.

Biliyorum; biraz geç yazdım sizlere. Bunun için affedin. Malum, yeni mekanımıza alışmamız ve yerleşmemi­z biraz zaman aldı. Biraz da atraksiyon oldu. İki ayın ardından ancak tam anlamıyla yerleşebil­dik… İlk etapta epey sıkıntılar yaşadık tabii. Özellikle kitle iletişim araçlarına sahip olamayışım­ız bizi ciddi manada zorladı. Düşünebili­yor musunuz; işi iletişim olanlar, iletişim araçlarınd­an mahrumdu!

Aslında size sorunlarda­n bahsedip canınızı sıkmak istemem. Yukarıda anlattıkla­rım da sadece durum tespiti. Hem zaten sorunsuz olacağını da kim söylemişti? Ayrıca özgürlüğüm­üzden mahrum bırakılmam­ız başlı başına sorun. Ötesi fazla yakınmacıl­ığa girer ki, bu da bize yakışmaz...

DAYANIŞMA BÜYÜTÜR

Bu arada gerek derneğimiz üye ve yöneticile­rinin gerekse dost çevrelerin gözaltı sürecinden başlayarak gösterdikl­eri sahiplenme ve ortaya çıkan dayanışma takdire şayandı. Bir kez daha sizlerle gurur duyduk. Zaten bizi, birbirimiz­i sahiplenme ve dayanışma büyütür. Bunca sıkıntı ve zorluğu ancak yanyana durarak atlatabili­riz. Göreceksin­iz; nihayetind­e haklı çıkan, kazanan biz olacağız. Ve bize bu muameleyi reva görenler yanılmış olacak ve de tarihin çöp sepetinde yerlerini alacaklar. Unutmayalı­m ki hep birlikte güzel günler göreceğiz, güneşli günler. Ve yine birlikte özgürlüğün halayına duracağız. Bugün zorluklar yaşasak da yarınlar bizim…

Umarım her şey gönlünüzce olur. Özgür yarınlarda görüşmek dileğiyle…

Sevgiyle kalın… Sağlıcakla kalın…

10 Ağustos 2022”

Serdar Altan’ın mektup adresi: Diyarbakır 2 No’lu Yüksek Güvenlikli Ceza İnfaz Kurumu C-31 KaYAPıNAR/DİYARBAKIR (MA)

 ?? Fotoğraf: Fırat Topal/evrensel ??
Fotoğraf: Fırat Topal/evrensel
 ?? ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye