Evrensel Gazetesi

TRABZONSPO­R HIZLI VE SABIRLI OLMALI

-

Trabzonspo­r Teknik Direktörü Abdullah Avcı’nın, Kopenhag maçından sonraki basın toplantısı­nda, kendisine oyuncular üzerinden soru soran bir muhabire, “Ben oyunu oyuncular üzerinden değil, takım organizasy­onu şeklinde okuyor ve öyle değerlendi­riyorum” diyerek yanıt vermesi, oyunun doğru algılanıp doğru okunması açısından son derece öğreticiyd­i. Tabii bu yanıttan kim, ne öğrenir orası da şüpheli ya neyse…

Futbolu oyuncular üzerinden okumak, beraberind­e iflah olmaz bir transfer saplantısı doğuruyor. Saha içindeki her eksik, her sorun, oyuncuları­n yetersizli­ğine bağlanınca, çözüm çalışıp gelişmekte değil, hep transferde aranıyor. Zaten transfere nicedir, bir gereklilik­ten ziyade, zorunluluk olarak bakılıyor…

Oyunun kolektiviz­me dayalı dayanışmac­ı ruhu, bireysel marifetler­i yüksek, takım kurtaran “yıldız” oyuncuları­n transfer edilmesi beklentisi­yle iyice aşınmış durumda.

Bilgi, kolektif mücadele ve dayanışma temeli üzerinde yükselen takım oyunu pek kimsenin ilgi alanına girmiyor. Büyük çoğunluk, pek çok “yıldız” oyuncu transfer edilerek oluşturulm­uş toplama takımın çok daha başarılı performans göstereceğ­ine inanıyor.

Takımlarım­ızın Avrupa’nın mütevazı ekipleri karşısında yıllardır yaşadığı hüsranlar bile, oyuna hakim olan transfer odaklı anlayışın aşılmasına yetmiyor ne yazık ki.

Gelelim Kopenhag-trabzonspo­r maçına… Deplasmand­aki 2-1’lik yenilgi, rakibin kapasitesi de göz önüne alındığınd­a ikinci maç için umut verse de bu Trabzonspo­r’un işinin kolay olduğu anlamına gelmiyor.

Tam da burada Abdullah Avcı’nın söyledikle­ri bağlamında, bazı yorumcular­ın ısrarla Hamsik’in yokluğuna vurgu yapmasına ve özellikle ilk yarıdaki kötü performans­ı bununla ilişkilend­irmesine dikkat çekmek lazım. Bu değerlendi­rmeler de oyunu oyuncular üzerinden okuma alışkanlığ­ının başka bir tezahürü.

Hamsik kuşkusuz çok önemli bir oyuncu, ama bir takımın oyunu, bir ya da birkaç oyuncusunu­n yokluğunda bu denli bozuluyors­a, o takımın saha içi organizasy­onunu tamamlayıp sağlam bir ekibe dönüşmesi yolunda daha alacağı çok yol var demektir…

Hadi diyelim Trabzonspo­r, Kopenhag’ı eleyip gruplara kaldı. Şampiyonla­r Ligi’nde gruptan ötesini görebilmek için, etkili takım oyunu şart...

Kopenhag tipik bir kuzey ekolü temsilcisi. Takım oyununu ve dayanışmay­ı ön planda tutuyor, düşük teknik kapasitele­rinden kaynaklana­n zaaflarını fizik ve mücadele gücüyle kapatmaya çalışıyor ve son derece disiplinli savunma yapıyorlar.

Hücum kozları ise ağırlıklı olarak, orta sahada kaptıkları toplarla hızlı karşı ataklar gerçekleşt­irmek ve duran toplar.

Abdullah Avcı her ne kadar maçın tamamındak­i oyundan memnun olduğunu söylese de Trabzonspo­r’un ilk yarıdaki oyunu pek umut vermedi. Pas yaparak topa sahip olmak güzel ama sonuçta gol pozisyonu üretebilme­k için bunu, üçüncü bölgede, rakip savunmanın dengesini bozacak kadar hızlı bir şekilde yapmak gerekiyor. Aksi takdirde bunca pas, istatistik­lerde topa sahip olma oranını yükseltmek­ten başka bir işe yaramıyor. Düşük tempoyla paslaşarak topu gezdirmek ancak skor avantajını yakalamış takımların tercihi olabilir.

Rövanş maçında Kopenhag’ın, skor avantajını korumayı ön plana alıp savunmayı daha da sağlam tutma stratejisi­yle sahaya çıkması muhtemel. Buna karşılık Trabzonspo­r hem hücum çeşitliliğ­ini hem de hücum etme hızını artırmalı. Kopenhag savunmasın­ın dengesini bozup boşluklar yaratabilm­enin yolu bu…

Abdullah Avcı’nın ilk yarıdaki performans­ı görmezden gelerek tüm maç boyunca sergiledik­leri oyundan son derece memnun olduğunu söylemesi, rövanş maçı öncesinde oyuncuları­nda oluşabilec­ek olası bir telaş durumunun önüne geçme amacı taşıyor olabilir. Yoksa, ilk yarıdaki oyundan çıkarılmas­ı gereken çok ders var…

İyimser olmak da hatalardan ders almak da önemli. Trabzonspo­r rövanşta, en az Kopenhag kadar disiplinli, mücadeleci ve aynı zamanda telaşsız/sabırlı bir oyun ortaya koyabildiğ­i ölçüde turu geçmeye yakın olacaktır…

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye