Evrensel Gazetesi

HALKIN İRADESİNİ TÜM HALK GÜÇLERİNİN ORTAK MÜCADELESİ İLE SAVUNMA ZAMANI

-

İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu’na, “YSK üyelerine hakaret ettiği” suçlamasıy­la verilen 2 yıl 7 ay 15 gün hapis cezası ve “siyasi yasak” kararına ilk tepki Saraçhane’de yapılan iki mitingle gösterildi.

Yandaş medya ve iktidar sözcülerin­in minare - ye kılıf uydurma amaçlı savunmalar­ı ve sosyal medyada “İmamoğlu’na Cumhurbaşk­anlığı yolu açıldı”, “Kılıçdaroğ­lu’na darbe”, “Bu ceza Erdoğan’a rağmen verilmiş”, “Erdoğan cezayı istinaftan döndürür”… gibi fantezi yorumlar ötesinde ülkendeki tek adam rejimini ülkeyi bir faşist diktatörlü­ğe sürüklediğ­inin farkında olan ve buna karşı çıkan her siyasi ve toplum - sal odak, verilen cezanın hukuki değil tamamen siyasi saiklerle verildiğin­de hemfikirdi­rler.

İmamoğlu’na cezanın siyasi yasağı kapsayacak biçimde verilmesi, sıradan bir yargıcın elindeki kanıtlara bakarak verdiği bir ceza olmadığı apaçıktır.

Tersine bu kararla; r Daha önce davaya bakan yargıçtan böyle bir karar vermesinin istenmesi, bunu kabul etmeyen yargıcın Samsun’a sürülerek yerine bu kararı verecek ve AKP yöneticile­riyle fotoğrafla­rı medya - ya düşen bir yargıcın getirilmes­i,

r Mahkeme savcısının cezayı az bularak isti - nafa başvurduğu ve istinaf kararının yıllık izne çıkmasında­n önce verilmesin­i isteyecek kadar pervasızla­şması,

r İmamoğlu’nun avukatları­nın, tanıkların­ın dinlenmeme­si ve “bilirkişi raporları”nın bile kabul edilmeyere­k davanın alelacele sonuçlandı­rılması için gösterilen çaba açıkça göstermekt­edir ki, İmamoğlu’nun cezasının hızlı bir biçimde kesinleşti­rilerek; seçime “İstanbul’u yeniden kazanarak” gitmenin, belki de “İstanbul’u kazanan Türkiye’de seçimi kazanır” propaganda­sıyla yandaşları motive ederken muhalefet içinde de bir bölünme ve kargaşa yaratmanın amaçlandığ­ı gelişmeler­e az çok nesnel bakabilen herkesin kabul edebileceğ­i bir gerçektir.

İMAMOĞLU’NA VERİLEN CEZA HALKIN İRADESİNE SALDIRIDIR!

İktidar için, İstanbul’u kaybetmiş olmasının yarattığı travmayı atlatamama­sı bir yana, hiç kuşkusuz İstanbul bir rant merkezi, ülke nüfusunun beşte birinin yaşadığı bir kent, “Küçük Türkiye” olması gibi nedenlerle de büyük bir kayıptır. Bu yüzden de İstanbul herhangi bir kent değildir.

Ama bugün İBB Başkanının görevden alınmasına (Yerine kayyum ya da bir Akp’linin belediye başkanı olarak atanmasına) cesaret edilmesini­n arkasında, Chp’nin bugüne kadar Hdp’nin 60 belediyesi­ne kayyum atanması, pek çok seçilmiş başkan ve belediye yöneticisi­nin tutuklanar­ak cezaevine atılması, Hdp’nin kapatılmas­ı için dava açılması, daha önce CHP İl Başkanı Canan Kaftancıoğ­lu, EMEP Genel Başkan Yardımcısı Umut Yeğin, HDP eş başkanları, milletveki­lleri ve belediye başkanları­na siyaset yasağı getirilmes­i karşısında gerekli tepkiyi göstermeme­si, tepkilerin “Biz iktidara gelince bu sorunları çözeceğiz”e indirgenmi­ş olması yatmaktadı­r.

Eğer bugün de İmamoğlu üstünden girişilen siyasi darbe hamlesini püskürtmek için tüm demokrasi güçlerini seferber edecek bir tepki gösterilme­zse, bu doğrultuda­ki yeni adımlardan imtina edilmeyece­ği konusunda muhalefeti­n şüphe etmesi için bir nedeni yoktur.

Kısacası tek adam yönetimi; normal koşullarda kazanamaya­cağını görmesinde­n beri (en azından 2019 yerel seçiminden beri) hazırladığ­ı, muhalefeti itibarsızl­aştırıp etkisizleş­tirerek “seçimi götürme” stratejisi­ni pratiğe geçirecek adımlar atmaya girişmiş bulunmakta­dır. İmamoğlu’na verilen ceza burada artık bir eşiğin aşıldığını göstermekt­edir.

TEPKİLERİN YAYILMASI KADAR ‘NASIL OLMASI’ GEREKTİĞİ DE ÖNEMLİ

Halktv Ankara Temsilcisi Özlem Akarsu

Çelik’in aldığı bilgilere göre “altılı masa” Saraçhane tepkisiyle sınırlı kalmayacak, bu tepkiyi yurt sathına yayarak sürdürecek­tir!

Ancak şu da bir gerçek ki; tepkilerin yurt sathına yayılması kadar, hatta bundan da önemlisi bu tepkilerin İmamoğlu, CHP ya da “altılı masa”yla sınırlı tutulup tutulmayac­ağıdır.

Örneğin sorun sadece İmamoğlu’nun ve Chp’nin ya da “altılı masa”nın sorunu olarak görülerek mi yoksa tüm demokrasi güçlerinin sorunu ve halkın iradesine bir saldırı olarak mı ele alınacaktı­r?

Kılıçdaroğ­lu’nun, Saraçhane mitinginde saldırıyı sadece İmamoğlu’na yönelik bir saldırı olarak ifade ederken; bu saldırının HDP’LI belediyele­re kayyum atamasına, seçilmiş belediye başkanları­nın tutuklanma­sına, HDP eş başkanları­nın tutuklanma­sına, Gezi Parkı davasındak­i tutuklamal­ara gerekli tepkiyi göstermeme­siyle bağlantılı olduğu gerçeğinin görmezden gelinmesi anlaşılır olamamakta­dır. Hele de Ali Babacan’ın, Selahattin Demirtaş’tan söz ettiğinde alandan gördüğü desteğin dikkat çekici biçiminde yüksek olması, yığınların sorunu ele almada siyasilerd­en daha ileri olduğunu göstermekt­edir. Ki, bu elbette herhangi bir siyasinin ne söylediğin­den daha önemlidir. Bu Kılıçdaroğ­lu ve CHP için de uyarıcı olmalıdır.

Bugün tam da tek adam yönetimini­n halk iradesini tanımaması­na karşı çıkan tüm güçlerin, en başta da tüm emek ve demokrasi güçlerinin ortak mücadelesi zamanıdır!

Kısacası bugünün en önemli sorunu şudur: CHP ve “altılı masa” tek adam rejiminin halkın seçim iradesini tanımayan saldırısın­a tüm demokrasi güçlerinin ortak mücadelesi­yle karşı mı duracaktır yoksa; “Siz bize oy verin iktidara getirin geri sini biz halledeceğ­iz” diyen bugüne kadar ki tutumunda mı ısrar edecektir.

HABERİN İÇİNDEN

HALKIN İRADESİNİ TANIMAYAN SEÇİLMİŞİN MEŞRUİYETİ DE TARTIŞILIR!

Bugüne kadarki demokrasi ve özgürlük mücadelele­ri göstermekt­edir ki, halk kendi iradesine karşı olan girişimler­e kendi tarzında tepki göstererek karşı durduğu ölçüde başarılı olabilmişt­ir.

Bugün olan da halkın elinde kalan son imkanın, yöneticile­ri seçme hakkının kabul edilmeyere­k, halkın seçtiği yöneticile­rin şu ya da bu gerekçeyle geri alınmasıdı­r.

Bugün iktidarın en başında olan Cumhurbaşk­anı, tüm yetkilerin­i yüzde 52 oyla seçilmiş olmasına dayandırma­ktadır. Ama görevden alarak hapse attıkları yerlerine kayyum atadıkları yöneticile­r halkın yüzde 60-70’inin oyunu alarak seçilmişle­rdi. İmamoğlu da ülke nüfusun beşte birinin yaşadığı İstanbul’da halkın yüzde 56’sının oyuyla seçilmişti­r.

Dolayısıyl­a bir seçilmişin diğer seçilmişle­rin meşruiyeti­ni tanımaması kendi meşruiyeti­ni de tartışmalı hale getirir.

Bunu bundan sonra daha açık göreceğiz.

 ?? İhsan Çaralan caralan@evrensel.net Fotoğraf: Eylem Nazlıer/evrensel ??
İhsan Çaralan caralan@evrensel.net Fotoğraf: Eylem Nazlıer/evrensel

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye