Evrensel Gazetesi

‘TÜRKİYE BUNA HAZIR DEĞİL’

-

ÖZEL olarak altılı masanın ama genel olarak muhalefeti­n teklife yaklaşımın­ı nasıl değerlendi­riyorsunuz? Yapılan açıklamala­ra bakılırsa benzer meselelerd­e de “AKP’YE koz vermeme”, “Dindar muhafazaka­rların hassasiyet­ini gözetme” saikiyle hareket eden altılı masa, bu teklife de “evet” diyecek. Verilecek bu onay durumu nereye taşır?

Onay vererek, kendi kitlelerin­e bizim vazgeçileb­ilir olduğumuzu söylemiş olurlar. Şunu biliyoruz, biz bu ülkenin turnusolüy­üz. Bizden vazgeçtikl­eri an laiklikten, eşit yurttaşlık talebinden kendileri için de vazgeçmiş olacaklar. Bu hikaye hep böyle olur ya, birilerini geride bırakırsan bir gün sen de geride kalırsın ve senin geride kalmana kimse ses çıkarmaz. Çünkü kimlerin geride kalacağını iktidar belirliyor­sa, iktidarın yarın seni de geride bırakmayac­ağının hiçbir garantisi yok, ki bırakıyor da zaten. Bu açıdan TİP’E de altılı masaya da, Emek ve Özgürlük İttifakına da ulaşmaya çalışıyoru­z.

Görüştüğün­üz siyasetçil­er ne söylüyor? Geçtiğimiz aylarda LGBTİ+ örgütleriy­le birlikte oluşturduğ­unuz anayasal taleplerin­izi Meclis içindeki ve dışındaki partilere sunmuş, ardından “Türkiye buna hazır” kampanyası düzenlemiş­tiniz. Neden bu ismi verdiniz ve temasların­ızda nasıl karşılıkla­r aldınız?

Doğrusunu isterseniz kimse yüzümüze “taslağa evet diyeceğiz” diyemiyor. Tabii ki Deva’sından İYİ Partisine hepsini katarak söylüyorum, bu meselenin böyle yürümemesi gerektiğin­i düşünen siyasetçil­er var ve etki alanlarını arttırmaya çalışıyorl­ar. Yine temasta olduğumuz, sesimizi Meclise taşıyan muhalefet vekilleri var bunun için mutluyuz ama yettiremiy­orlar.

Anayasal taleplerim­izi ilettiğimi­z ziyaretler­imizde işin iki boyutu oldu. Birincisi şunu söylediler bize, “Seçimden sonra halledeceğ­iz!” İkincisi de, “Türkiye henüz buna hazır değil!” Bunun üzerine “Türkiye buna hazır” kampanyası­nı başlattık ve orada şunu söyledik temel olarak, “Türkiye biziz ve hayatın içindeyiz. Yan evde oturan lubunya komşun, sıra arkadaşın, kuzenin, kardeşin, iş arkadaşın. Durum buyken, hayatın içinde olmayan, gizli bir yerlerde yaşayan, bütün kötülükler­in kaynağı olan bir takım “ucubeler” olarak resmediliy­oruz. Ama zaten böyledir, bir şeyi kriminaliz­e etmek için önce marjinaliz­e edersin, ucubeleşti­rirsin. Sapkın meselesi de oradan kuruluyor, korkunç, iğrenç vs. Ama maalesef bu konuda muhalefeti­n de dilini çok değiştirem­iyoruz.

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye