HAK İHLALLERİ TAKİP EDEMEDİĞİMİZ SEVİYEDE ARTTI
BU değersizleştiren kuvvetli propagandanın toplumda bulduğu karşılık için nasıl gözlemleri niz var?
Bunu son dönemde yine bizim hedefe kondu ğumuz, LGBTİ+’LARA karşı yapılan “büyük aile mi tingleri” üzerinden yanıt vereyim. Bu mitingleri ör gütleme ve de insanları mitinge taşıma konusun da kamu kaynaklarının sınırsızca kullanmasına rağmen oraya gelen insan sayısı, son onur yürü yüşünde gözaltına alınan insan sayısından daha fazla değil. Biliyorsunuz, Netflix gibi platformları da “Özendiriyorlar, yaygınlaştırıyorlar” diye suçlu yorlar! Gerçekten içler acısı. Ama bunların itibar gördüğünü, çok karşılık bulduğunu düşünmüyo rum. İstedikleri kadar bir balonun içinde yaşıyor muşuz gibi tariflesinler, biz buradayız.
Yine de nefret söylemi, hedef göstermeler gündelik hayatınıza nasıl yansıyor? Hayatınızı bu tehdide göre konumlandırmak zorunda kal dınız mı? Bu bakımdan karşılaştığınız en temel zorluklar neler?
Öncelikle, “tüm Türkiye yoksul, aç ve barına mıyor” bilgisini bir kenara koyarak, tabii ki Türki ye’deki en dezavantajlı gruplardan biri olarak LG Btİ+’lar bunu misliyle yaşıyor. Türkiye’de son bir kaç yılda LGBTİ+’LARA dönük hak ihlalleri artık ta kip edemediğimiz ve anlatmaya zul saydığımız seviyede arttı. İçişleri bakanının veya AKP’LI diğer siyasetçilerin adımızı anmadığı gün yok. Böyle bir durumda bunun artmaması mümkün değil.
Bize gelen aile içi şiddet başvuruları da öyle arttı ki. Şöyle düşünün pandemi oluyor, insanlar evlerine kapanıyorlar ama bir yandan ekonomik kriz var, işten çıkarılıyorlar, aile evlerine dönü yorlar ama aile evlerinde her gün televizyonda Lgbtİ+’ların ne kadar korkunç olduklarını dinli yoruz ve ben o aile evinde oturuyorum. Şiddet kaçınılmaz hale geliyor. Bu durumda o evde du rabilir miyim? Şiddet gördüğümde polise, hasta neye de gidemiyorum. Başka bir ev de tutamı yorum. Ve LGBTİ+’LAR için bir sığınak dahi yok. Yanı sıra patron da sömürebildiği kadar sömü rüyor, sömüremediği yerde de şiddete başvuru yor. Bunlar en sık karşılaştığımız ve hayatımıza değen en somut yansımalar. Bunu sadece bi reyler olarak değil, dernekler olarak da yaşıyo ruz. Mesela bir yerden çıkmamız gerekiyor, asla yer bulamıyoruz.