Amaç hak ve özgürlükleri değil kendi bekalarını korumak
Hukukçu Şule Boyunsuz: Korunması gereken kıyafet değildir, kadının seçme özgürlüğüdür. Bir kadın bunu kendisi belirlediğinde müdahale görememelidir. Asıl özgürlük seçim yapabilmektedir.
AKP ve Mhp’nin ‘başörtüsü’ ve ‘aile tarifi’ni yeniden tanımlayan anayasa değişikliği teklifini yorumlayan uzmanlar, iktidarın kendi bekasını korumaya çalıştığını söylüyor, muhalefete de ‘Oyuna gelmeyin’ diyor.
Meselenin kadınların hakları olmadığını söyleyen Prof. Dr.
Şule Özsoy Boyunsuz şöyle değerlendirdi: “Anayasa’da yazılanlar dahil anayasal hakların zaten görmezden gelindiği bir ülkede mesele kadınlar ya da hakları değil diye düşünüyorum. Asıl amacın başörtüsünü tekrar siyasal İslam’ın sembolü 24. maddedeki düzenlemeyapmak, toplumu ve siyasi parnin hukuken yalnızca dini setileri bu mesele üzerinden aybeplerle kıyafet belirleyen Müsrıştırmak, kendi seçlüman kadınlar için menini gri alandan düzenlenen bir hügeri çekerek birleştirküm olduğunu söylemek ve kartları yeniyen Boyunsuz, bunun den dağıtmak oldubaşlı başına kadınlar ğunu düşünüyorum. ve dinler arasında bir Akp’nin ekonomik ayrım yapmak anlave sosyal konularla, mını taşıdığını söyledemokrasi, hükümet di. “Düzenleme kasistemi tercihi gibi dınların çokça ihlal konularda başlayan edilen yaşama haklayeni ayrışmaların yerının veya fiziksel bürine tekrar kendileritünlüklerinin korun
Şule Özsoy Boyunsuz nin eski “zafer” dolu ması amacını taşımıgünlerinin siyasi meselelerini yor ya da tüm kadınların baskı koyma arzusu var. Popülist yöngörmeden inanç ve kanaat öztem sembolik konular üzeringürlüğüne sahip olmalarını yaden biz ve onlar yaratılması hut aileleri ve hayatlarındaki amacını taşır.” erkeklerden baskı görme kıyafet ve yaşam tarzlarının belirleyicisi olmalarını da korumuyor. Sadece İslam dininin belli bir yorumuna göre belirlenmiş kıyafeti seçenleri koruyor” diyen Boyunsuz “Hem de yaşama hakkına bile verilmemiş bir mutlaklıkta. Anayasa eliyle devletin koruduğu makbul kadın kıyafeti belirlenmiş oluyor. Elbette kadınlar kendileri seçtiklerinde buna da saygı duyulmalıdır. Ancak korunması gereken kıyafet değildir, kadının seçme özgürlüğüdür. Bir kadın bunu kendisi belirlediğinde müdahale görememelidir. Asıl özgürlük seçim yapabilmektedir” ifadelerini kullandı. Bu tercihin altılı masada da gözle görünür ayrışmalar yaşatabileceğini söyleyen Boyunsuz “Muhalif seçmenin amaç bütünlüğünü ve birlikteliğini bozabilir. Meclisten geçmesi halinde Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı tekrar anayasa değişikliği yapabilme gücüne kavuşturabilir. Muhalefeti sessizleştirme, istediğini konuşturma ve anayasa yapma gücüne hâlâ sahip olduğu anlamına gelecektir” dedi.
‘ANAYASA ZATEN AYRIMCILIĞI YASAKLIYOR’
Teklifin bir reform ya da çözüm önerisi olmadığını söyleyen Boyunsuz bu durumu Anayasa’nın 10’uncu ve 24 ‘üncü maddesi ile anlattı:
“Şöyle ki; Anayasa’nın 10. maddesi zaten inanç sebebiyle ayrımcılığa uğrayamayacağını düzenliyor. Bu tüm inançları, hizmetleri ve hakları kapsayan bir yasak. Dolayısıyla aslında hukuken ayrıca düzenlenmesi gerekmiyor. Kıyafet seçimi tüm vatandaşlar için serbest olan bir konu. Devlet memurları ve çalışanlar için de hizmetin gerekleri ile sınırlı olan bir durumdur. Bu açıdan başörtüsü yasak olmadığı için aslında serbest bırakılması da söz konusu değildir. Yasak olmayan bir kıyafet serbest de bırakılamayacağına göre değişiklik neden öneriliyor o zaman diye sorulmalı. Muhtemel amaçlar neler olabilir? Memur ve çalışan kadınlar için hizmetin gerekleri ile bile sınırlanabilmesi mümkün olmayan mutlaklıkta bir hukuki statü öneriliyor. Örneğin; bir başhekim çarşafla ameliyata girmek isteyen bir kadın hekime ameliyathane önlüğü giyinmesi gerektiğini söylerse ayrımcılıkla suçlanabilir. Bu durum genel olarak dini sebeplerle değişik biçimlerde örtünen kadınların aleyhine olacaktır. Özellikle özel sektörde ileride çıkabilecek tüm uyuşmazlıklarda bu yönde suçlanabilecekleri korkusuyla işverenleri en baştan örtülü kadınlardan uzak durmaya teşvik edecek bir düzenlemedir.”