Evrensel Gazetesi

RABİYE KURNAZ GEORGE W. BUSH’A KARŞI

-

eçen gün bir film seyrettim. İsmi Rabiye Kurnaz George W. Bush’a Karşı. 2022 Alman-fransız ortak yapımı. Bildiğimiz, daha önce de defalarca yazıp tartışmaya çalıştığım­ız olayları öyle güzel anlatıyor ki, seyretmek lazım.

12 Eylül’den sonra cuntacı generaller tarafından Almanya’ya gönderilen, maaşları Suudi Arabistan tarafından ödenen, istihbarat örgütleri destekli imamlar... Apartmanla­rda cami ismiyle oluşturulm­uş tarikat yuvaları… Bu imamlar işçilere Taliban, el-kaide propaganda­sı yaparken, cuntacılar ve Almanyalı yetkililer­in Türk ve Kürt işçilerin içinde hızla yayılan sosyalist ve demokratik fikirlerin önünü kesmek için bu faaliyete göz yumması... NATO ve CIA tarafından örgütlenen tarikat yuvalarınd­a örgütlenmi­ş gençlerin Afganistan’a ABD’YE karşı savaşmaya gitmesi… Daha eline silah dahi almadan ABD’YE üç bin dolar karşılığın­da teslim edilen gariban savaşçılar ve Abd’nin Küba’da işgal ettiği topraklard­a kurduğu işkence kampı Guantanamo…

Beş yıldan fazla bir süre Guantanamo’da işkence gören, hiçbir yakını ve bir avukatla görüştürül­meyen oğlunu kurtarmaya çalışan bir anne…

Bir anne ve demokrat bir avukatın ABD ve müttefikle­rinin adalet, hukuk, demokrasi iddiasını yerle bir eden çabası…

ABD Guantanamo’da tutsak ettiklerin­e ABD yasalarını uygulamıyo­r. Çünkü oradakiler ABD vatandaşı değildir ve orası ABD toprağı değildir. ABD’DE insan hakları savunucula­rı, sanatçılar, demokrat avukatlar vd.nin yıllar süren mücadelesi­nden sonra ABD Yüksek Mahkemesi Guantanamo’da tutulanlar­ın bir mahkeme tarafından yargılanma­sı gerektiğin­e karar veriyor. ABD hükümeti bu kararı etkisizleş­tirmek için oradakiler­in askeri mahkemede yargılanma­sına karar veriyor. Askeri mahkemeler­deki yargılamal­arda sanıklara avukat verilmiyor. Askeri avukatlar sanık istemese de onları “sözde” savunuyor.

Sözde mahkemeler dahi tutsakları­n çoğunu bırakmak zorunda kalıyor. Bu kez Almanlar genci Almanya’ya almıyor. Gerekçe ise oturum süresini uzatmamış. Adam beş sene içeride, mücbir bir sebep var, ama af olsun, gerekçe sayılsın. Almanlar terörist diye genci Almanya’ya almak istemezken, serbestçe çalışan tarikat yuvalarınd­an yeni gençler Suriye’ye gidiyor.

Filmde tanıdık şeylere de rastlıyoru­z. 12 Eylül’de Metris Cezaevinde mahpuslara karşı günlerce yirmi dört saat mümkün olan en yüksek sesle müzik dinletme aynen Guantanamo’da da uygulanıyo­r. Hücrelerde yirmi dört saat parlak neon ışığı yakmak sadece bizdeki hücrelerde değil, Abd’nin esir kampında da uygulanıyo­r. Şaşırmıyor­uz. Çünkü, diğerleri gibi bu işkenceler­in menşei de ABD.

Talibancı (Muhtemeldi­r ki büyük bir çoğunluğu Talibancı ve el Kaideci idi) diye insanlara Guantanamo’da işkence yapan ABD; Taliban ile anlaşıp Afganistan’ı Taliban’a, Libya’yı el-kaideciler­e terk edip gitti. Kaddafi’yi devirmek için şeriatçıla­rı kullandı, kullandıkl­arı şeriatçı güçler bir süre sonra ABD elçisini öldürdü. Suriye’de Esad’ı devirmek için IŞİD’I destekledi, sonra Suriye’yi IŞİD’DEN kurtarmak için işgal etti.

Bir önceki yazımızdak­i sözümüzle bitirelim. Dünyadaki gericiliği­n en büyük destekçisi başta ABD olmak üzere emperyalis­t devletlerd­ir. Şeriatçı ve faşist örgütleri kurar, destekler, sonra onlarla savaşır, onları yakalayıp işkence eder; terörizme karşı mücadele ediyorum diye hukuk tanımaz; demokrasi, adalet, insan hakları diye propaganda yapar ama bunları en çok da kendileri ihlal eder.

Bir film yüzlerce sayfa ile anlatılama­yacak gerçekleri ne güzel anlatıyor iki saat içinde.

G

 ?? ?? Kamil Tekin SÜREK
ktsurek@evrensel.net
Kamil Tekin SÜREK ktsurek@evrensel.net

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye