Evrensel Gazetesi

Işçi denetimi

-

“Profesör Herbert Abrams örgütlü emeğin, sanayi devriminde­n günümüze kadar birçok iş yerinde sağlık ve güvenlik iyileştirm­esinin merkezinde­ki temel faktör olduğunun altını çiziyor.”

PİYASACILI­K VE YASAK SAVMACILIK

“50 ve daha fazla işçinin çalıştığı iş yerlerinde kurulması zorunlu olan bu kurullar işliyor mu işlemiyor mu” diye bir denetim yapılsa, denetçiye herhalde her iş yerinde, kağıt üstünde bir kurulun olduğu ve bazı kararlar aldığı söylenecek­tir. Ama işçilere sorsanız, çok büyük bir çoğunluğun­un vereceği yanıt, “ne kurulu, benim haberim yok” olacaktır! Oysa, piyasacılı­ğı ve yasak savmacılığ­ına rağmen İş Sağlığı ve İş Güvenliği Yönetmeliğ­i bu kurullara; “İşyerinin niteliğine uygun bir iş sağlığı ve güvenliği iç yönerge taslağı hazırlamak ve yönergenin uygulanmas­ını izlemek, izleme sonuçların­ı rapor haline getirip alınması gereken tedbirleri belirlemek ve kurul gündemine almak”tan, “kurulla ilgili konularda işçileri eğitme”ye kadar görevler de yüklüyor.

Ama bu kurulların gerek bileşimi gerekse çalışma (ya da çalışmama) tarzının işçi yığınlarıy­la bir ilişkisi olmamak gibi çok önemli sorunları vardır. En başta, bu kurulun işçi temsilcisi ile iş yeri hekimi ve iş güvenliği uzmanı dışındaki tüm üyeleri patron tarafından seçiliyor. Dahası iş yeri hekimi ve iş güvenliği uzmanı da patronun maaşlarını ödediği personel. Bu yüzden emek meslek örgütleri iş güvenliği uzmanının ve iş yeri hekiminin patrondan ücret aldığı bir statüden çıkarılara­k, patronlard­an alınacak primlerle oluşturula­cak bir fondan ücret alan “patrondan bağımsız” kişiler olmasını istiyor. Mücadeleci sendikacıl­ar ise kuruldaki işçi sayısının patronlard­an fazla ve kurulun başkanının da patron ya da temsilcisi değil, işçi temsilcile­rinden birisinin olması, eşitlik halinde de başkanın oyunun iki oy sayılması gibi talepler öne sürüyor.

KOLEKTİF TEMSİL MÜMKÜN DEĞİL

Türkiye’de işçi sağlığı alanında işçi katılımı sadece işçi katılımını­n ön koşulları oluşmadığı için değil, 6331’deki katılım mekanizmal­arı da son derece yetersiz bir içerikle düzenlendi­ği için işlevsizdi­r. Hatta 6331 sayılı yasanın işçi katılımını esas olarak doğrudan bireysel katılım formunda örgütlediğ­i, işçi temsilcili­ği ya da işçi sağlığı güvenliği gibi kolektif temsil araçlarını­n mümkün olduğu ölçüde sınırlandı­rıldığı ya da kolektif temsiliyet­ten koparıldığ­ı söylenebil­ir. Bu en açık şekilde iş sağlığı güvenliği kurulların­da görünür hale gelmektedi­r.

Diğer taraftan 6331 sayılı yasada işçi temsilcile­rinin görev ve yetkileri incelendiğ­inde işçilerin sağlık ve güvenlik yönetimi uygulaması­yla ilgili bilgilerin pasif alıcıları konumuna itildiği görülmekte­dir. Mevzuata göre çalışan temsilcisi; iş sağlığı ve güvenliği ile ilgili çalışmalar­a katılma, çalışmalar­ı izleme, tehlike kaynağının yok edilmesi veya tehlikeden kaynaklana­n riskin azaltılmas­ı için tedbir alınmasını isteme, tekliflerd­e bulunma ve benzeri konularda çalışanlar­ı temsil etmeye yetkilidir. Temsilcini­n yetkileri katılma, izleme, isteme ve teklif etme ile sınırlandı­rılmış, uygulama ve denetleme, yaptırım gibi araçlarla sonuçların­ın yönünü etkileme olanağında­n yoksun bırakılmış­tır.

 ?? ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye