‘Tarikat okulları, yurtlar kapatılmalı eğitim dogmalardan temizlenmeli’
İsmailağa Cemaatine bağlı Hiranur Vakfının Kurucusu Yusuf Ziya Gümüşel’in kızı H.K.G.’YI 6 yaşında “evlendirmesi” ve H.k.g’nin yıllarca cinsel istismara maruz bırakılması üzerine başlayan tartışma ve tepkiler sürüyor. İktidarın da desteğiyle etkinliği giderek artan tarikat ve cemaat yapılanmalarında yer alan kadınlar ve çocukların yüz yüze kaldığı sorunları Araştırmacı Yazar Prof. Dr. Esergül Balcı ile konuştuk.
Bugün faaliyet yürüten tarikatların 7. yüzyıl Arap geleneklerini referans aldığını söyleyen Balcı, “Kadınlar ve kız çocukları ganimet olarak sayılır. Küçük yaşta evlilikler de bunun bir parçasıdır. İslam yasalarına göre kadınların şahitliği erkeklerinkine nazaran şüphe içerir ve iki kadının şahitliği bir tam şahit olarak görülür. Bu durum yozlaştırılarak ayet ve hadislere dayandırılır. Ceza davalarında kadınların şahitliğinin kabul edilmeyişi ise kadınların şahitliğinin şüpheden uzak kalamayacağı şeklindeki kabule dayanmaktadır” ifadelerini kullandı.
‘KADIN ŞEYTAN OLARAK KABUL EDİLİYOR’
Tarikatların kadını “ganimet” olarak gördüğünün söyleyen Balcı, “Kadınların doğurmak dışında görevi yok. Çocuklara dayatılan öğreti de budur. Birçok çocuğun kendi annesi kadınlara aşağılama ve erkeği yüceltme penceresinden baktığını görürüz. Kadın şeytan olarak kabul edilir, erkeği kötülüklere yönelten bir yanı olduğu kabul edilir. Bu durum örtünme, erkeklerle bir arada olmama şeklinde ortaya çıkar” diyor.
Bunu örnekle açıklayan Balcı, “Tarikata ailesinin isteği üzerine giren bir arkadaşım; çocuklara ‘kadının bela, şer ve fitnesinden koruması’ için her gün dua ettirildiğini anlatmıştı. Çocuk yaştaki arkadaşım aldığı bir aylık eğitimden sonra evine gittiğinde haram diye yengesinin elini sıkmadığını da sözlerine eklemişti” ifadelerini kullandı.
‘İSTİSMARLARIN ARDINDAKİ GERÇEĞİ GÖRMELİYİZ’
Tarikatların güçlenmesiyle kadın cinayetleri arasındaki paralelliğe de dikkat çeken Balcı, “Kapalı bir ortamda, biyolojik eşe yabancılaşan öğreti, her devirde istismara açık olmuştur. Bugün tarikatlarda ya
şanan erkek çocuklara tecavüz, küçük yaştaki kızların evlendirilmesi, çocukların dedesi yaşındaki adamlara köle gibi satılmasının altında yatan gerçek budur. Başımızı kuma gömemeyiz, bunu görmezden gelemeyiz” dedi. Aladağ’da tarikat yurdundaki yangında yanarak ölen çocukları; Karaman, İstanbul, Sakarya’da istismara uğrayan çocukları hatırlatan Balcı, “Bunlar buzdağının görünen yüzü. Tarikatların kapalı kapıları ardında yalnız hocaların değil, daha büyük yaştaki çocukların küçüklere yönelik istismar ve tecavüzleri de biliniyor. Bu çocuklar cinsel istismar dışında fikir olarak teröre de yönlendirilmeye müsait ortamlarda kalıyorlar. Bunun örneklerini IŞİD’E katılan ya da Suriye’ye cihat için gidenlerde sıkça gör
dük. Tarikatlarda kadın ve çocuk olmak her an istismara, alınıp satılmaya, cihat için kullanılmaya müsait olmak anlamını taşır” uyarısında bulunuyor.
EĞİTİM LAİK VE BİLİMSEL TEMELDE DEĞİŞTİRİLMELİ
Kadın ve çocukları korumak için tarikat ve cemaatlerin okul, yurt, şirket ve banka mevduatlarına el konulması gerektiğini söyleyen Balcı, “Zira tarikatların her biri halen birer holding olarak faaliyet yürütüyor. Aynı zamanda eğitimin kökten değiştirilmesi; doğmalardan ve çağ dışı geleneklerin yüceltilmesinden temizlenmesi ve çağdaş, laik, bilimsel hale getirilmesi gerekiyor” ifadelerini kullandı.