‘BIREYSELCILIĞI AŞIP YAN YANA GELMELIYIZ’
TÜM bu sorunlara karşı işçilerin neden birleşmediğini ve seslerini duyurmak için örgütlenmediğini sorduğumuzda sendikaya uzanıyor sohbet: “Diyelim ki biz bir araya gelen dört kişiyiz. Şuraya gidip eylem yapalım desem ben işçiye sahip çıkamam ki. Bir şey olsa ne yapabilirim? Burada sendikanın (GMİS) sahip çıkması, bir şeyler yapması gerekiyor. Sendika günü kurtarıyor anca. Sendika başkanının açıklamalarını gördük. Cinayet bile diyemedi Amasra’daki olaya. Çünkü iktidarla iş birliği içinde, söyleyemez. Onlar birbirlerine destek oluyorlar. GMİS eskiden saygın bir sendikaydı, ama o saygınlığı ve güven verici hali kalmadı artık. Sendikanın sadece TTK işçisi için de değil genel bir mücadele vermesi gerekiyor. Örneğin İstanbul Sözleşmesi kaldırılıyor, buna karşı da bir mücadele vermeli. Örneğin kaçak ocakta kaza oluyor, bir taziye mesajı bile yayımlamıyorlar.”
Kozlu işçisinin “Sendikayı değiştirecek olan kim?” sorusuna karşı cevabı “Biz” oluyor, sonrasında ise bir ‘ama’sı var: “Sendikayı işçiler değiştirir tamam ama o da zor yani. İşçinin arasından bir liderinin çıkması lazım. Ama işçi diyor ki üç brüt maaşım var, rahatım, iş güvencem var, neyin mücadelesini vereyim. Sendikayı bile gereksiz görüyorlar. Son 20 yılda Türkiye’de ne varsa TTK’DE de o var. Toplumda bireyselcilik ön plana çıkmış durumda. Bu burada da böyle. Bu yüzden de yan yana gelemiyoruz. Oysa ki bunu aşmamız lazım.”
‘SADECE ÖLÜRKEN HATIRLAMAYIN BİZİ’
TTK’YE en kısa zamanda işçi alınması, yatırım yapılması, madenlerin özerkliğe kavuşması ve siyasi müdahaleden uzaklaşılması taleplerini sıralayan işçi, “Madenciler öldüğünde, büyük kazalar olduğunda hatırlanıyor. Bu taleplerimizi dile getirirken de sesimize ses olunmalı. Mesela promosyon meselesi sorunumuz. İşçinin moralini burada da düşünsünler. Şu an belirsiz güncelleştirme meselesi var. Madencilerin değer görmesini istiyoruz gerçek anlamda. Öte yandan sendikada demokrasi denen bir şey yok. Kimi şubelerde kimi yöneticiler hegemonya kurmuş durumda. Bu seçimlerde usulsüzlükler döndü. Sendikamız tek adamlığa doğru gidiyor. Muhalifler sürdürülüyor. Tek adamlıkla, antidemokratik bir biçimde sendikamız yönetiliyor. İleri ve muhalif işçiler üzerinde genel bir baskı söz konusu. Ttk’deki yer üstü işçileri düşük ücret alıyor, bu işçiler arasındaki barışı da bozan bir durum. Bunlar da gündem olmalı, sadece ölürken hatırlamayın bizi...”