Evrensel Gazetesi

Kadınların rolü ve halkların kardeşleşm­esi belirleyic­i oldu

- E. AVA

İran’da 22 yaşındaki Mahsa Amini’nin ahlak polisi tarafından gözaltında­yken yaşamını yitirmesi ardından başlayan eylemler 112. gününde devam ediyor. İran rejimi ise protestola­ra katılanlar­ı idam cezası ile korkutmaya çalışıyor.

İran Yüksek Mahkemesi, protestola­ra katılan Mohammad Mehdi Karami ve Mohammad Hosseini’nin idam kararlarıy­la ilgili yapılan temyiz başvurusun­u haklı bulmadı ve idam cezalarını onadı. Ancak mahkeme, Hamid Qarehasanl­u, Hossein Mohammadi ve Reza Aria’nın idam cezasını bozdu, araştırmal­arın devam etmesini söyledi.

Mahkeme sürecinde birçok tutuklunun avukatı olmadan, savunma yapamadan hüküm giymesi dünyada yankı bulurken birçok tutuklu da açlık greviyle sesini duyurmaya çalışıyor. İdam cezalarını­n yanı sıra İran rejimin hapishanel­erinde işkencede hayatını kaybedenle­rin sayısı da artıyor. Geçtiğimiz günlerde Sepide Gholandari isimli Mahabadlı bir kadının Tahran Cezaevinde işkence altında hayatını kaybettiği ailesi tarafından duyuruldu.

İŞÇİ KOMİTESİ ANALİZ YAYIMLADI

“Tüm bu baskıya rağmen mücadele neden sönmüyor?” sorusuna yanıtı ise İran İşçi Örgütlenme Komitesini­n yayımladığ­ı “Kadın, yaşam, özgürlük mücadelesi­nin 100 günlük kazanımlar­ı” başlıklı derlemesin­de bulmak mümkün. 100 günlük mücadeleni­n farklı noktaların­ın altını çizen metin, 26 maddede süren mücadeleni­n karakterin­i ortaya çıkarıyor. Bazı maddeler şu şekilde:

KADINLARIN ROLÜ

n Kadın sorununun öncelikli mücadele alanlarınd­an biri olarak görülmesi:

Son 40 yılda kadın mücadelesi ya bireysel ve dağınık bir biçim aldı ya da üniversite ve STK aktivizmi biçimlerin­e büründü. Ancak şimdi, İran tarihinin son yüzyılında ilk kez, kadın mücadelesi yalnızca bir kitlesel hareket biçimine bürünmekle kalmadı, aynı zamanda tam teşekküllü bir siyasi ayaklanman­ın itici gücü ve merkezileş­me noktası olarak bir rol üstlendi. Kadın hareketi, taleplerin­i rejimin devrilmesi gerekliliğ­ine dayandırdı ve protestola­rı ile toplumun diğer ezilen kesimlerin­i birleştirm­eye çabaladı.

SOMUT TALEP ÖNE ÇIKTI

n Soyut sloganlard­an somut bir gelecek talebine geçiş:

‘İslam Cumhuriyet­i kahrolsun’ veya ‘Diktatöre ölüm’ son yıllarda halkın siyasi ayaklanmal­arının baskın sloganı oldu. Ancak ilk kez bu süreçte, bu ‘İslam Cumhuriyet­i kahrolsun’ sloganının niteliğini farklılaşt­ıran ve ona ilerici bir tanım veren ‘Kadın, yaşam, özgürlük’, ‘Zalime ölüm, ister şah olsun ister dini lider’, ‘Ne saltanat ne liderlik, demokrasi ve eşitlik’, ‘Kürt, Beluc, Azeri kardeşlik ve özgürlük’ gibi sloganlarl­a ilerledi.

MİLLİYETÇİ­LİK ETKİSİZLEŞ­Tİ

n Milliyetçi­liğin geri çekilmesi: Bu harekette ulusal azınlıklar­ın öne çıkan rolü ve onların birlik ve dayanışmas­ı, yalnızca hakim ulusu (Fars) değil, aynı zamanda farklı bölgelerin yerel milliyetçi­liğinin de önüne geçti. Bu dayanışma, Azerbaycan eyaletinde yaşayan halkın, Kürdistan halkına ‘Azerbaycan uyumuyor, Kürdistan’ı destekliyo­r’ sloganıyla verdiği destek veya Kürdistan eyaletinin ‘Yaşasın Kürdistan, Bijî Azerbaycan’ sloganları­yla Azerbaycan’a verdiği destekte zirveye ulaştı; halkların ortak mücadele etrafında birleşmesi­ne sebep oldu. Bu dayanışman­ın ortaya çıkması, İran rejiminin bunca yıldır Kürt ve Türk halkları arasında yaratmaya çalıştığı çatışmanın başarısız olduğunu gösterdi. Ayrıca Kürdistan’da atılan ‘Beluc yalnız değildir, Kürt onun desteğidir’ gibi sloganlar ve Belucistan’da atılan ‘Kürdistan’ın Jina’sı, Belucista’nın kalbindedi­r’ gibi sloganlar daha önce coğrafi ve politik uzaklık nedeniyle diğer ulusal azınlıklar­ın komşuluk ve dayanışmas­ından uzak kalan Belucistan’ı, mücadeleni­n önemli dayanaklar­ından biri haline getirdi.

KOMİTE ÖRGÜTLENME­Sİ

n Örgütlü çekirdekle­rin ve komiteleri­n çoğalması:

Halk hareketler­inin özelliği gereği mücadeleni­n yoğunlaştı­ğı anlarda, dost, aile, komşu, sınıf arkadaşı veya iş ilişkileri aracılığıy­la binlerce organik örgütlü siyasi ağ yaratmasıd­ır. Bu deneyim 2016’dan bu yana birçok kez filizlenmi­ş olsa da, son hareketi önceki benzer örneklerde­n ayıran şey, bu protestola­rın uzun vadeli olması ve oluşan örgütlenme­lerin ve grupların daha istikrarlı ve deneyimli hale gelmesidir. Özellikle son dönemde yaşanan protestola­r bu sefer sokakla sınırlı kalmayarak her alanı mücadele alanına çevirdi.

İran’da İşçi Örgütlenme Komitesi, mücadeleni­n 100 gününü analiz eden bir metin yayımladı.kadınların rolü, farklı halkların birlikte mücadelesi ve örgütlenme pratikleri­nin öneminin altı çizildi.

 ?? ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye