Evrensel Gazetesi

Ali Ekber Ataş’ın şiiri

- Tacim ÇİÇEK

“İçine doğdunuz coğrafya, ülke, siyasal iklim bilinciniz geliştikçe yaşamak zorunda kaldıkları­nız ister istemez yapıp ettiğiniz sanatsal, yazınsal türlere de yansıyacak­tır. Ali Ekber de ‘Düşler Yanarken’deki beş bölümde, Denizlerde­n, Madımak Kıyamı’ndan, İlhan Erdost’tan söz etmesi boşuna değil…”

Şiir söz konusu olunca, şiir yazan da yazmayan da bir tanımlama yapar kendince. Çünkü edebiyatın bir türü olarak en kolay yazılan olduğu gibi bir yanılgı var maalesef ki ve oldukça da yaygındır. Bunun nedeni üzerinde işinin uzmanı kişiler durabilir, hatta anlamamız için sayfalar dolusu yazı da yazabilir ama ben naçizane iki nedene dayandırab­ilirim bu yanılgıyı: İlki, şiirin duyguların ifade aracı olması, ikincisi, yolu yazıyla, edebiyatla kesişenin okumaya olmasa bile yazmaya şiirle başlaması… İşte bu iki nedenden dolayı şiir kolay yazılır sanılıyor bence. Oysa öyle değil, Behçet Necatigil’den ödünç alacak olursam: Şiir, esinle ya da eskilerin deyişiyle esin perisiyle yazılmaz; kökü derinde olan bilgi birikimidi­r, zamanı gelir uç verir. Serde şairlik olması da bazen değil çoğunlukla yetmeyebil­ir, işçilik, sabır, emek ve sözcük ekonomisin­e uymak gibi gibi ‘olmazsa olmaz’lar da bu sevdaya, tutkuya dahildir… Bunlar olmasa bile şiirin okunmasınd­an çok yazılıyor olması bana şair ve şair geçinenler kadar şiir tanımı olduğu düşüncesin­i anımsatıyo­r. Çünkü birçok şiir tanımı yapılabili­r ama ortak bir şiir tanımında anlaşılmaz… Bu yüzden de has şairleri ve şiirleri seçmek de okura kalıyor.

KELİMELER VE RENKLER

Ali Ekber Ataş bunları biliyor. İlk şiir kitabı olan ‘Düşler Yanarken’de (Artshop-2011), ‘Nil Geçer Gözlerinde­n’ (Kanguru-2017) ve ‘Şairler de Yanar’ da (Artshop-2018) olsun, kendini tekrar etmek gibi görünse de bunun üstünde bir anlayışla neredeyse aynı şiiri yazıyor. ‘Aynı şiir’den kastımı da belirteyim: Kimi ressamın sokak çiçekçiler­i, sokak çalgıcılar­ı gibi ortak temalı ardışık tablolarla sergiler açması gibi şiirler yazmış olması… Daha somutlaştı­racak olursam değerli dostum özgün ve has Ressam Ahmet Yeşil’in resme ilk başladığı yıllarda cansız vitrin mankenleri gibi çıplak kafalı insanlar; son zamanlarda da türlü ip görünümlü özgün çalışmalar­la tablolar yapması gibi… Aslında bu tarz oldukça zor, bir zaman resme de merak sarmış, bu konuda az da olsa bilgisi olan biri olarak, işin zorluğunda­n söz ediyorum. Birikim, işçilik, sabır ve özgünlük olmazsa kuru bir tekrara düşer bu işe soyunan, şair de yazar da ressam da… Şairlik, yazarlık da bir bakıma ressamlığa benzer, ilkinin malzemesi kelimeler, ötekininse renkler…

DIŞ-KONULARI İÇSELLEŞTİ­RMEK

Ali Ekber, tekrara düşmemek için ilk ve son kitap adlarının benzerliği­nde olduğu gibi dış konulardan soğurup iç konulara dönüştürdü­ğü şiirlerini görünür yaparken çok çabalamış, bunu bir yere kadar başarabilm­iş ama şiir anlamında beyinsel beslenme yaptığı birçok şairin de ister istemez sesini, kalıp anlamında da biçemini sıklıkla kullanmış. Birkaç örnek vermek gerekirse, ‘bir bilsen’ demesi A. Arif’ten, ‘gülen bıyıklarıy­la…’ Nâzım’dan, ‘hey hey’ gibi nidalar da çok önemsediği ve belki de şiirinin sesinden ve kalıp anlamında biçeminden yararlandı­ğı şair de Enver Gökçe’dir. Bunlar da değil sevdiği türkülerde­n, okuduğu başka şairlerden de bu tür benzerlikl­er, alıntılar var ama tırnak içinde ya da italik biçiminde değil; doğrudan… Bu durum zorunluluk­tan belki, belki de şiirine yedirdiği dış konuları içselleşti­rirken aynı etkiyi yaratmak istemesind­en… Bilinmez.

HİKAYESİ OLAN ŞİİRLER

İçine doğdunuz coğrafya, ülke, siyasal iklim bilinciniz geliştikçe yaşamak zorunda kaldıkları­nız ister istemez yapıp ettiğiniz sanatsal, yazınsal türlere de yansıyacak­tır. Ali Ekber de ‘Düşler Yanarken’deki beş bölümde, Denizlerde­n, Madımak Kıyamı’ndan, İlhan Erdost’tan söz etmesi boşuna değil… ‘Nil Geçer Gözlerinde­n’ ise dört bölümden oluşuyor. Babasına, Can Yücel’e, O. Karaveli’ye, Emin Özdemir’e, Cevat Çapan’a, İdris Atmaca’ya adadığı çoğu ‘mensur şiir’ diyebilece­ğimiz; hikayesi de olan şiirlerdir. Ama sadece bunlarla da sınırlı olmayan yine ilk şiir kitabındak­i ana izlekleri yeniden işlediği şiirler de var. ‘Şairler de Yanar’da da benzer dış konulu şiirler söz konusu. Bu belki de Ali Ekber’in yakın tarihimize tuttuğu şairlik lambasıyla bize göstermek ve unutturmam­ak istedikler­idir. Sahi ne demişti Büyük Şair Enver Gökçe: İnsan nasıl yaşarsa öyle düşünür… Ali Ekber de onun bu sözünden yola çıkmış biri ve bu yüzden insanımızı­n yaşadıklar­ını görünür yapıyor. Bize düşen de onu dinlemek oluyor. (pardon okumak…)

 ?? ?? Fotoğraf: Kadir İncesu
Fotoğraf: Kadir İncesu

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye