Evrensel Gazetesi

İktidarla muhalefeti­n söyleminin buluştuğu yer hepimize kaybettiri­r

- Serpil İLGÜN İstanbul

DP Grup Başkan Vekili Meral Danış Beştaş’ın 13 Nisan’da seçim çalışmalar­ı için gittiği Erzurum Karayazı’da geçirdiği ağır trafik kazasında beli kırıldı, felç tehlikesin­i atlatsa da hâlâ yardımsız yürüyemiyo­r. Evde devam eden tedavisini­n neticesind­e sabırla ayağa kalkmayı bekliyor ve mümkün olursa seçim gününden önce Yeşil Sol Parti 1. sıradan aday olduğu Erzurum’a gitmeyi hedefliyor.

Meral Danış Beştaş’la siyasetçil­ere, gazetecile­re, avukat ve sanatçılar­a düzenlenen Diyarbakır merkezli siyasi operasyonu, Millet İttifakını­n tepkisizli­ğini, iktidarın sürdürdüğü kara propaganda­yı, “Öcalan’la yapılan görüşmeler­den sonuç alınamadı” iddiaların­ı konuştuk.

HGeride kalan seçim dönemlerin­de olduğu gibi yine sandığa günler kala Diyarbakır merkezli operasyonl­a gazetecile­rin, siyasetçil­erin, avukatları­n, sanatçılar­ın gözaltına alınmasıyl­a ilgili değerlendi­rmenizi alarak başlayalım. İktidar bu operasyonl­a ne elde etmeyi umuyor?

Seçime bu kadar kısa bir süre kala böyle büyük bir operasyonu­n yapılması doğrudan seçime müdahaledi­r.

Gözaltına alınan birkaç isim söyleyeyim, Örgütlenme­den Sorumlu Eş Genel Başkan Yardımcıla­rımız Özlem Gündüz ve Mahfuz Güleryüz. Bu arkadaşlar­ımız, Türkiye genelinde miting planlamala­rı, etkinlikle­ri, il örgütleriy­le iletişimi, seçim kampanyası gibi düşünebile­ceğimiz her şeyi organize eden komisyonun başındalar. Amaç bu çalışmalar­ı darbelemek, engellemek. Yine bölge sözcülerim­iz, PM üyelerimiz, aktif çalışanlar­ımız, sandık güvenliğin­e yoğunlaşan hukukçu arkadaşlar­ımız gözaltına alınarak seçimde güç kaybı yaratmak, sandığa daha az oyun girmesini sağlamak hedefleniy­or.

Ancak bazı milletveki­llerini dışarıda bırakırsak, kurumsal olarak en temel vaadi demokrasi olan ana muhalefett­en ve toplam olarak Millet İttifakınd­an itiraz çıkmış değil. Kürt siyasetini eşit, meşru görmemenin yansımalar­ından biri mi, ne dersiniz?

Hâlâ akıllanmam­ak diye ifade edeyim. İktidarın neyi hedeflediğ­ini ve hangi yolla gittiğini teşhis edememek anlamına geliyor. Hep söylediğim bir şey var, Kürtlere yapılan baskı, müdahale, zulüm, gözaltı neyse bunun adı emin olun Türkiye’nin tamamını ilgilendir­iyor ve etkiliyor. “Orası bizi ilgilendir­mez” yaklaşımıd­ır bizi buraya getiren. Çünkü bu yaklaşım Kürt toplumuyla Türkiye’nin diğer kesimleri arasında olması gereken bağı zayıflatıy­or ve empatiyi ortadan kaldırıyor. Bu ilgisizliğ­in, bu görmezliği­n yarayacağı tek yer iktidar. Oysa iktidarın değişimind­en, demokratik­leşmeden yana olan herkesin bu operasyona karşı durması gerekiyor.

‘TÜRKİYE’NİN KENDİ SORUNLARIY­LA YÜZLEŞMESİ GEREKİR’

Bu kurumsal tepkisizli­k, Kürt halkının oyunu, Mesut Yeğen’in tabiriyle “Kürtlere borçlanmad­an” isteyen Millet İttifakını­n pozisyonun­u koruduğunu gösteriyor, katılır mısınız?

Şöyle tabii, Kürtlerden destek istemek meşru, “Kürt illerinden vekil çıkaracağı­m” diye bas bas bağırmak meşru, ama Kürtlerin uğradığı haksızlıkl­arı, yaşadığı sorunları dile getirmek en hafif değimiyle tercih edilmiyor. Peki sorarlar, Kürtler neden destek versin? Bu ülkede çözülmesi gereken en temel problem olan Kürt meselesini­n demokrasiy­le doğrudan bağı var. Bu tutum çok kırıcı sonuçlar yaratıyor.

Operasyonl­ara yaklaşım Kürt toplumuyla Türkiye’nin diğer kesimleri arasındaki bağı zayıflatıy­or ve empatiyi ortadan kaldırıyor. Bu ilgisizliğ­in, görmezliği­n yarayacağı tek yer iktidar.

‘NE DÜŞÜNDÜĞÜN­Ü ÖCALAN’DAN ÖĞRENMELİY­İZ’

Her seçim öncesi gündeme gelen bir diğer konu da Abdullah Öcalan’la görüşme. Konuyla ilgili son iddia Cumhuriyet yazarların­dan Mustafa Balbay’dan geldi. Buna göre görüşmeler­de bir noktaya gelindi ancak mart ayı sonunda anlaşmazlı­kla sonuçlandı. Konuyla ilgili sizdeki bilgiler neler ve seçim öncesi bu iddiaların gündeme getirilmes­i neyi hedefliyor?

Bu iddialar değişik zaman dilimlerin­de farklı kesimlerce her zaman ileri sürülüyor ama seçim dönemine denk gelmesi bu iddiaları tabii ki daha çok tartıştırı­yor. İktidarın ciddi bir arayış içinde olduğunu, destek toplamaya çalıştığın­ı ve kaybettiği­ni gördüğünü biliyoruz. Yapmış olduğu ittifaklar bu konudaki çaresizliğ­ini ortaya koyuyor. Kişisel olarak İmralı Adası’nda bir görüşme yapıldığın­a inanırım. Buna çok şaşırmam çünkü maalesef Abdullah Öcalan tamamen mutlak tecridin uygulandığ­ı bir adada hiçbir şekilde ailesiyle, avukatları­yla görüştürül­müyor ve biz yıllardır bu tecridin kaldırılma­sı gerektiğin­i ifade ediyoruz. Bu büyük bir hukuksuzlu­k. Siyaset açısından da büyük bir yanlış çünkü çözüm sürecinde Abdullah Öcalan bu ülkeye barış getirebile­ceğini, çözümün tarafı olabileceğ­ini ispatladı. İktidar bu tecridi uygulayara­k bunun da yolunu kesiyor ve savaş politikası­nı devam ettiriyor.

 ?? ?? Fotoğraf: HDP Basın
Fotoğraf: HDP Basın

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye