‘Kirli bir enformasyon ortamının herkesin aleyhine olacağı aşikar’
8 Mayıs seçimlerine günler kala, hükümet yetkililerinin “montaj video” ısrarı devam ediyor. Son olarak Cumhurbaşkanı Erdoğan videonun “Gençlerin kıvrak zekasının ürünü” olduğunu iddia ederken Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum “Montaj veya değil, bir video mu sorun?” dedi. Gazeteci Akademisyen Can Ertuna yaşanan dezenformasyonun sonuçlarını şu şekilde yorumladı: “Dezenformasyonun ‘normalleşmesi’ kısa vadede belli bir zümrenin çıkarına uygun olabilir ancak orta ve uzun vadede bu kadar kirli bir enformasyon ortamının herkesin aleyhine olacağı aşikar.”
2‘GERÇEK OLUP OLMADIĞININ BANA GÖRE ÖNEMİ YOK’
Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın miting meydanlarında Cumhurbaşkanı Adayı Kemal Kılıçdaroğlu’nun arkasına Murat Karayılan’ın olduğu videoyu yayımlatması ve tartışmaları hâlâ devam ediyor. Her ne kadar Erdoğan “Ama montaj ama şu ama bu” dese de yaşananların bir dezenformasyon olduğu gerçeği her gün bir kez daha
Cumhurbaşkanı Adayı Kemal Kılıçdaroğlu; Erdoğan’ın yeniden gündeme getirdiği montaj
kasetlerle ilgili 1 milyon Tl’lik dava açtı. (Fotoğraf: Muhammed Selim Korkutata/aa)
ortaya çıkıyor.
Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum, montaj videoya dair konuştu ve “Montaj, montaj değil. Gerçek, gerçek değil. E zaten gerçekleri herkes biliyor. Gerçekleri bildiğimiz ortamda videonun veya yayımlanan görüntülerin gerçek olup olmadığının bana göre bir önemi yok. Sonuçta görüntü montaj değil. Montaj veya değil, bir video mu sorun?” dedi.
ERDOĞAN: GENÇLERİN KIVRAK ZEKASI
Kemal Kılıçdaroğlu ise katıldığı
canlı yayında kendisini terörle ilişkilendiren montaj video ile ilgili Cumhurbaşkanı Erdoğan’a sert sözlerle yüklendi. Kılıçdaroğlu “Devletin Cumhurbaşkanlığı koltuğuna oturan bir kişi nasıl sahtekarlık yapabilir? Allah’a sığınıyorum. Bu kadar iftira, düzeysizlik Cumhuriyet tarihinde hiçbir zaman olmadı. Nedir bu rezalet?” ifadelerini kullandı.
Kılıçdaroğlu’nun konuşmasından dakikalar sonra paylaşım yapan Erdoğan, “Şimdi çıkmışlar, tüm bu gerçekleri 5 saniyeye sığdıran, gençlerimizin kıvrak zekasının ürünü bir video üzerinde arsızca tepiniyorlar, hakaretler savuruyorlar” diye yazdı.
Montajlı video tartışmaları devam ediyor. Erdoğan ‘gençlerin kıvrak zekası’ dedi, Bakan Kurum ‘montaj veya değil’ ifadelerini kullandı. Gazeteci Akademisyen Dr. Can Ertuna ise “Uzun vadede bu kadar kirli bir enformasyon ortamının herkesin aleyhine olacağı aşikar” ifadelerini kullandı.
‘BEKLEYENLERİ DAHİ ŞAŞIRTTI’
Yaşanan dezenformasyon ve montajlı videolara dair konuştuğumuz Gazeteci Akademisyen Dr. Can Ertuna, seçimlerin birinci turundan önce özellikle Cumhurbaşkanı Adayı Kemal Kılıçdaroğlu’na karşı “deepfake” (Yapay zeka kullanılarak oluşturulmuş ses ve video içerikleri) üzerinden bir karalama kampanyası yürütülebileceği yönünde endişeler varken karşımıza çok eski usul bir montajlı kaset çıktığını hatırlatarak “Üstelik böyle bir şeyin troller ve havuz medyası tarafından yaygınlaştırılabileceği bilinirken devletin en üst makamında bulunan kişi tarafından mitingde servis edilmesi bu çekişmeli seçimde faullü mücadele görmeyi zaten bekleyenleri dahi şaşırttı” ifadelerini kullandı.
‘EN ÜST KADEMEDEN SAVUNULMASI İLK VE YENİ BİR EŞİK’
Siyasal iletişimde dezenformasyonun farklı türleri; hiciv, hatalı ilişkilendirme, çarpıtılmış içerik, yanlış bağlam, sahte kimlikli taklit içerik, manipüle edilmiş içerik ve uydurma içeriklerin hem Türkiye’de hem de yurt dışında seçim süreçlerinde görünen yöntemler olduğunu belirten Ertuna “Ancak bugüne kadar anonim hesaplar, isimsiz failler tarafından devreye sokulan bu araçların yönetimin en üst kademelerindeki isimler tarafından dolaşıma sokulması ve kurgu ortaya çıktığında da yeri geldiğinde savunulması yeri geldiğinde montajın kabul edilip ‘Neyse ne, biz yolumuza bakalım’ duruşu sergilenmesi bir ilk ve yeni bir eşik” dedi.
DEZENFORMASYONUN NORMALLEŞMESİ
Ertuna şöyle devam etti: “Varılan noktada sandık güvenliğini yurttaş çabasıyla savunmak zorunda kalmak adeta ‘normalleşti’. Kamu yayımcısının taraflılığı, resmi ajansın her seçimde psikolojik manevra aygıtı gibi çalışması da… Artık yurttaşlar ve işini hakkıyla yapma ısrarındaki gazeteciler, hakikati savunma görevini de üstlenmek durumda. Dezenformasyonun ‘normalleşmesi’ kısa vadede belli bir zümrenin çıkarına uygun olabilir ancak orta ve uzun vadede bu kadar kirli bir enformasyon ortamının herkesin aleyhine olacağı aşikar.”