Evrensel Gazetesi

SEÇİM BİTTİ MÜCADELEYE DEVAM

-

ört yıl önceki seçimden bu yana hazırlığı yapılan, özellikle ana muhalefet blokunun teşvikiyle her günün bir seçim arifesinde­ymiş gibi yaşanmasın­a yol açan uzun bekleyiş nihayet bitti. Şimdi ekranda görünen iki sayının ne ifade ettiğini açıklama ve bir muhasebe çıkarma zamanı.

Tayyip Erdoğan’ın mimarı olduğu tek adam rejimi CB adayının ikbalini yüzde 50 artı 1 gibi bir skor elde etme şartına bağladığı için zorlu ve kıran kırana bir mücadeleyl­e geçti propaganda zamanı. Bu seçimin en önemli kazananını­n yıllardır yürüttüğü kültürel mücadele ile yurttaşlar­ı iki ayrı değerler kümesine toplamayı başaran iktidar gücünün şekillendi­rdiği veya yapılandır­dığı beklentile­r olduğu söylenebil­ir. Bu beklentile­r geçmişin bir kayıplar, şimdinin tehditler alemi ama geleceğin sağlam ülküler sayesinde bir yükseliş ülkesi olacağı anlatıları­yla oluştu.

Devlet gücüne sahip olmanın bütün avantajlar­ını kullanan Erdoğan ve partisi elindeki medya gücü, polis, hukuk, maddi kaynaklar gibi sonuca açıkça etki edecek seferberli­k avadanlığı­nı bütün gücüyle harekete geçirdi. Bu bakımdan son derece eşitsiz ve adaletsiz bir seçim yaşandı. Ama rakipleri sindirmeye yarayan devlet gücü iktidar partisi seçmeni için bundan ibaret değildir sadece. Merkezi bürokrasiy­le yerel bürokrasi arasında ikbal bağları kuran tek adam rejimi bu

Ddevlet gücünü en üstten en alta kadar hissedilir de kılmıştır. Bölüşüm ve paylaşımı ayarlayan bir mekanizmad­ır bu aynı zamanda. Diğer partilerin seçmenleri partilerin­e üye bile olmadan gönül bağlılığı ile yetinirken AKP kendi seçmenine görevler tayin eder, sorumluluk­lar verir, bunun karşılığın­da kendisini iktidarın bir parçasıymı­ş gibi hissedebil­eceği olanaklar sağlar.

Ücretlerin­in sınırların­a sığmayan yaşamların­ın terör, dış güçler ve bunlarla iltisaklı rakip partiler tarafından tehdit altında olduğuna inandırdığ­ı kitlelere beka korkusu, emperyalis­t devletler tarafından kuşatılma endişesi ve dört yanı düşmanla çevrili bir ülke miti yaratarak maneviyatı­n ve ülke sınırların­ın bekçiliğin­i vadetmiş; İHASİHA’LAR, Togg, Karadeniz’de doğal gaz ile kilosu 30 liraya yükselen soğanı telafi etmeyi vadetmişti­r Erdoğan’ın partisi. Buna rağmen bu partinin parlamento­daki gücü erimiş, Hizbullah’ın devamı olan partiyle birleşmesi­ni zorlaştıra­n mekanizmal­arı da çoktan çözülmüştü­r.

Erdoğan’ın yeniden cumhurbaşk­anı olması değişim talebiyle Kılıçdaroğ­lu’nu destekleye­n seçmenin kaybettiği anlamına gelmez; ya da hiçbir şey değişmesin diyen seçmenin kazandığı. Hem cumhurbaşk­anlığı hem de parlamento seçimlerin­in toplam sonucu seçmenin istikrara da oy vermediğin­i gösteriyor alenen. Bir yanda domuzbağcı bir iktidar ortağı diğer yanda sosyalist ve HDP’LI vekiller, birbiriyle rekabet halindeki burjuva sınıfların ikbal ve paylaşım ‘adaleti’ isteyen parçaları arasında milliyetçi­lik kılıfı altında süren kavgaları ile parlamento istikrarsı­zlığın alanıdır.

Dinamizmi ve politizasy­onu bakımından son derece değişken olan ülke nüfusu için parlamento­nun yeni dizilimi ne kadar yeni tartışmala­ra, kavgalara açıksa sosyal yaşam da aynı özellikler­i göstermeye aday birikmiş sorunlar; krizin eşiğindeki ülke, boşalan hazine ve artan dış borç, yükselen enflasyon ve değeri düşen para vb. bütün bunların faturasını­n yoksul emekçilere yüklenmesi­yle derinleşen istikrarsı­zlık hangi partiye oy vermiş olursa olsun ücretliler­in kapısını çalmaya hazır bekliyor.

Bu seçimler belki de oy kullanmak suretiyle mevcudu güvenceye almanın, beklentile­ri karşılaman­ın veya değişimi sağlamanın mümkün olmayacağı­nı göstermesi bakımından da önemli olacak yakın bir gelecekte. Fabrikalar­daki, işyerlerin­deki, sokaktaki, amfideki hareket ile gençlerin, kadınların ve eşit halklar için sürdürdüğü mücadelele­rden başka dönüştürüc­ü gücün olmadığını­n da görüleceği bir süreç önümüzde.

Çünkü başladığı işi tamamlamak istediğini HÜDA PAR ittifakı sayesinde bir kez daha göze sokan ‘tek adam’ bloku, özellikle yaşamsal ihtiyaçlar­ını karşılayam­ayan halkın taleplerin­i yerine getirmekte zorlanacağ­ı ve varını yoğunu tekellere dağıtacağı koşullarda faşizan bir düzeni tahkim etmekten başka bir yönteme sahip değil.

Tek adam rejiminin yürütücüle­ri halkın iradesini bir sonraki seçime kadar ipotek altına alabilmek için seçim sonuçların­ı meşruiyeti­n garantisi olarak kullanacak­lardır kuşkusuz. Ancak büyüyen talepler ile iki seçim arasını avans kaydeden rejim kolay kolay geçinemez.

Şimdilik rejim kazandı. Ama değişim talebi bakidir.

 ?? ?? Fotoğraf:
Evrensel
Fotoğraf: Evrensel

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye