Kuraklık ekonomiyi olumsuz etkiledi
İKLİM değişikliğiyle birlikte mevsiminde gerçekleşmeyen yağışlardan dolayı kuraklık hem dünyada hem de Türkiye’de ana gündem olmaya devam ediyor. Göllerin ve su kaynaklarının kuraklıktan dolayı kurumasıyla sadece gıda ürünlerinde değil enerji ve birçok alanda sorunlar yaşanıyor.
Kuraklık krizine ilişkin konuşan Dokuz Eylül Üniversitesi Deniz Bilimleri Ana Bilim Dalı Başkanlığından Prof. Dr. Doğan Yaşar, 2021 yılından itibaren dünyada başlayan ve geleceği 20 yıl öncesinden tahmin edilen kuraklığın günümüzde devam ettiğini söyledi. Yaşar, “Bu sürecin başlangıcı, yani 2021 mart ayı ile birlikte gelen aşırı soğuma sonucu yağışlar azalmıştır” dedi.
ELEKTRİK ENERJİSİ AZALDI
Yağışların azalması ile birlikte önemli bir enerji kaynağı olan hidroelektrik santrallerinin boşaldığını belirten Yaşar, yüzde 26 civarında olan elektrik enerjisinin bir anda yüzde 10’lara kadar düştüğünü söyledi.
HES barajları boşalan dünya ülkelerinde fosil yakıtlara yönelim olduğunu ifade eden Yaşar, “Dünya kömür fiyatları 60 dolarlardan 400
Fotoğraflar: DHA
dolarlara, petrol 25 dolarlardan 100 dolarlara ve doğal gaz da 120 dolarlardan 1400 dolarlara çıktı. Kuraklık aynı zamanda tarımı da olumsuz yönde etkileyerek, geçtiğimiz mayıs ayında dünya gıda indeksinin tüm zamanların rekorunu kırarak dünyanın bir anda ekonomik krize girmesine neden oldu” dedi.
‘TÜRKİYE İÇİN SU TEHLİKESİ BAŞLADI’
Türkiye’de nüfus artışının dünda olsa yağışlı geçmesine rağmen kuraklığın sona ermediğini belirten Yaşar, “2021 yılında 24 Mayıs günü yüzde 74 olan Tahtalı Barajının aktif doluluk oranı 2021 yılında yüzde 63 olmuş, günümüzde ise müthiş bir düşüşle yüzde 40 civarlarına inmiş durumdadır. Eylül aylarında ise yüzde 20’lere doğru ineceği açıktır. Bu nedenle henüz kuraklık tehlikesi bitmemiş olduğundan İzmir su kullanımında çok dikkatli olmalıdır. Yağmur suları ile kanalizasyon suları ayrılarak, yağmur suları mümkün olduğunca yeniden barajlara basılmalıdır” dedi.
‘KUYULAR VE SU KULLANIMI KONTROL ALTINA ALINMALI’
Türkiye’de kuyuların denetimsiz olduğunu, gelişmiş ülkelerde kuyuların izinle açılıp, en üst akiferden su alınmasında izin verildiği bilgisini aktaran Yaşar, “Daha alt akiferlerdeki sular devlete aittir. Kurak yıllarda kullanılmak üzere rezerv olarak saklanır. İspanya’da kaçak olarak 256 kuyunun kapatılması ve açanların cezaya çarptırılması gelişmiş ülkelerin bu konuda ne kadar kararlı olduklarının göstergesidir. Bu nedenle ülkemizde de bir an önce tüm kuyular ve su kullanımı kontrol altına alınmalıdır” diye konuştu.