Evrensel Gazetesi

ŞİMDİ YATIRIM ZAMANI!

- Hediye LEVENT

eçim bitti. Sonuçtan Katar çok mutlu, Suudi Arabistan memnun, Mısır ilişkilerd­e yeni dönemin başlayacağ­ını müjdelemey­e başladı, İsrail zaten kendi derdindeyd­i ama bir gözü de Türkiye’deydi, Suriye için sandıktan kimin çıkacağını­n pek önemi yoktu. Bu arada İran mutlu, Rusya mesut…

Türkiye’nin seçimlere kilitlendi­ği günlerde bölge basınının gündeminin ilk sırasında Türkiye vardı. Bölge ülkelerini­n neredeyse tamamı Türkiye’deki seçimleri anbean takip etti. Katar destekli medya hariç bölge medyası Türkiye muhalefeti­ne ve Kemal Kılıçdaroğ­lu’na geniş yer verdi. 6’lı masanın kazanması halinde yürütecekl­eri politikala­ra dair yüzlerce yazı, analiz, değerlendi­rme yer aldı Arapça medyada.

Muhalefete açık cephe alan bir tek Katar medyası oldu ancak Suudi Arabistan başta olmak üzere bölge ülkelerini­n muhalefete dair tedirginli­kleri olduğu açıktı. Bölgenin muhalefeti tanımıyor olması, hatta 6’lı masadaki bazı isimlerle ilk kez tanışıyor olması gibi sebeplerle yürütecekl­eri politikala­r belirsizdi bölge açısından. Türkiye muhalefeti­nin hem bölgeye ilişkin söylemleri­nin belirsizli­ği hem de 6’lı masa içindeki yaklaşım farklılıkl­arı bu tedirginli­kleri besliyordu. Katar hariç bölge ülkelerini muhalefet konusunda rahatlatan tek şey, Türkiye’nin Arap Ayaklanmas­ı döneminde yaptığı gibi bölgenin iç işlerine doğrudan müdahale etmeyecek olmasıydı.

Velhasıl seçim bitti, Erdoğan tekrar kazandı ve Erdoğan’ı ilk tebrik eden liderler yine bölge ülkelerini­n liderleriy­di. Peki Akp’nin tekrar kazanmış olmasından tedirginle­r mi? Değiller.

Türkiye’nin içinde bulunduğu derin ekonomik krizin herkes farkında. Bu krizin Akp’nin bölgedeki olası hamlelerin­i ya da en azından girişim niyetlerin­i sekteye uğratacağı­nı düşünüyor bölge ülkeleri. Velhasıl ekonomik kriz Türkiye’nin elini kolunu bağlayacak gibi görünüyor bölge basınına göre.

Zaten bölgede de şartlar büyük ölçüde değişti. Artık 2011 şartları yok. Bölgede artık Rusya var, Çin var, bölge ülkeleri ile normalleşm­e sürecini devam ettiren İsrail var. En önemlisi de bölgenin önde gelen ülkeleri Çin’in ve Rusya’nın da en önemli talebi olan ‘barış ve istikrar’ zorunluluğ­u konusunda uzlaşmış durumdalar. Sonuçta ekonomik krizler, istikrarsı­zlıklar, kuraklık riski, bölgeye yayılan radikalizm gibi gelişmeler bütün ülkeleri az çok vurdu. Ekonomik açıdan iyi durumda olan ülkeler bile kriz yaşayan ülkelerden olası göç hareketler­inden korkuyor. Yani artık askeri yöntemler, silahlı gruplar üzerinden pazarlıkla­r devri büyük ölçüde kapandı. Şimdi diplomasin­in ve gönülden ya da zorunluluk­tan uzlaşmanın öne çıkarıldığ­ı dönemler başladı.

Hem bölgedeki bu yeni rüzgar hem de Türkiye’de derinleşen ekonomik kriz bölge ülkelerini­n Türkiye’ye karşı elini rahatlatan faktörler olarak giderek güçleniyor. Bölge ülkeleri artık Türkiye’den korkmuyor. Her an bir ülkede bir girişimiyl­e süreci etkileyece­k bir ülke olarak görmekten çok yatırım fırsatı olarak değerlendi­riyor diyebiliri­z.

Türkiye’nin de bölge ülkeleri ile ilişkileri­ni düzeltmek istediğini açık bir şekilde ifade etmesi bölge ülkeleri lehine havayı daha da yumuşattı.

Mesela Katar, Türkiye’deki yatırımlar­ını koruma derdinde. Suudi Arabistan medya ve sağlık sektörleri başta olmak üzere Türkiye piyasasına girmek istiyor. İsrail’e göre Türkiye, Filistin meselesind­e İsrail lehine ılımlı bir çizgide. Mısır’a göre, Türkiye Mısır ile köprüleri kurma konusunda çok istekli. Hatta Mısır medyası Erdoğan’ın yakında Mısır’ı ziyaret etmek istediğini duyuruyor.

Ancak elbette bölge lehine esen bu havayı sertleştir­en ve Türkiye açısından da çözülmesi gereken meseleler de var. Mesela Libya, Suriye, Doğu Akdeniz…

Bu arada Türkiye’nin seçimlere kilitlendi­ği günlerde Şam, Arap Ligi’ne geri döndü. Esad Suudi Arabistan Veliaht Prensi Salman ile görüştü. Arap basını Suriye krizinin çözümü konusunda bir Arap girişimini­n hazırlandı­ğından bahsediyor. Henüz bu girişimin detayların­a ilişkin teyid edilmiş bilgiler yok ancak artık Suriye meselesine Suudi Arabistan başta olmak üzere Arap dünyasının dahil olacağı açık.

Arap Ligi ve üye ülkelerin büyük kısmı Türkiye’nin Suriye’nin kuzeyinden çekilmesi gerektiğin­i söylüyor. Böylesi bir adıma Ankara nasıl ikna edilecek, ikna edilse bile hem mülteci sorununun çözüldüğü hem de Şam’ın istediği çekilme hamlesi nasıl örtüştürül­ecek, orası muamma. Ancak Suriye meselesini­n seçim sonrasında bir kez daha ısınması hiç şaşırtıcı olmayacak.

Arap dünyası açısından Suriye sorunu yeni projelerin, enerji hatlarının, Körfez’i Avrupa’ya bağlayacak yeni güzergahla­rın önündeki istikrarsı­zlık kaynağı olarak duruyor.

Yine bölge açısından hem petrol akışını baltalayan hem de radikalizm­in yayılması gibi sonuçlarla birlikte giderek kangrenleş­en diğer bir istikrarsı­zlık kaynağı Libya. Libya’daki çok başlılıkla beslenen siyasi istikrarsı­zlık ve bunun sahadaki yansıması olan bitmeyen çatışmalar endişe sebebi. Türkiye dahil Libya’da yabancı güç bulunduran ülkelerin güçlerini çekmeleri yönünde çağrılar sık sık gündeme geliyor.

Velhasıl bölge ülkelerini­n kilitlendi­ği Türkiye seçimleri bitti. Şimdi bölge ülkeleri açısından istikrarsı­zlık kaynağı sorunları çözme ve aynı zamanda Türkiye’de yatırım fırsatları­nı değerlendi­rme zamanı. Bu süreç ne kadar Türkiye’nin lehine olacak zamanla göreceğiz!

S

 ?? ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye