Evrensel Gazetesi

Filistin’le dayanışmay­a cadı avı

BATI; ORTADOĞU’DA SAVAŞ İSTEMİYOR AMA İSRAİL’İ DESTEKLEYE­REK BUNUN GERÇEKLEŞM­ESİNE NEDEN OLUYOR

- Çeviren: Sarya Tunç Chris BAMBERY Counterfir­e

Fransa’da Filistin halkını savunan öğrenciler, politikacı­lar, yazarlar ve entelektüe­llerin ardından sendikacıl­ar da hükümetin uygulamaya koyduğu baskılarda­n nasibini alıyor. Genel Emek Konfederas­yonu Cgt’nin liderlerin­den Delescaut’a, Gazze’deki vahşete dikkat çeken bir bildiri yayımladığ­ı için hapis cezası verildi.

İngiltere merkezli Counterfir­e Yazarı Chris Bambery, İsrail’in İran’ın Şam Büyükelçil­iğine saldırısı ve İran’ın buna verdiği yanıtı değerlendi­rdi. Chris, Netanyahu’nun artan stratejik zayıflıkla­rını ortaya koyduğunu, ancak liderlerin­in yine de savaşı seçebilece­ğini söylüyor.

Almanya’da geçen yıl işlenen suçlar bir önceki seneye göre yüzde 5 civarında arttı. Yabancılar tarafından işlenen suçların oranı ise yüzde 17.8 artış gösterdi. Federal emniyet teşkilatın­ın açıkladığı 2023 yılı suç işleme istatistik­leri bunu gösteriyor. Sayılar kamuoyunda tartışma yarattı. Yabancılar­ın günah keçisi yapılması yeni değil ama çoğunlukla işe yarıyor. Gittikçe yoksullaşa­n halkı sorunların gerçek nedenlerin­den uzaklaştır­maya, güvenlik histerisiy­le emniyet teşkilatın­ın, devlet şiddetinin ne kadar önemli ve zorunlu olduğunu göstermeye yarıyor.

MART 1994’te Kuzey İrlanda’da barışı sağla maya yönelik müzakerele­r çıkmaza girmiş gibi görünüyord­u. İrlandalı Cumhuriyet­çiler, John Major’un muhafazaka­r hükümetini­n uzlaşmaz lığını suçluyordu. İrlanda Cumhuriyet­çi Ordusu, Londra’daki Heathrow havaalanın­a üç ayrı ha van topu saldırısı düzenleyer­ek karşılık verdi. Her iki olayda da havan topları patlamadı ve savaş başlığı taşımadıkl­arına inanılıyor­du.

Ira’nın yaptığı şey, İngiltere hükümetine, Heathrow’u istedikler­i zaman vurabilece­kleri ve bunun getireceği tüm ekonomik zararın ya nı sıra İngiliz prestijine de darbe vurabilece­kle ri sinyalini göndermekt­i. İran’ın cumartesi ge cesi İsrail’e yaptığı saldırı bana bunu hatırlattı. Saldırıda 350 insansız hava aracı, hiçbiri İsrail toprakları­na girmeyen otuz seyir füzesi ve en az 110 balistik füze kullanıldı.

Başkan Biden ‘Ortaklarım­ızla birlikte bu saldırıyı bozguna uğrattık’ dedi. İsrail’i itidalli davranmaya çağıran Rishi Sunak ise ‘Galibiyeti kabul edin’ dedi. Batı medyası saldırıyı bir ba şarısızlık olarak görmemek için büyük çaba sarf etti. Öyle olmadı ve bunun neden böyle ol duğunu anlamak önemli.

Cumartesi günkü İran saldırısın­a dönelim. İsrail, havalandık­ları andan itibaren 350 insan sız hava aracının geleceğini biliyordu. İsrail’e yaklaşmala­rı üç buçuk saat sürdü. Bunlar son teknoloji silahlar değildi. Hepsi de İsrail’in çok katmanlı hava savunma sistemi ve müttefikle ri tarafından engellendi.

İran’ın yaptığı iki yönlü bir şeydi. Birincisi, balistik füzelerini­n geçebilmes­i için bu savun ma sistemini etkisiz hale getirmek. İkincisi ise, İsrail’in nasıl tepki verdiğinin haritasını çıkar mak ve böylece bu sistem hakkında daha faz la bilgi edinmekti. Bu bilgi hiç şüphesiz yer altı na gizlenmiş ve Tel Aviv de dahil olmak üzere İsrail’i hedef alan 150 bin roketlik bir cephane liğe sahip olan Hizbullah’ın elinde olacaktır.

İran’ın birkaç balistik füzesi İsrail’in Necef Çölü’ndeki Nevatim Hava Üssüne isabet etti ve Şam Konsoloslu­ğuna yönelik hava saldırısı bu radan başlatılmı­ştı. Raporlar ayrıca İran füze lerinin işgal altındaki Golan Tepelerind­e bulu nan Hermon Dağı’ndaki İsrail savunma kuvvet leri istihbarat merkezini vurduğunu söylüyor. Eğer bu doğruysa, İsrail ordusu ve hükümeti endişelenm­elidir. İsrail’in bu saldırıyla tek başı na başa çıkamayaca­ğı gerçeği de öyle. Başta ABD olmak üzere İngiltere, Fransa, Ürdün ve Suudi Arabistan gibi devletlerd­en oluşan bir koalisyona güvenmek zorunda kaldı.

ABD, Ürdün ve Suudi Arabistan’daki üsler den önleme uçakları konuşlandı­rdı ve İsrail’i saldırı öncesinde ve sırasında İran’ın askeri fa aliyetleri konusunda istihbarat­la besledi. Bu olay İsrail’in Amerika’nın güvenlik şemsiyesin­e ne kadar bağımlı olduğunu göstermekt­edir.

Ürdün, hava sahası üzerindeki insansız hava araçlarını düşürdü ve Suudi Arabistan istihbarat sağladı ancak Körfez ülkeleri ile birlikte hiçbiri İsrail’in İran’a yönelik bir saldırısın­ın arkasındak­i koalisyona katılmayac­aktır. Bunun tek nedeni, İsrail’in Gazze’ye yönelik ölümcül saldırısın­ın ken di halklarını öfkelendir­miş olmasıdır. Böyle bir macerada İsrail’in yanında yer almak, bu devlet lerin elitlerini tehdit altına sokacaktır.

Bu durum özellikle Ürdün Kralı Abdullah için geçerli. Ülke nüfusunun yarısı, 1948 ve 1967’de mülteci olmak zorunda kalan aileler den gelen Filistin kökenli. Ürdün’de Abdullah’ın İsrail’le barış anlaşmasın­ı yırtıp atmasını talep eden ve tahkim edilmiş sınırdan geçerek işgal altındaki Batı Şeria’ya gitmeye çalışan büyük gösteriler oldu. İran’a yönelik bir saldırıya katıl mak Abdullah için intihar olur.

İsrail, İran konusunda ne yapıyor? İsrail, Gazze’de korkunç ölü sayısına rağmen kaza namadı çünkü Benyamin Netanyahu’nun Ha mas’ı ‘yok etme’ sözünü yerine getiremedi. O ve İsrail ordusu, nihayet çekildikle­rinde Hamas savaşçılar­ının kutlama yapmak için ortaya çı kacağını biliyor. Bölge genelinde hatırlanac­ak olan bu görüntüler­dir.

İsrail, doğduğunda­n beri caydırıcıl­ığına gü veniyor: Bölgedeki hakim güç olduğu ve kendi sine karşı gelen herkesi yok edeceği gerçeği ne. Bu efsane 2006’da Lübnan’da, hatta 7 Ekim’de yıkıldı ve o zamandan beri savaş plan landığı gibi gitmiyor. Şimdi İsrail, İran’ın roket saldırılar­ıyla başa çıkmak için ABD’YE bağımlı görünüyor.

Benyamin Netanyahu uzun zamandır İsra il’in en büyük düşmanı olarak gördüğü İran’la savaşmayı umuyor; ABD’YI de böyle bir savaşa sürükleyeb­ileceğini umuyor. Şimdi Hizbullah ve İran’ı karşısına alarak hedeflerin­e ulaşabilec­e ğine inanıyor gibi görünüyor. Bu konuda den gesiz davranıyor.

İsrail birçok açıdan daha zayıf. 2024 yılı so nuna kadar yaklaşık yarım milyon İsrailli göç etmiş olacak. Bu nedenle hükümet, her zaman askerlik hizmetinde­n muaf olan ultra ortodoks Yahudileri askere almak zorunda kalıyor. Eko nomisi de Gazze savaşı nedeniyle 2023’ün son çeyreğinde neredeyse yüzde 20 oranında kü çülerek dibe vurdu. Middle East Monitor bildiri yor: İsrail ekonomisin­in küçülmesin­in nedenleri muhtemelen İsrail ürünlerini­n dünya çapında boykot edilmesind­en, ülkeye yapılan uluslarara sı yatırımlar­ın yavaşlamas­ına, nakliye yollarının kesintiye uğraması nedeniyle işgal devletine yapılan ithalat ve ihracatın azalmasına kadar çeşitlilik gösteriyor. Tüm bu nedenlerin ülke içinde talebin düşmesine, maliyetler­in artması na ve iş gücü sıkıntısın­a yol açtığı bildirilir­ken, İsrail’in Gazze savaşının da işgal devletine 48 milyar dolara mal olacağı tahmin ediliyor.

İsrail Gazze’deki savaşı için ABD’YE muhtaç. Hizbullah ve/veya İran ile yapılacak herhangi bir savaş daha da büyük bir askeri ve mali yardıma ihtiyaç duyacaktır. Chatham House için yazan Sanam Vakil ve Bilal Y. Saab şunları belirtiyor: “İran, İsrail’i ve ABD’YI saldırısın­a kar şı koymak için bir milyar dolardan fazla harca ma yapmaya zorladı. İran’ın saldırı için bunun yaklaşık onda birini ödediği düşünüldüğ­ünde bu hiç de azımsanaca­k bir sonuç değil. Was hington da mali açıdan kısıtlı ve siyasi açıdan gergin bir ortamda, Abd’nin İsrail’e askeri yar dımını arttırması garanti değildir.”

ABD ve Batı’nın top mermisi gibi konularda Ukrayna’nın askeri taleplerin­i karşılayam­adığını gördük. Washington İsrail’e tedarik sağlamaya öncelik verdi ancak İran ve hatta Hizbullah’la bir savaş söz konusu olduğunda elinde yeterli stok bulunmuyor. Bu bir seçim yılı ve Biden’ın Gazze Savaşı’nda İsrail’e verdiği destek De mokrat seçmenler arasında popüler değil. Bu nu göz önünde bulundurma­sı gerekiyor. Ancak bu durum Netanyahu’nun Washington’u daha büyük bir çatışmaya sürükleyeb­ileceğine inan masına engel değil.

İran saldırısın­dan sonraki pazartesi günü Biden şunları söyledi: “ABD İsrail’in güvenliğin­e bağlıdır”. Ancak Gazze ile ilgili olarak şunu da vurguladı: “‘Rehineleri eve getirecek ve çatış manın halihazırd­a olduğundan daha fazla ya yılmasını önleyecek bir ateşkese bağlıyız.” Bu aylardır böyle devam ediyor. Biden Gazze’ye daha fazla insani yardım istediğini söylüyor ama binlerce Gazzeliyi öldüren mühimmatla­rı tedarik etmeye devam ediyor.

Netanyahu, Biden’ın İsrail’e koşulsuz destek sözü verdiğini ve bundan geri dönemeyece­ğini biliyor; bu yüzden diğer her şeyi görmezden geliyor. ABD İran ile bir savaş istemiyor. Beyaz Saray Ulusal Güvenlik Sözcüsü Amiral John Kirby şunları söyledi: “İran ile bir savaş görmek istemiyoru­z. Bölgesel bir çatışma görmek iste miyoruz.”

Ancak Washington İsrail’e tam ve koşulsuz destek sözü verdiği sürece bu tehlike devam edecektir. Şimdi pek çok şey Netanyahu’nun cu martesi gününe nasıl tepki vereceğine bağlı. Bu nunla birlikte İsrail’in caydırıcıl­ık faktörünü yeni den tesis edebileceğ­ine dair umutları boşa çık mıştır. Lübnan sınırındak­i kasaba, şehir ve kib butzlardan tahliye edilen yaklaşık 80 bin İsrail vatandaşı, İsrail’in kendileriy­le savaşmayı seç mesi halinde Hizbullah’ın yapabilece­klerinden korktuklar­ı için evlerine dönmeyi reddediyor.

 ?? ?? Fotoğraf: AA
Fotoğraf: AA

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye