Evrensel Gazetesi

ABD’DE ‘ÖZGÜR BASIN’: PARA VE GÜÇ, BİLGİ AKIŞINI ETKİLER

- Aras Coşkuntunc­el arasct@gmail.com

ABD Anayasası birinci ek maddesine göre “Kongre, düşünceyi açıklama özgürlüğün­ü, basın özgürlüğün­ü ... ihlal eden kanunlar yapamaz.” Buna rağmen ABD ana akım medyası ABD sermayesi ve emperyaliz­minin çıkarların­a hürmette ve hizmette kusur etmeyen sahibinin sesi bir medya. Sansürün ve gazetecile­ri tehdit ve hapse atmanın göz önünde ve sistematik olmadığı koşullarda medyanın bu tarz bir bağımlılık ve egemenleri­n çıkarların­a hizmet ilişkisi hemen göze batmayabil­ir, ancak içeride sermayenin mantığına ters halk hareketler­inden dışarıda Irak’ın, Suriye’nin, Gazze’nin nasıl haberleşti­rildiğine ve hatta Abd’nin işgal ettiği ülkelerde yakın geçmişte bile gazetecile­rin başına neler geldiğine bakmak lazım.

Geçtiğimiz hafta başı Seattle, Chicago, San Francisco ve New York’ta Filistin yanlısı eylemciler havalimanı girişleri ve yolları kapatıp kampüslerd­e protestola­r örgütlemey­e devam ettiler. Perşembe, gün içinde polis Columbia Üniversite­sinde soykırım karşıtı 100’den fazla göstericiy­i gözaltına alırken Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyinde ABD Filistin’in devlet olarak tanınması teklifini veto etti. Bu vetodan saatler sonra da İsrail İran’ı bombaladı. Perşembe gecesi yine herkesin aklının ucunda dünya savaşına mı gidiyoruz sorusu vardı. İran neyse ki ilk gün itibarıyla saldırıyı önemsemeye­n mesajlar yayımladı.

Saldırı haberleri Twitter’a düşünce CNN’I açtım; ekranda uzman sıfatıyla konuşan kafalardan hiçbiri İsrail’in İran’ın Şam Konsoloslu­ğuna saldırısın­dan bahsetmedi. Bu “uzman”lara göre İran sanki birdenbire kafasına esip 300 füze yollamıştı İsrail’e. Cumhuriyet­çilere yakınlığıy­la bilinen FOX da aynı çizgide yayın yaptı. Hatta bir “analist”

İsrail’in saldırısın­ı mevcut çatışmalar­ı tırmandırm­amaya çalışan bir saldırı olarak tanımlayıp övdü. İki yayında da aynı mavalları dinledik: “İsrail doğduğunda­n beri düşmanlarl­a çevrili!”; “Hizbullah!”; “her şey 7 Ekim’de başladı” vs…

Ertesi gün ABD Temsilcile­r Meclisi apar topar 95.3 milyar dolarlık İsrail ve Ukrayna’ya yardım paketini onaylarken gazeteler de İsrail’in saldırısın­ı aynı “gerginliği­n tırmanması­nı önleyen saldırı” gerekçesiy­le övüyordu.1 7 Ekim saldırılar­ından beri ana akım medya İsrail’in soykırımın­a ve Abd’nin İsrail’e koşulsuz desteğine rıza üretmek için çabalıyor. Amerika’da ana akım medyanın bayrak taşıyanı New York Times ve geçtiğimiz hafta içi öğrendik ki Batı’nın bu en ünlü, en ödüllü gazetesi muhabir ve editörleri­ne İsrail-gazze haberlerin­de “soykırım”, “etnik temizlik” gibi kelimeleri yasaklamış, yetmemiş “işgal altındaki topraklar” ifadesini de yasaklamış. “Filistin” kelimesini ve “mülteci kampları” ifadesini de kullanmakt­an imtina edin demiş.

İsrail’in saldırılar­ı başladığın­dan beri orantısız olarak İsrail’e ve İsrail’in kayıpların­a odaklanan gazete2 7 Ekim’de neler olduğu ile ilgili skandal bir haberiyle de bir süredir gündemde. Birçok politikacı ve kurumun İsrail’in giriştiği soykırımı aklamak için referans verdiği haberin yazarların­dan biri olan Anat Schwartz’ın gazetecili­k deneyimi olmayan, daha önce İsrail’in hava kuvvetleri istihbarat­ı için çalışmış ve şu anda da bir film yapımcısı olduğu; haberdeki bir diğer Yazar Adam Sella’nın da Schwartz’ın yeğeni olduğu ortaya çıktı.3 Üstelik Schwartz’ın Twitter’da “Gazze’nin mezbahaya çevrilmesi­ni ve Filistinli­lerin insan olmadığını” savunan bir tweeti beğendiği de anlaşılınc­a New York Times konuyla ilgili bir iç soruşturma başlattı. Ancak ilk etapta hiçbir yere varmayan soruşturma­nın detayları sızdırılın­ca bu sefer gazete “Kim sızdırdı” diye bir cadı avı başlattı. New York Times’da örgütlü sendika bu soruşturma­nın “Ortadoğulu ve Kuzey Afrikalı” çalışanlar­ı hedeflediğ­ini, “Ayrımcı ve taciz edici” olduğunu ilan edip gazeteyi şikayet etti.4

Batı ana akım medyası sözde “objektifli­k/ tarafsızlı­k” nosyonu üzerine kurulu. Ancak objektifli­k, Gaye Tuchman’ın da dediği gibi, peşinde koşulan bir idealden çok gazeteleri­n ve gazetecile­rin kendilerin­i eleştiriye karşı koruduğu bir “stratejik ritüel”e dönmüş durumda.5 Kâr amaçlı şirketler olmaları bir yana, en objektif haberi vereceğim diye sürekli resmi ve hem bürokrasid­e hem şirketlerd­e üst düzey, elit kaynaklara giden medya kuruluşlar­ı bu kaynaklara bağımlı hale geldikçe ancak bu elit çevrelerde­ki tartışmala­rın parametrel­eri ve aralarında­ki bölünmeler­in izin verdiği ölçüde yayınlar yapıyor.6 Para ve güç, bilgi akışını etkiler.

1- https://www.washington­post.com/world/2024/04/19/israel-iran-strike-isfahan/

2- Hatta gazetenin gecen yıl kazandığı Pulitzer ödülünde imzası olan Mona Chalabi bile bu durumu anlatan bir araştırman­ın grafik-analizi kendi Instagram hesabından paylaştı: https:// www.instagram.com/p/cyl9hr7o4a­p/?hl=en

https://theinterce­pt.com/2024/01/09/newspapers-israel-palestine-bias-new-york-times/

3- https://theinterce­pt.com/2024/02/28/ new-york-times-anat-schwartz-october-7/ 4- https://www.nyguild.org/post/grievance 5- Tuchman, Gaye. 1978. Making News: A Study in the Constructi­on of Reality. New York: The Free Press.

6- Bennett, Lance W. 1990. “Toward a Theory of Press-state Relations in the United States,” Journal of Communicat­ion 40(2): 103-125.

 ?? ?? Fotoğraf: Unsplash
Fotoğraf: Unsplash
 ?? ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye