NOKIA’NIN DÖNÜŞÜ
Rakamlar henüz oluşmamış olsa da bir dönemin lider cep telefonu üreticisinin kurumsal pazarda yükselişe geçeceğinin işaretleri karşımıza çıkıyor. Geçmişte felaket getiren strateji bu sefer mutluluk kaynağı olabilir.
MICROSOFT EYLÜL
2013’TE Nokia’nın cep telefonu birimini ve bir dizi patentini 7,6 milyar dolara satın aldığında herkes bir zamanlar dünya cep telefonu pazarının yüzde 41’ine sahip olan markanın sürpriz ve acıklı bir sonla karşılaştığını düşünüyordu. Pazar payının yüzde 60’ların üzerini gördüğü Türkiye’de bu düşünceye kapılmak çok daha kolaydı.
Dünya mobil veri devrimini yaşarken güçlü Symbian OS işletim sistemini geliştiren ve bunu standart olarak pazara sunan Nokia’nın –böylece bu işletim sistemini kullanan diğer üreticilerin benzer düzeydeki ürünleri çıkarmasından önce yaklaşık altı aya sahip oluyordu– liderlik koltuğunu bırakması için görünürde hiçbir neden yoktu. Genel pazarda Nokia ve kurumsal pazarda –klavyeli cihazları ile–
Blackberry, telekomünikasyon dünyasında taşları bir daha yerinden oynamayacak gibi dizmiş görünüyordu.
Liderliğin yarattığı güven duygusu, her alanda ürün geliştirmeye bütçe ayırmayı rahatsız edici olmaktan çıkarırken şirket, bilgisayar dünyasından gelecek bir ezber bozmaya ya da sınamaya karşı bu kadar savunmasız olduğunu görmüyordu.
Daha GPRS dönemindeki hızlarla mobil video servislerini –tabii ki o zamanın
ekran çözünürlüklerinde– geliştiren Nokia, gelişmekte olan ülkelerdeki trendin peşine takılıp feature ya da giriş düzeyi telefonlara odaklanınca veri devrimini ıskaladı.
AGpenpelel veri cihazı” telefonun yerini alırHkaeknanteÖlezkaorma ünikasyon ve şebeke dünyasından gelen krallar taçlarını bilgi işlem dünyasından gelenlere bıraktı. Geniş portföy ve her zevke uygun cihazlar, kullanımı kolay ve veriyi hızlı işleyen cihazlar tarafından tarihe gömüldü. Yeni dönemin kralları işletim sistemlerinin adları ile anılıyordu. Apple’ın iOS’i ve Google’ın Android’i cep telefonunun yerine cep bilgisayarı kavramını hayatımıza sokarken Nokia Windows işletim sistemi ile direnmeye çalıştı ancak bu yeni dünyada bu oyuna yer yoktu. Microsoft’un satın aldığı Nokia markası ile yaşadığı iki buçuk yıllık denemeden sonra markayı 350 milyon dolara
–ya da aldığı fiyatın yüzde beşine– yeni kurulan Finlandiya merkezli şirket HMD’ye ve Tayvanlı Foxconn’a satması, bunun en ciddi finansal göstergesi oldu. Nokia’nın en değerli olduğu dönemdeki piyasa değerinin 300 milyar dolar civarında olduğu düşünüldüğünde değişimin büyüklüğü daha iyi anlaşılıyor.
ANCAK GÜNÜMÜZDE başka bir hikayenin başlangıcında olabiliriz. Akıllı telefonlar ya da mobil veri cihazları giderek emtialaşırken ve dijital dönüşüm, bu cihazların farklı fiyat düzeylerindeki farklı versiyonlarının bir arada çalışmasına duyulan gereksinimi artırırken, Nokia için kurumsal pazardan başlayan bir yükseliş fırsatı ortaya çıkabilir. Buradaki kilit sözcük güncelleştirme. Kurumsal kullanımın bu önemli kod sözcüğü, HMD Global’in yeni Nokia markalı telefonlarındaki stratejisinin şifresini de oluşturuyor.
HMD Global Türkiye Genel Müdürü Sertaç Şener, bu şifreyi Dan Brown tadında açıyor: “Mobilite, esnek ve yaşanan hızlı değişime ayak uydurabilecek, internete bağlı bir iş gücü oluşturmada anahtar rol oynayacak. Ana iş modellerinin yanı sıra iş gücü, önemli operasyonel fonksiyonlar ve görevlerin dijital olarak dönüşmesinde üç önemli noktaya dikkat edilmesi gerekiyor. Bunlar, güvenlik, çözüm serbestliği ile bilgi teknolojisi (BT) ve kullanıcı deneyimi.”
Buradaki BT ve kullanıcı deneyimi ifadesi, güncelleme sözcüğünün de eklenmesiyle daha anlamlı hale geliyor. “İki yıl boyunca işletim sistemi, üç yıl boyunca da her ay güvenlik yamalarını hiç olmadığı kadar hızlı şekilde tüketicilerle buluşturuyoruz. Bu sayede iki yıl önce satın aldıkları telefon dahi en güncel işletim sistemiyle üstün performans sunmaya devam ediyor. Böylece çalışanlar, telefonun uzun kullanım ömrü boyunca hep yepyeni bir kullanıcı deneyimi yaşayabiliyor. Kurumlar ve kullanıcılar telefonlarını yenilemeden, Nokia akıllı telefonları kendilerini yeniliyor” diyen Şener, “Google ile işbirliğimiz sayesinde iki yılda 300’den fazla aylık güvenlik güncellemesine yer verdik. Neredeyse tüm telefon portföyümüz Android 9 Pie işletim sistemine yükseltildi ve diğer üreticilerden ortalama iki kat daha hızlı güncelleme alıyoruz” şeklinde konuşuyor.
Güncel işletim sistemi, aynı zamanda çalışan memnuniyetini ve kullanıcı deneyiminin de sürekli gelişmesi anlamına geliyor. Çalışanlar tarafından genel kabul görmeyen ya da BT ekipleri tarafından yönetilemeyen hiçbir sistemin çalışmasına olanak yok. Birçok işletmede gündemde olan ve kademeli olarak izin verilen Kendi Cihazını Getir (BYOD) sürecinde de çalışanları ve BT yöneticilerini mutlu etmek için ortak noktada buluşmak gerekiyor. BT ekiplerine verilecek serbestliğin uygulanması için de güvenlik temel oluştururken, çalışanların istedikleri akıllı telefonu istediği gibi
KENDI CIHAZINI GETIR (BYOD) SÜRECINDE ÇALIŞANLAR VE BT YÖNETIMINI MUTLU ETMEK IÇIN ORTAK NOKTADA BULUŞMAK GEREKIYOR.
kullanılmasının yolu da sürekli güncel kalan işletim sistemlerinden geçiyor.
DÜNYA GENELINDE açık kaynak ve Android’in yükselişi sürerken Google’ın Android Enterprise Recommended Programı’nı kucaklayan Nokia’nın attığı adımların daha ciddi sonuçlar yaratması mümkün. Google’ın liderliğinde geliştirilen Android Enterprise Recommended programı, kurumsal kullanıcılara, program kapsamında onaylanan akıllı telefonların, tarafsız iş standartlarını karşıladıklarının
Google tarafından doğrulandığı garantisini veriyor. Buna donanım, yazılım, şirket BT sistemlerinde dağıtım, güvenlik güncellemeleri ve kullanıcı deneyimiyle ilişkili bir dizi üst düzey teknik özellik dahil. Program çeşitli kurumsal kullanım örneklerinde güçlü bir kullanıcı deneyimi için temel bir ölçüt belirler ve şirketlerin akıllı telefon seçimlerinde daha kolay ve akıllı tercihler yapmalarını sağlıyor.
HMD Global tarafından yürütülen pazar araştırmasına göre, görüşülen kuruluşların yüzde 98’i, Android Enterprise Recommended programının cihaz tercihlerini etkilediğini ve yüzde 50’sinden fazlası da sadece Android Enterprise Recommended akıllı telefonları seçtiklerini söylüyorlar.
IDC’nin yaptığı araştırmaya göre, ABD’deki BT karar vericilerin yüzde 74’ü Android Enterprise Recommended cihazların iOS cihazlardan daha güvenli ve kurumsal düzeye uygun olduğunu söylüyor ve ABD merkezli çok uluslu şirketlerin yüzde 77’si Android cihazları tercih ediyor. Android ağırlıklı bir altyapıya sahip olanların memnuniyet oranları ise karma ya da sadece iOS olanlardan daha yüksek olduğunu gösteren araştırmaya göre, Android ağırlıklı kurumlar, yüzde 8 oranında daha az güvenlik sorununa neden olan mobil olta (phishing) vakasıyla karşılaşırken, mobil cihazları sistemlerine entegre sürecinde yüzde 5 daha az sorun yaşıyorlar.
Şener, “Google ile yaptığımız önemli işbirliği sayesinde Android telefonların geliştirilmesi düzeyinden, en hızlı güncellemeleri alan, her zaman güvenli telefonlar ortaya çıkardık. Google’ın en önemli akıllı telefon üreticisi iş ortaklarından biri olmak, Nokia sahiplerine en iyi akıllı telefon deneyimini yaşatmamıza olanak tanıyor. Google’ın kurumsal düzeyde önerdiği farklı fiyat seviyelerindeki 15 ürün ile Nokia telefonlar bu alandaki en geniş portföye sahip” diyor. Bu portföy, Nokia 2.2’den üst uçta Nokia 9 PureView’a kadar uzanıyor.
“Çalışanın gereksinimlerine bağlı olarak iş uygulamalarını kolayca açma ve kapatma özelliğinden başlayarak, önemli verileri korumak için yeni güvenlik özellikleri eklemeye kadar, Nokia akıllı telefonlar en son yeniliklerin hızına ayak uydurma konusunda benzersiz bir başarıya sahipler. Kişisel tercihlere göre dönüşen kullanıcı deneyimi, çalışma yaşamını kolaylaştırırken, daha üretken ve daha ekonomik kılıyor” diyen Şener’in bu sözleri, IDC’nin Kurumsal Mobil Karar Verici Anketi’nin sonucunun özeti gibi. Ankete katılanların yüzde 40’ı güvenliğin, mobil teknolojilerin karmaşası ya da maliyettin önünde en önemli sorun olduğunu dile getiriyor. Bununla birlikte, güvenliğe öncelik verilmesine sebep bir başka sonuç ise işletmelerin yüzde 70’ten fazlası en az iki iş kritik uygulamayı mobil cihazlara yüklediğini gösteriyor. IDC’nin yayımladığı rapordaki önemli bir sonuç da, 2022 yılında CIO’ların yüzde 75’i, yeni yöntemlerle çözebilmesi için teknolojiyi kullanan esnek BT ürün gruplarına geçmeyerek rekabetin gerisinde kalacaklarına işaret ediyor.
ASIL HIKAYE ISE şu şekilde özetlenebilir: Çalışanlar günlük hayatlarında olduğu gibi en güncel ve performans sunan telefonlarla çalışmak isterken, BT yöneticileri uygun fiyatlara en güvenli ve yönetilebilir yapılarda akıllı telefonlar istiyor. Yıllardır değişmeyen bu ana tema, günümüzde de en belirleyici etken.
Şener, rakamlar konusunda mütevazı olmaları gerektiğinin farkında ancak bu senaryoya getirecekleri yeni heyecan konusunda iddialı ve “Android Enterprise Recommended ve Android One grubu Nokia akıllı telefonlar için, sahip olma Google’ın en yeni güncellemeleri ve yenilikleriyle her gün daha iyi ve daha güvenli olmayı sürdüren bir deneyim anlamına geliyor. Çözümler, işletmelerin toplam sahip olma maliyetini düşürecekler. Çünkü yaşam döngüsü boyunca daha az destek ihtiyaçları olacak.
Temiz, güvenilir ve her zaman güncel Android cihazlara kullanım süresi boyunca optimize edilmiş maliyetler sunacak” sözleriyle kendi kahramanlarının karakterini çiziyor.
NOKIA, GOOGLE’IN ANDROID ENTERPRISE RECOMMENDED PROGRAMINDA 15 ÜRÜN ILE EN GENIŞ PORTFÖYE SAHIP.