THY’NIN AKLI BULUTU AŞACAK
İstanbul Havalimanı ile büyük bir üsse kavuşan Türk Hava Yolları (THY), transit yolcuya dayanan modelini Huawei işbirliği ile güçlendirecek. Kerem Özdemir
TÜRK HAVA YOLLARI (THY) bu yılki Fortune 500 Türkiye listesinde 54,835 milyar liralık ihracat geliri ile yine ihracat liderliğini kimseye bırakmadı. Cirosuna göre Türkiye’nin üçüncü büyük şirketi olan THY, Türkiye’nin yurtdışındaki yüzü olma konusunda iddialı bir konuma sahip. 2016’da ABD’nin tanınmış gayrimenkul geliştirme kuruluşlarından Related Group üst düzey yönetimi İstanbul’da tanıtım yapmaya geldiğinde bu hareketlerinin nedenini THY’nin Miami’ye direkt uçuşları olduğunu ifade etmişti. Miami’ye giden uçakların tamamen dolu olması, şirketin Türkiye’de müşteri bulabileceğini düşünmesini sağlamıştı.
Aradan geçen dönemde THY’nin ara vermeden sürdürdüğü Super Bowl reklamları ve kendi kabinlerinde kemer bağlamayı bile eğlenceli hale getiren video prodüksiyonlar şirketin birçok farklı kültürden insana hitap edebilmesini sağlıyor. ABD’de araç tavanındaki reklam panolarını yöneten Firefly’ın kurucularından Kaan Günay’ın da ABD’de hızla büyüyen işlerinin hikayesine eklediği bir THY hikayesi var. Üstelik bu sık yolculuk etmesiyle değil, akılcı proje yönetimi ile ilişkili. Şirketin faaliyet gösterdiği önemli merkezlerden Los Angeles’ta THY için yaptıkları reklam kampanyasında, Yahudi mahallelerinde Tel Aviv uçuşlarının ve İran kökenlilerin yaşadığı mahallelerde Tahran uçuşlarının reklamını gösterdiklerini söyleyen Günay, THY’nin sadece Türkiye’nin bayrak taşıyıcı havayolu olarak değil, faklı ülkelere yolculuk edenlere hizmet veren bir şirket olma kimliğine ışık tutuyor. THY’nin transit yolcu taşıma konusundaki gücü, bu kaslarının sağlamlığı ile yakından ilgili.
Müşteri ya da misafire iyi hizmet etme ve memnuniyet sağlama önemli olmakla birlikte bu kadar geniş coğrafyaya yayılmış bir işin başka kritik meselelerinin olduğunu görmek de gerekiyor. THY ile Huawei’nin gerçekleştirdiği iş ortaklığı işin her iki tarafına hitap ediyor.
Şirketler dijital çağın, yolcuların bilet alma ve seyahat etme şekillerinde ciddi değişimlere neden olduğunu vurgularken iş ortaklığının kapsamını “yapay zeka, bulut ve büyük veri gibi gelişmiş teknolojileri kullanarak, karmaşık yolcu ihtiyaçlarına hızla yanıt verecek dijital uygulamalar geliştirmek” şeklinde açıklıyor. Bu şekilde tasarlanan yenilikçi ürünlerin yolcu deneyimini iyileştirmesi hedefleniyor.
THY’nin Huawei ile birlikte başlattığı dijital dönüşüm süreci, mevcut operasyonların gelişmiş teknolojilerle optimize edilmesi ve işletme yapısı ile bilgi teknolojisi (BT) mimarisini yeniden şekillendirilmesine odaklanan bir yolculuğu
başlatıyor. Bu, önemli bir ihtiyacı karşılamayı hedefliyor: “Gelişen dijital teknolojilerle birlikte, her alanda olduğu gibi hava yolu ulaşımında da kullanıcıların beklentileri değişiyor ve daha ‘dijital’ havaalanı hizmetleri gerekliliği artıyor.”
Yeni dijital dünyaya uzanan yolculukta THY sıfır noktasında değil. Yeni bilet sistemi, uçuş ve rota yönetimi, bagaj hizmetleri, havaalanı ağı, güvenlik kontrolleri, video gözlem ve tesis bakımı dahil olmak üzere tüm operasyonlarını yenilemeye başlayan THY, misafirlerine daha kişiselleştirilmiş ve konforlu bir uçuş deneyimi sunuyor. Bu kapsamda THY, son üç yıldır iş ve havaalanı operasyonları ile yolcu yönetimi için istikrarlı ve güvenilir bir ağ donanım desteği sunmak üzere eski ekipmanlarını en gelişmiş teknolojiler ile değiştirmeye devam ediyor. Ana merkez kampüsünden başlayarak yeni bir BT altyapısı kuran Türk Hava Yolları, , İstanbul Havaalanı projesinin tüm ağ bağlantılarını kurmuş ve Birinci Etap binalarının ara bağlantılarını hayata geçirmiş olan Huawei ile çalışmaya devam ediyor olacak.
Bu işbirliğinin her iki şirket tarafında en üst düzeyde sahiplenilmesi, dijital dönüşümün başarısı için en önemli etkeni sisteme kazandırmış durumda.Türk Hava Yolları CEO’su Bilal Ekşi, Huawei’ye olan güvenini servis düzeyi anlaşması (SLA) ile ifade ederek dijital dönüşüm liderliğinin hakkını veriyor. Ekşi, “Huawei’nin oldukça güvenilir bir havacılık yönetim sistemi kurduğuna inanıyoruz. Ekibim bana sürekli iyi haberler getiriyor. Huawei’ye yeni havaalanının dönüşümde ve geliştirilmesindeki yoğun çalışmaları için içtenlikle teşekkür ediyoruz. Huawei’nin oldukça güvenilir bir havacılık yönetim sistemi kurduğuna inanıyoruz. Bu konuda en ufak bir şüphemiz yok” dedikten sonra Türkiye’deki Huawei müşteri hizmetleri ekibi, yedek parçaların maksimum teslimat süresinin dört saat olacağını garanti eden bir SLA’ya tâbi olan 7/24 Teknik Destek Merkezi hizmeti sunduğunu vurguluyor. Ekşi, “Çevrimiçi destek uzmanları, müşterilere yedek parça değişimi, ekipman arıza giderimi, teknik eğitim ve sistem sağlık kontrolleri dahil olmak üzere çok sayıda hizmet sunan Huawei, Türk Hava Yolları’nın önemli iş ortaklarından biridir” diyor.
Bu ölçülebilir güven ifadesi, dijital yolculukta çok önemli bir destek ve yolculuk buluta doğru ilerledikçe daha da önemli hale gelecek. Bu, iş modeli ve verimlilik anlamında da önemli bir rekabet gücünün kapısını açacak. Servislerin buluta aktarımı ve sanallaştırılmış operasyonlar, kurumsal kaynak yapılandırmasını ve kullanım verimliliğini büyük ölçüde artırıyor. Servislerin buluta aktarımı, dijital çağa geçişi, işletme maliyetlerini azaltmayı ve ağ ile veri güvenliğini sağlıyor. Bunun THY’nin global kimliğini güçlendirmeye etkisinin iş stratejisi bağlantılı örnekleri şimdiden ortaya konuyor. Şirketlerin basın bülteninde bu konu, “Ana merkez personellerinin uzaktan kontrol ile buluttaki sorunları çözebildiği sistemde, örneğin Afrika ofisi ağı arızalanırsa veya ağın güncellenmesi gerekirse, ana merkezin Türkiye’den ekipman satın alması ve kurulup çalıştırılması için Afrika’ya göndermesi gerekmiyor. Bu hızlı kurulum ve uzaktan izleme sayesinde zaman alan ve yoğun iş gücü gerektiren işlemler ortadan kalkarak, işletme maliyetleri ciddi oranda azalıyor” şeklinde ifade ediliyor.
Uzun süredir yapay zeka uzmanlığını geliştiren ve derinleştiren Huawei’nin yolculuğun ilerleyen aşamalarında THY’ye sunabileceği çok daha fazla şey olabilir. Şirketin yapay zeka destekli veri tabanı altyapısı alanında attığı adımlar, kehanette bulunmak için yeterli zemini sunuyor.
2018’de birçok farklı senaryo özelindeki yapay zeka stratejisini açıklayan Huawei, yin yapay zeka desteği ile tasarlanan AI-Native veritabanı GaussDB’yi ve yüksek performanslı depolama sistemi FusionStorage 8.0’ı bu yılın mayıs ayında tanıttı. AI-native ya da yapay zeka yerlisi çözüm, eski bir çözümün uyarlanmasını değil, tamamen yapay zeka dünyasının kuralları ile çözüm geliştirilmesini anlatıyor. Bu ürünlerle veri altyapısını yenilikçi bir stratejiyle yeniden tanımlayan Huawei’nin stratejisini Huawei Bilişim Stratejileri Pazarlama Birimi Başkanı David Wang, “İnsanlık akıllı dünya çağına giriyor. Veriler bugünün yenilikçi üretim unsurları olmanın yanı sıra, üretkenliği artırmak açısından da büyük önem taşımaktadır. Heterojen, akıllı ve birleştirilmiş veritabanları; finans, kamu ve telekomünikasyon endüstrilerinin temeli haline gelecektir” sözleriyle ifade ediyor. THY’nin dijital yolculuğunun bu alanı da kapsayacağını söylemek boş bir kehanet olmaz.
BUGÜNÜN YENILIKÇI ÜRETIM UNSURU VERI, ÜRETKENLIĞI ARTIRMAK AÇISINDAN DA BÜYÜK ÖNEM TAŞIYOR.