İhracat Ağı Genişliyor
50’nin üzerinde ürün çeşidiyle, Denizli’nin Güney ilçesinde “şato stili” yöntemle üzümü yerinde işleyerek üretim yapan Pamukkale Şarapçılık, ihracat yaptığı Almanya, İngiltere, Fransa ve Gana’nın ardından 2021 yılı için rotayı Amerika’ya çevirdi.
50’nin üzerinde ürün çeşidi ve şato stili yöntemle üzümü yerinde işleyen Pamukkale Şarapçılık, 2021 yılı için rotayı Amerika’ya çevirdi.
KÜRESEL ŞARAP PAZARININ, 2022 yılında 16,6 milyar dolar büyüklüğe ulaşacağı tahmin ediliyor. Dünya bağ alanları içerisinde en büyük paya sahip ülkelerden İspanya, Fransa ve İtalya ise sektörün küresel düzeyde önem taşıyan oyuncuları arasında yer alıyor. Yer aldığı iklim kuşağının etkisiyle şaraplık üzüm üretimi için elverişli topraklara sahip Türkiye’de ise bağcılık alanında gelişmiş ülkelerin aksine, üretilen üzümler ağırlıklı olarak kurutularak ya da sofralık olarak değerlendiriliyor. Öte yandan şişelerden, şişelerin ağzına takılan mantarlara, fıçılara kadar yan sanayinin ağırlıklı olarak ithalata bağımlı olması da sektördeki maliyeti artırıyor.
Türk şarapçılığının gelişmesi ve ihracatta daha sağlam bir konumda yer alması için Anadolu üzümlerinin tanıtılması, anlatılması gerektiğine dikkat çeken Pamukkale Şarapçılık Satış Pazarlama Direktörü Selda Tokat, “Türkiye, kalite anlamında globaldeki oyuncularla aynı konumda ancak pazarlama konusunda çok gerilerdeyiz” diyor. Sektörün gelişebilmesindeki en önemli yatırımın bağa yapılan yatırım olduğunu belirten Tokat, küçük bir destekle Türk şarapçılığınında çok iyi bir noktaya gelebileceğinin altını çiziyor.
Pamukkale Şarapçılık, 1962 yılında Denizli’nin Güney ilçesinde Fevzi Tokat ve dört kardeşi tarafından 100 bin litrelik bir kapasite ile kuruluyor. Ailenin en küçük kardeşi Yasin Tokat’ın 1972 yılında yönetime
geçmesiyle şirket, bulunduğu Güney ilçesinin Türkiye'nin önemli bağ bölgelerinden olmasını sağlıyor. 1990’lı yıllarda bölgedeki üreticileri desteklemek ve bölge bağcılığını güçlendirmek için yüzbinlerce yabani fidan ve fidanların aşılanmasında kullanılacak Kalecik Karası, Öküzgözü, Boğazkere, Narince, Misket, Shiraz, Merlot, Chardonnay gibi önemli yerli ve yabancı üzüm çeşitlerine ait aşı kalemleri bölge üreticilerine ücretsiz olarak dağıtılıyor. Şirket, bölge bağcılığına yaptığı katkılar neticesinde Ziraat Mühendisleri Odası tarafından “50. yıl Özel Hizmet Ödülü” de alıyor.
Amcası Yasin Tokat’ın idolü olduğunu söyleyen Selda Tokat, “Sektörle ilgilenen gençlerin bildiği markaların altında imzamızın olması, aile şirketinin bayrağını biraz daha yukarı taşımak hayallerim arasındaydı. Pamukkale Şarapçılık bugün ürünleriyle uluslararası yarışmalarda altın madalyalar kazanan, görmek istediğim bir noktaya geldi” diyor. Bir Türk şirketi olarak, Avrupa’daki ilk şarap ihracatını yapan ve ilk deposunu kuran Pamukkale Şarapçılık’ın yıllık 6 milyon litre üretim kapasitesi bulunuyor. İlk kez 1985 yılında Almanya ile ihracata başlayan şirket, zaman içerisinde Fransa, İngiltere ve Batı Afrika ülkesi Gana ile ihracat ağını genişletiyor. Ürünler vegan ve glutensiz etiketleriyle raflardaki yerini alıyor. Şirket, İngiltere’deki Marks&Spencer mağazalarında Kalecik Karası, Shiraz ve Cabarnet Shavignon üzümlerinden üretilen Anfora Trio'yu yedi yıldır tüketiciyle buluşturuyor. İtalya’nın en büyük şarap üreticilerinden olan Zonin partneriyle de üç yıldır çalışmalarına devam ediyor.
“Türkiye’yi Shiraz ve Cabernet Franc ile tanıştıran ilk üretici biziz” diyen Tokat, ilçelerinde yaptıkları üzüm ve bağ yatırımları ile bölgedeki göçü tersine çevirmede önemli rol oynadıklarını belirtiyor. Pamukkale Şarapçılık, kendine ait bin dönümlük bağında ve yaklaşık bin anlaşmalı çiftçisiyle işlediği üzümlerin tamamını Güney ilçesinden alarak, dünyada “şato stili” olarak bilinen yerinde üzüm işleme yöntemiyle üretim yapıyor. Katma değeri yüksek ürün elde edilmesi konusunda önemli olan yerinde üzüm işleme yöntemiyle sap ayırma - tane patlatma işlemi ve hasat arasında geçen sürenin kısaltılarak, üzümün zarar görmesinin önüne geçiliyor. Pamukkale Şarapçılık bünyesinde çalışan ziraat mühendisleri, budamanın başlangıcından hasada kadar uzanan yaklaşık dokuz aylık süreçte sözleşmeli bağ alanlarını gözlemleyerek kontrol altında tutuyor ve üreticilerin daha bilinçli bağcılık yapması sağlanıyor.
“TÜRKIYE’YI SHIRAZ VE CABERNET FRANC ILE TANIŞTIRAN ILK ÜRETICI BIZIZ.”