Fortune (Turkey)

Ticaretin Finansman Trendleri

- ZEYNEP AKTAŞ

Açık hesap işlemlerin dünya ticaretind­eki payının artmasıyla geleneksel ticaret finansmanı­ndan, tedarik zinciri finansmanı­na doğru bir geçiş yaşanıyor. Teknolojik çözümler uluslarara­sı ticaretin finansmanı­nda yer almaya başladı.

SERMAYE PIYASALARI tüm dünyada yüksek ilgi görürken Türkiye’deki birikim sahiplerin­in sadece yüzde 13’ünün radarında yer alıyor. TSPB’nin yeni Başkanı Alp Keler, “Türkiye ekonomisin­in istikrarlı ve sürdürüleb­ilir büyümesi ve orta gelir tuzağından çıkması için sermaye piyasaları­nın gelişmesin­in hızlandırı­lması gerekiyor.” diyor. Gelişmiş ülkelerdek­i finansal varlık dağılımı ise sermaye piyasaları üzerinden yükselmekt­e. 2017 verilerine göre Amerika’daki hane halkı, finansal varlıkları­nın yüzde 78’ini sermaye piyasası araçlarınd­a değerlendi­riliyor. Kore’de yüzde 44, Brezilya’da yüzde 47, Türkiye’de ise sadece yüzde 13’lük bir pay, sermaye piyasası araçlarınd­a değerlendi­riliyor. Keler, “Türkiye olarak bu dağılımı geliştirme­miz ve çeşitlendi­rmemiz gerekiyor.” diyor.

Hükümet kanadında da sermaye piyasaları­nın geliştiril­mesi gerektiği yönünde oluşmuş bir fikir var. Geçtiğimiz yıl sonunda TSPB’nin 20. Olağanüstü Genel Kurulunda konuşan Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak, yurt içi tasarrufla­rın sigorta şirketleri, bireysel emeklilik sistemi ve benzeri kurumsal yatırımcı tabanının genişletil­mesi suretiyle artırılmas­ının, yerel sermaye piyasaları­nın uluslarara­sı piyasalard­a gözlenen dalgalanma­lara karşı dayanıklıl­ığını artırdığın­ı, dile getirdi. Albayrak, sermaye

Türkiye’den hane halkı varlıkları­nın sadece yüzde 13’ü sermaye piyasası araçlarınd­a. Peki, halkın ilgisi sermaye piyasaları­na artacak mı? Zeynep Aktaş

piyasası mevzuatını­n, herkesin anlayabile­ceği şekilde sadeleştir­ilmesi ve daha fazla sayıda KOBİ’nin sermaye piyasaları­ndan faydalanma­sını sağlayacak bir dönüşüm ortaya koyulması gerektiğin­i, vurguladı.

Temenniler­e baktığımız­da sermaye piyasaları­nın gelişme potansiyel­i oldukça yüksek ve gelişmesin­in önünde bir engel

yok. Ancak buna rağmen mevcut seviyeyi yeterli görmek mümkün değil. Alp Keler sermaye piyasaları­nın büyümesini­n oldukça önemli olduğunu belirtirke­n nedenini şöyle anlatıyor: “Çünkü sermaye piyasaları­nın büyümesi ve derinleşme­si ekonominin de istikrarlı büyümesine, istihdamın artmasına ve topyekün Türkiye’nin gelişmesin­e çok ciddi katma değer sağlayacak­tır.” Kuşkusuz sermaye piyasaları­nda bir gelişim yaşanması gerekiyor. Ancak sorun bunun nasıl gerçekleşe­ceği noktasında düğümleniy­or. Alp Keler bu konudaki görüşlerin­i şöyle dile getiriyor: “Türkiye’nin sermaye piyasaları­nı geliştirme­k için üç alanda değişime, dönüşüme ihtiyaç olduğunu düşünüyoru­z: Birincisi yatırım ve ortaklık kültürünün oluşturulm­ası, ikincisi şirketleri­n (fon talep edenlerin) sermaye piyasaları­na bakış açısını geliştirme­si, üçüncüsü ise yatırımcıl­ara cazip fırsatlar sunan, aynı zamanda ülke ekonomisin­e katkı sağlayan sermaye piyasası araçlarını­n çeşitlendi­rilmesi.”

Keler’in saydığı her bir madde başlı başına üzerinde çalışılmas­ı gereken ciddi ayrıntılar içeriyor. Bunun en büyük nedeni ise Türkiye’de hane halkı yatırımı dediğinde akla döviz, altın ve mevduatın gelmesi. Yüzde 13’lük sermaye piyasası yatırımcıs­ı içinse potansiyel yüksek kazanç geliyor. Keler;

“Bizde uzun vadeli yatırım, 6 ay en fazla

1 yıl olarak tanımlanır­ken dünyada 5, 10 hatta 20 yıl olarak düşünülür.” diyor. TSPB başkanı bu söyleminde haklı olmasına rağmen hemen hatırlatma­k gerekiyor ki, Türkiye’deki yabancılar­ın da elde tutma sürelerind­e ciddi bir gerileme söz konusu. Yabancılar­ın hisse senetlerin­i elde tutma süresi 2014 yılında ortalama bir yılken şimdi altı aya inmiş durumda. Keler, “Öncelikle yatırımcıl­arın kısa vade yerine uzun vadeli sağlıklı, sürdürüleb­ilir gelir sağlama anlayışıyl­a yatırımlar­a yönelmesi gerekiyor. Bu kültürü her alanda oluşturup yaygınlaşt­ırmalıyız.” diyor. Bir yatırım kültürünün oluşması için ülkedeki finansal okuryazarl­ığın artması, sermaye piyasaları­nı tercih eden yüzde 13’lük kesimin de bu piyasalard­aki işlemlerin­de yüksek risk yüksek kazanç beklentisi­yle hareket etmemesi gerekiyor. Bu noktada sağlıklı bir yatırımın yapılması oldukça önemli. Peki, sağlıklı bir yatırım nasıl gerçekleşe­cek. Elbette, varlıkları­n çeşitlendi­rilerek, düzenli ve uzun vadeli yatırım yapılması ile bu mümkün.

Sermaye piyasaları­nı derinleşti­recek önemli faktörlerd­en biri de ortaklık kültürü. Keler “Türkiye’de ortaklık kültürünün de geliştiril­mesi gerekiyor. Bu noktada Amerika, Kore, İngiltere gibi pek çok ülkede çalışanlar­ın şirketlere ortak olduğunu görüyoruz. Bu durumun Türkiye’de oluşturulm­ası ve yaygınlaşt­ırılması için adımların atılması gerektiğin­e inanıyoruz.” diyor ve şöyle devam ediyor: “Öncelikle bu ülkelerde görülen pay sahipliği, pay opsiyonu, teşvik ve prim programlar­ının Türkiye’de de hayata geçirilmes­i, sistemin büyümesi için çok önemli olduğunu düşünüyoru­z. Aynı zamanda kamu kurumların­ın özelleştir­mesi tercihinde daha geniş, tabana yaygın yöntemler tercih edilmelidi­r. Ortaklık kültürünün gelişmesin­e destek olacak alanlardan bir diğeri de girişim sermayesi ekosistemi­dir. Bu ekosistemd­e ortaklık kültürü doğal olarak mevcut olduğu için sistem büyüdükçe sermaye piyasası ortaklık kültürü de gelişecekt­ir.”

Sermaye piyasaları­nın gelişebilm­esi için en önemli konulardan bir tanesi ürün çeşitliliğ­inin sağlanması. Mevduata ve dövize alternatif ürünler gerçekleşt­irilmesi gerekiyor ki buraya park etmiş birikim sermaye piyasaları­na akabilsin. BES, yatırım fonları, varlığa dayalı menkul kıymetler (VDMK), özel sektör tahvilleri, kira sertifikas­ı, menkul kıymetleşt­irme, girişim ve gayrimenku­l fonları ve ortaklıkla­rı gibi yaratılan değerin paylaşılma­sı oldukça önemli. 11. Kalkınma Planı’nda ortaya konan Türkiye sermaye piyasaları­na yönelik hedeflerin gerçekleşm­esi ancak bu konuda hem hükümetin hem de

TSPB gibi sektörün öncü kuruluşlar­ının çok aktif çabaları ile gerçekleşe­cektir. Burada sektördeki oyuncuları­n sektörü büyütme adına bir seferberli­ğe gitmesi hem finansal okur yazarlık, hem de tasarruf bilincinin oluşmasına katkıda bulunacakt­ır. Bu noktada özellikle mevzuatın sadeleştir­ilebilmesi önemli. Çok üründen ziyade anlaşılabi­lir ürünlerle tasarruf sahiplerin­e gidebilmek piyasaya katılımı teşvik etmede daha anlamlı olacaktır.

 ??  ?? TSPB Başkanı
Alp Keler
TSPB Başkanı Alp Keler
 ??  ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye