Ticaret savaşının gerçek maliyeti
ABD ila Çin arasındaki ticaret gerilimi sürerken, Trump’ın politikaları Çin’e yönelik gümrük vergilerinden çok daha fazla zarar verebilecek şekilde ABD’de, ekonomistlerin ifadesiyle “ölümcül” zararlara yol açabilir.
ABD ila Çin arasındaki ticaret gerilimi sürerken, Trump’ın politikaları Çin’e yönelik gümrük vergilerinden çok daha fazla zarar verebilecek şekilde ABD’de, ekonomistlerin ifadesiyle “ölümcül” zararlara yol açabilir.
TRUMP’IN DÜNYASINDA herhangi birisiyle konuştuğunuzda Amerika’nın ticaret savaşını kazandığını sanırsınız. Ticaret savaşının kızıştığı Ağustos ayı başlarında Başkan’ın baş ekonomi danışmanı Larry Kudlow “ekonomik yükü bizden çok onlar taşımak zorunda kalıyor” demişti. Ancak bu söylemin geçmişine baktığınızda ve rakamsal bir analiz yaptığınızda, çok daha farklı bir tablo ortaya çıkıyor. Trump krizi tırmandırdıkça ABD ekonomisine verdiği zarar artıyor. ABD’li şirketleri ve
tüketicileri sneaker’lardan çeliğe daha fazla para ödemeye zorlamak suretiyle, Trump ülkeyi resesyona sokabilecek ağır bir bedel ödemeye yöneltiyor.
Burada iki konu var: Birincisi, Başkan’ın gümrük vergilerini düzenleme biçimi, ekonomistlerin ifadesiyle GSYİH büyümesini tehdit eden “ölümcül” zararlara yol açıyor. İkincisi, Çin gümrük vergisi stratejisinde çok daha makul davranarak tuzak noktalardan akılcı bir biçimde kaçındı.
Eylül ayı başları gibi yürürlüğe girmesi beklenen yeni gümrük vergilerini ele alalım. Bu yeni vergiler geniş çaplı bir tüketici ürünü portföyünü içeriyor; toplam 300 milyar dolar değerinde oyuncak, ayakkabı, tekstil ürünü ve bazı teknoloji ürünlerini kapsıyor. (Trump bazı vergileri Aralık ayına kadar erteledi.) Yeni kategoriler tam da tatil dönemi alışverişine denk gelecek.
New York Federal Rezerv, Columbia ve Princeton Üniversiteleri’nin 2018 yılında yaptığı ortak bir araştırmaya göre, ABD’de fiyatlar bu yılki gümrük vergileri nedeniyle arttı. Ve de bazı Trump ekonomistlerinin iddialarının aksine, “Çinli ihracatçılar fiyat düşürmedi.”
Bu da, araştırmanın yazarlarından olan Princeton ekonomisti Stephen Redding’in ifadesiyle “ölümcül” zararlara yol açıyor. Üreticilerin Çin’den satın aldıkları ürünleri artık ABD’nin gümrük vergisi uygulamadığı üçüncü ülkelerden almaları sonucu ortaya çıkan artışı fiyata yansıtmaları ve tüketicilerin de ödemek zorunda kaldığı ekstra maliyet “ölümcül” zararı oluşturuyor.
Örneğin, GoPro ABD pazarına yönelik üretiminin büyük bir bölümünü 2019 yılı ortalarında Çin’den Meksika’ya kaydırırken, Hasbro Trump’ın gümrük vergilerini gerekçe göstererek ülkede satılan oyuncaklarının kaynağını Çin’den Vietnam ve Hindistan’a çevirdi. Levi Strauss, Gap ve ayakkabı şirketi Steve Madden Çin’den daha az, Vietnam ve Bangladeş gibi ülkelerden ise daha fazla satın alma planlarını açıkladılar.
Buradaki durum şu: Bu şirketler Çin’de üretiyor ve yüzde 25 gümrük vergisi ödüyorken, bu farkı fiyatlarına yansıtıyorlardı. ABD hükümeti bu vergiyi alıp, ekonomisine katıyor ve böylece çiftçilere yapılan yardımdan (2018 yılında 12 milyar dolar) asker maaşlarına, otoyollara kadar her tür harcama için kaynak olarak kullanıyordu. Ancak gümrük vergileri gittikçe artınca, şirketler Çinli tedarikçilerden yüzde 10, 15 ve hatta yüzde 20 daha fazla ödeme yapabilecek başka ülkelere yönelmeye başladılar. Peterson Institute’tan ekonomist Chad Bown, “şimdi daha maliyetli ve daha az verimli olan üreticilere yönelip, ABD ekonomisinin verimliliğini engelliyorlar” diyor.
Peki bu ağır yükün miktarı ne? N.Y.FED ABD’de her bir hanenin yılda ekstra 620 dolar ödediğini hesapladı. Trump Çin’den ithal tüm mallara uyguladığı vergileri yüzde 25’e çıkarırsa bu rakam ikiye katlanabilir. Hong Kong’taki özel girişim sermayesi devi PAG’ın başındaki ekonomist Weijian Shan, Çin’e ihracattaki düşüş de eklendiğinde GSYİH’ye kümülatif maliyetinin 200 milyar dolar olabileceğini söylüyor.
Bu devasa bir rakam. GSYİH geçen yıl yüzde 2,9 oranında büyüdükten sonra ikinci mali çeyrekte yüzde 2,1’e geriledi ve Kongre Bütçe Ofisi de 2020 yılında yalnızca yüzde 1,7 oranında büyüme öngörüyor. Bu oranda, reel GSYİH gelecek yıl 400 milyar doların altında kalabilir; 200 milyar dolarlık bir azalma büyümeyi yarı yarıya düşürüp yaklaşık yüzde 1 ya da daha aşağısına geriletebilir. Bu da resesyon olasılığını artırıyor.
Bu arada, Çin de daha sınırlı olsa da, bir bedel ödedi. IMF bu yıl için yalnızca yüzde 6,2’lik,
2020 için ise yüzde 6’lık bir büyüme öngörüyor; bu da 1990’dan beri en düşük oran. Ancak Devlet Başkanı Xi Jinping ürünlere toptan aynı oranda gümrük vergisi uygulamak yerine yalnızca ülkenin başka yerlerden daha uygun fiyata alamayacağı ürünlere uyguluyor. Örneğin, Çin ABD’den aldığı 13,9 milyar dolarlık soya fasulyesinin yüzde 100’üne yüzde 28 oranında vergi uyguladı; nedeni ise soya fasulyesini aynı fiyata Brezilya ve Arjantin’den satın alabilecek olmasıydı. Ancak Amerikan malı uçak, ilaç ya da otomobilin yerine koyabileceği eşdeğeri olmadığından bu ürünlere uyguladığı gümrük vergisi oranlarını ticaret savaşı öncesi düzeylerde tuttu. ABD’den alınan ilaç ve uçaklara uygulanan gümrük vergileri yüzde 3’ün altında.
Çin aynı zamanda diğer ülkelere uyguladığı gümrük vergilerini de düşürdü. Bundan dolayı da ABD’li ihracatçılar Kanadalı, Avrupalı ve Japon tedarikçilerin çetin rekabeti ve yüksek gümrük vergilerine maruz kalmış durumdalar.
Şimdi sayıları topyekün işlediğinizde karşınıza tek bir sonuç çıkıyor: Amerika’nın ekonomik geleceğini çizecek olan ticaret savaşında Çin kazanıyor.
“Ölümcül” zararlar, üreticilerin ve tüketicilerin yakın zamana kadar Çin’den satın aldıkları ancak şimdi başka ülkelerden almak zorunda oldukları ürünler için ödedikleri ekstra maliyettir.