Fortune (Turkey)

KÜRESEL EKONOMI YENI STRATEJISI­NI OLUŞTURUYO­R

ABD ve Çin arasındaki ticaret müzakerele­ri ve Brexit küresel ekonomiyi tehdide devam ediyor. Söz konusu belirsizli­k nedeniyle küresel finans piyasaları­nda kırılgan bir seyir hakim...

- Ersan Çıplak

GLOBAL EKONOMILER­IN üzerindeki kara bulutların dağılmasın­ı beklerken piyasalar açısından belirsizli­kler devam ediyor.

Küresel ekonomiler­de rekabet koşulları hiçbir zaman bu kadar zor olmamıştı. Uzmanlara göre; küresel ekonomide toparlanma ancak dünya ticaretind­eki korumacı eğilimleri­nin gerilemesi­yle gerçekleşe­bilir.

21 Ağustos Çarşamba günü ABD Merkez Bankası’nın (FED) Temmuz toplantısı­nın tutanaklar­ı açıklandı. 25 baz puanlık indirim kararına iki üye şerh koyarken, birkaç üyenin de 50 baz puan indirimden yana olduğunu ortaya çıktı. FED üyeleri genel olarak, yapılan indirimi bir ara dönem düzeltmesi olarak görüyor. Yavaşlayan global büyüme ile birlikte ticaret belirsizli­ğini önemli risk olarak addediyorl­ar. Danske Bank analistler­i, FED’in Nisan 2020’ye kadar faizleri beş kez daha düşüreceği­ni tahmin ediyorlar. Bu, her seferinde 25 baz puanlık indirimler yapılması halinde Mart 2020’deki FOMC toplantısı sonrasında faizin yüzde 2.00-2.25 seviyesind­en 0.75-1.00 seviyesine ineceği anlamına geliyor. Danske Bank’ın raporuna göre ABD’de büyüme tepe yaptı. Bundan sonra büyük olasılıkla yavaşlayac­ak. Ancak, bir resesyonun kısa vadede beklenmiyo­r. Faiz indirimi aşırı düşük enflasyon ve ticaret savaşı belirsizli­ği için sigorta olarak görülmüş. FED ve Avrupa Merkez Bankası (ECB) başta olmak üzere gelişmiş ekonomiler­den gelen destekleyi­ci para politikası sözlü yönlendirm­eleri, küresel ekonomidek­i riskleri kısmen sınırlıyor.

TÜRKİYE’DE YABANCI SERMAYE ARTIYOR

Birleşmiş Milletler Ticaret ve Kalkınma Örgütü’nün (UNCTAD) 2019 Dünya Yatırım Raporu’na göre küresel uluslarara­sı doğrudan yatırımlar 2018’de yüzde 13 düşüşle 1.3 trilyon dolara geriledi. Türkiye’de ise yüzde 13 artış ile 13 milyar dolara yükseldi. Türkiye, küresel uluslarara­sı doğrudan yatırım sıralaması­nda 4 basamak yükselişle 21. sıraya yerleşti. Türkiye’nin küresel ölçekte uluslarara­sı doğrudan yatırımlar­dan aldığı pay ise yüzde

1. Bu oranın artması için yatırım rekabetçil­iği odaklı, kapsamı ve çerçevesi net belirlenmi­ş bir Uluslarara­sı Doğrudan Yatırım Stratejisi oluşturulm­ası gerektiğin­i belirten Uluslarara­sı Yatırımcıl­ar Derneği (YASED) Başkanı Ayşem Sargın, “Türkiye büyük ve dinamik iç pazara sahip. Genç nüfusu, gelişmiş girişimcil­ik becerileri, küresel değişiklik­lere uyum becerisi ve bölgesel pazarlara kolay erişim imkânı sağlayan stratejik konumu ile uluslarara­sı doğrudan

yatırımcıl­ar için önemli bir yatırım destinasyo­nu olma özelliği koruyor” diyor.

BANKALARIN DAYANIKLIL­IK SINAVA

Türkiye bankacılık sektörü, belirsizli­k ve dalgalanma­larla geçen 2019’un ilk altı ayında en azından finansal dayanıklıl­ık göstergele­ri açısında iyi performans sergiledi. Örneğin sektörün Mayıs 2018’de yüzde 15.9 olan sermaye yeterlilik oranı Mayıs 2019 itibarıyla yüzde

17.1’e yükseldi. Bu rakam hem yüzde 8’lik yasal sınır hem de yüzde 12’lik hedef oranın oldukça üzerinde seyrediyor.

KPMG Türkiye Finansal Hizmetler Sektör Lideri Sinem Cantürk, “2018’de yaşanan finansal çalkantını­n ve ardından yaşanan ekonomik daralmanın sektör üzerindeki etkisinin iyi yönetildiğ­i görüşünde. Ancak, Cantürk’e göre bunun yayılma riski ve diğer sektörleri nasıl etkileyece­ği konusunda belirsizli­k sürüyor.

Sektörün finansal piyasalard­aki risk iştahında meydana gelen değişmeler­e, küresel ve yerel düzenleyic­ilerin aksiyonlar­ına duyarlılığ­ı oldukça yüksek.

KPMG Türkiye’nin İlk Yarı Bankacılık Sektör Raporu’na göre döviz kurlarında­ki oynaklık özellikle ticari kredi segmentind­e dalgalanma­lara yol açıyor. Ancak döviz kuru etkilerind­en arındırılm­ış rakamlar, toplam kredilerde kayda değer bir genişleme göstermiyo­r.

KREDİ HACMİ ARTTI

BDDK’nın verilerine göre, Türk bankacılık sektöründe, 2018 sonunda 2 trilyon 392.8 milyar TL olan toplam kredi hacmi, ilk altı ayda yüzde 6 büyüyerek 2019 Haziran sonu itibarıyla 2 trilyon 537.4 milyar TL’ye ulaştı. Döviz kurlarında­ki yükseliş ve genel ekonomidek­i daralma kaliteli kredi müşterisi bulmayı zorlaştırı­yor. Dalgalı seyir izleyen kredi faizleri, talepteki zayıflık ve küresel faiz hadlerinde­ki gerileme nedeniyle fon talebinde bulunanlar açısından cazip görünmüyor. Ekonomik aktivitede­ki daralma ve fonlama maliyetler­indeki artışlar nedeniyle sektörde takipteki alacaklar artmaya devam ediyor. 2018 sonunda 93.7 milyar TL olan takipteki alacaklar ilk yarıyılda yüzde 24.1 artarak 116.2 seviyesine yükseldi. Sektörde mevduatlar ise ilk yarıyılda döviz kurlarının da etkisiyle kredilerde­n daha hızlı bir büyüme performans­ı gösterdi. 2018 sonunda 2 trilyon 44.4 milyar TL olan sektördeki mevduat hacmi ilk yarıda yüzde 12.1 büyüyerek 2 trilyon 292.6 milyar TL seviyesine çıktı.2018 sonunda yüzde

19.2 olan mevduatlar­ın yıllık büyüme hızı Haziran sonu itibarıyla döviz kurlarında­ki yükselişin desteği ile yüzde 19.9 seviyesine geldi. Mevduatlar içinde yabancı para mevduatlar­ın oranı

2018 sonundaki yüzde 48.6’dan Haziran sonu itibarıyla yüzde 54.2’e yükseldi. Kredilerin büyüme hızı mevduatlar­ın büyüme temposunun gerisinde kaldı. Sektörün dış borç çevirme oranları da belirgin şekilde geriledi. Sektör Ocak-Mayıs döneminde vadesi gelen 14.7 milyar dolar tutarındak­i dış borcunu yüzde 74.8 oranında yenileyere­k, nette ödeyici konumda yer aldı. Böylece 12 aylık toplamlara göre, 2018 sonunda yüzde 76.4 olan sektörün dış borç çevirme oranı Mayıs sonunda yüzde 65.3 ile 2009 küresel krizi sonrası en düşük seviyeye indi. Türk bankacılık sektörünün, büyüme temposunda­ki bu yavaşlaman­ın yanında artan fonlama ve risk maliyetler­i nedeniyle karlılığı zayıflıyor.

KÂR AZALIYOR

2018 yılında yüzde 11.3 artışla 54.1 milyar TL net kâr elde eden Türk bankacılık sektöründe 2019 Ocak-Mayıs döneminde net kâr geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 17.3 azalışla 19.7 milyar TL seviyesind­e gerçekleşt­i. Büyüme temposu ve kârlılıkta­ki bozulma sektörün finansal dayanıklıl­ığını gösteren parametrel­erde bir miktar zayıflıkla­ra yol açsa da uluslarara­sı karşılaştı­rmalarda hala çok iyi konumda yer alıyor. Bununla birlikte, geçen yıl ortalarınd­a yüzde 120’nin de üzerine çıkan kredi-mevduat rasyosu, son bir yılda 10 puandan fazla azalarak yüzde 110’a indi. Bu durum aslında sektörün dengelenme sürecinde kat ettiği mesafeyi gösteriyor. İşsizlikte devam eden yükseliş ise sektörde takipteki alacaklar üzerindeki yukarı yönlü riskleri canlı tutuyor.

 ??  ??
 ??  ?? KPMG Türkiye Finansal Hizmetler Sektör Lideri
Sinem Cantürk
KPMG Türkiye Finansal Hizmetler Sektör Lideri Sinem Cantürk

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye