TURİZM EKONOMİSİNE RALLİ ETKİSİ
Dünyanın en büyük ikinci ralli organizasyonu olma hedefiyle bu yıl dokuzuncusu düzenlenen Türkiye’nin tek cross country ralli organizasyonu TransAnatolia’da katılımcılar bir yarışta kişi başı 5 bin ile 10 bin euro arasında turizme getiri sağlıyor.
TÜRKIYE’DE FUTBOL HARICINDE farklı spor dallarına olan ilginin son yıllarda artması ciddi bir ekonomik getiriyi de beraberinde sağlıyor. Ekonomik getirilerin asıl kalemini ise organizasyon için gelen yarışmacıların ve izleyicilerin yapacakları konaklama, yeme-içme, ulaşım ve benzeri harcamalar oluşturuyor. Dünyanın en büyük altıncı rallisi TransAnatolia’nın dokuzuncusu 24-31 Ağustos 2019 tarihleri arasında düzenlendi. Bu yılki organizasyonda ralliciler, motosiklet, ATV, SSV, 4X4 otomobil ve kamyon sınıfında yarıştı. 20’ye yakın ülkeden rallicinin katıldığı organizasyonla ilgili TransAnatolia Genel Koordinatörü Burak Büyükpınar, “Yarış araçları, ekipmanlar, teknik destek araçları ve bu araçların yedi gün hareket etmesi, geçtikleri bölgelerde ekonomik bir hareketlilik yaratıyor. Bir yarışta katılımcılar ülkeye yaklaşık 5 bin ile 10 bin euro arası getiri sağlıyor” diyor. Büyükpınar, bugüne kadar 600 yabancı yarışmacı ile beraber yaklaşık 500 yerli katılımcıyı ağırlayan TransAnatolia’nın gelişimini, ekonomik boyutunu ve organizasyonla ilgili dünyaya açılma konusunda atılan adımları paylaştı.
Organizasyonun dünden bugüne gelişimi hakkında bilgi verebilir misiniz?
TransAnatolia fikri ilk olarak 2010 yılında doğdu. Dünyada bu tip yarışlar ağırlıkla Afrika’da Fas, Cezayir ve Mısır’da gerçekleştiriliyor. Son yıllarda bazı ülkelerdeki güvenlik endişeleri yarışların Fas’a kaymasına sebep oldu. Fas’taki yarışlar ağırlıkla çöl yarışları oysa TransAnatolia’da yarışmacılar her gün farklı tip bir parkur ile karşılaşıyor. Türkiye bu konuda harika bir
coğrafyaya sahip. Bir gün orman, bir gün Tuz gölü, bazen 2 bin 300 metrelere tırmanıyorlar. Bu farklılıklar da yarışmacılar açısından çok olumlu karşılanıyor. Buna bir de Türkiye’nin tarihi zenginliğini ve misafirperverliğini eklediğinizde TransAnatolia dünyanın en keyifli ve adrenalini çok yüksek bir “cross country” yarışı olma yolunda hızla ilerliyor.
TransAnatolia’nın turizme olan ekonomik katkısını değerlendirebilir misiniz?
Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın 30 milyon dolar düzeyinde olan tanıtım bütçesi geçen yılın sonunda Turizm Tanıtma Fonu’na aktarılmış ve iki yıl içinde fonda 300 milyon dolarlık bir bütçe oluşturulması hedeflenmişti. Bu yıl dokuzuncusu düzenlenen dünyanın en büyük altıncı rallisi TransAnatolia ise fona aktarılan bakanlık desteği kadar ülke tanıtımına katkı sağlıyor.
Suudi Arabistan 1976 yılında beri gerçekleşen Dakar Rallisi’nin 2020 yılında ülkesinde gerçekleşmesi için yıllık 15 milyon euro ödüyor. Daha önceki senelerde Arjantin buna benzer bedellerle Dakar Rallisi’ne ev sahipliği yaptı. Her iki ülkede bu tip yarışların ülke tanıtımına yaptığı katkılar sebebiyle bu yarışlara destek veriyor. Bununla birlikte iyi bir yarış yaklaşık 40 ülkede farklı televizyon kanallarında gösteriliyor. Televizyon ve sosyal medya görüntüleri ile inanılmaz bir tanıtım faaliyeti oluşturma imkanı var.
TransAnatolia’nın dünyaya açılma konusunda Uluslararası Otomobil Federasyonu (FIA) sürecinden bahseder misiniz?
2010 yılından bu yana büyüyerek gelişen TransAnatolia, 2019 yılında FIA Cross
Country Dünya Kupası’na aday yarış olarak düzenlenecek. Organizasyonun adaylık başvurusunun FIA tarafından kabul edilmesiyle birlikte, Dünya Ralli Şampiyonası’nın ardından Türkiye’ye ikinci bir FIA organizasyonu kazandırma yolunda önemli bir adım atılacak.
Türkiye’de ve dünyada otomobil sporlarına olan ilgiyi nasıl değerlendiriyorsunuz?
Dünyada otomobil sporlarına ilgi otomobilin icadından itibaren başladı diyebiliriz. Bizim içinde yer aldığımız “ralli raid” dünyası özellikle macera sever motor sporları tutkunlarının giderek artığı ve dünyada ilgiyle seyredilen bir alan haline geldi. Bu tip yarışlarda sadece hız önemli değil, uzun süresi dolayısıyla hem ciddi bir strateji gerektiriyor hem de yarışmacı ve araçların dayanıklılığı önem kazanıyor. Türkiye ise “ralli raid” tarzı yarışlarla yeni tanışıyor, hatta TransAnatolia ile tanıştı bile diyebiliriz. Biz özellikle doğasever, keşif ruhu olan insanlarımızı bu spora çekmeye çalışıyoruz. Onlara her sene hiç görmedikleri parkurlar hazırlayıp keyif almalarını ve yarışmalarını sağlıyoruz. Özellikle bu yıl Türk katılımcı sayısında büyük bir artış oldu. TransAnatolia’da yer almak için profesyonel sporcu olmanıza gerek yok.
Eğer doğada araç kullanmayı seviyorsanız TransAnatolia’da yer alabiliyorsunuz. Bunu profesyoneller gibi zamana karşı yapmadan, raid kategorisinde yapmanız mümkün.
TransAnatolia süreci boyunca yaşadığınız unutamadığınız bir anınız var mı?
Dokuz yıl içinde pek çok anı biriktirdik. En çok sevdiğim anı ise bir İspanyol yarışmacının ikinci gün kampında bir Türk yarışmacıya “Ülkenizin bu kadar güzel olduğunu bilmiyordum” demesi ve Türk sporcumuzun da “Biz de bilmiyorduk” şeklinde şakayla karışık cevap vermesi oldu. Bir diğer sevdiğim anı da dünyanın en ünlü sporcularından İspanyol Gerard Farrés’in 2015 yılında TransAnatolia’ya katılıp birinci olması. O günden beri her ortamda TransAnatolia’nın dünyada katıldığı en iyi yarış olduğunu söylüyor.
TRANSANATOLIA BUGÜNE KADAR 600 YABANCI YARIŞMACI ILE BERABER YAKLAŞIK 500 YERLI KATILIMCIYI AĞIRLADI.