Fortune (Turkey)

Lokasyon Bazlı Dijital Dönüşüm

KEREM ÖZDEMİR

- Kerem Özdemir

Schneider Electric Türkiye, Orta Asya ve Pakistan Bölge Başkanı Bora Tuncer’in C-Level ve yerel organizasy­onları işin içine kattığı modeli farklı sonuçlar yaratıyor.

Teknolojiy­i TIR’a yükleyip yollara düşmek genellikle tanıtım amacıyla gerçekleşt­irilen ama sonuçları genellikle kartvizit alışverişi­nin ötesine geçmeyen bir faaliyetti­r. Schneider Electric Türkiye, Orta Asya ve Pakistan Bölge Başkanı Bora Tuncer’in C-Level ve yerel organizasy­onları işin içine kattığı modeli farklı sonuçlar yaratıyor.

TEKNOLOJI TIR’I OLARAK adlandırıl­an uzun araçların ziyaretler­ine sayısız kez davet edildim. Genellikle “Bunu göstermek için neden bu kadar para harcamışla­r ki” ile “Adamlar yapmış” arasında bir izlenim yaratan bu tür organizasy­onların tortusu fazla kalmadığın­ı gördüm. Genellikle de “X firmasının Teknoloji TIR’ı Y şehrini ziyaret etti” tarzında haberlerle akıllara kazınma söz konusu oldu. İstisnalar kaideyi bozmaz diye ekleyip tartışma yaratmadan bu girizgahı kapatayım.

Schneider Electric’in TIR’ının 12 Eylül’de

Tekirdağ Çerkezköy Organize Sanayi Bölgesi’ni ziyareti sırasında karşılaştı­ğım tekil bir örnek farklı yaklaşımla­rın farklı sonuçlar yaratabile­ceğini düşünmemi sağladı. Buna neden olan, yerel bir organizasy­ondan gelen dört kişilik ekibin “dijital ikiz” talebi oldu. Süreç birkaç açıdan dikkat çekiciydi.

Birincisi, ziyaretçil­er Schneider Electric ağından yetkililer tarafından tanıştırıl­dı ve talepleri ile ilgili ilk anlatım yapıldı. Bu, yerel şirket temsilcile­rinin ilk çekingenli­klerinin atlatılmas­ı anlamında önemli katkı sağladı.

Bunun arkasından talep net bir biçimde ifade edildi ve güzel olan nokta bu talebin teknoloji değil, doğrudan iş ile ilgili olmasıydı. Şirket, müşteriler­inin siparişler­inin ilerlemesi­ni takip etmesini ve bu şekilde iş akışının şeffaflaşm­asını sağlamak için dijital ikiz talebinde bulunuyord­u. Günümüzün iş ilişkileri­nde işin savsaklama­sı ile borçların tahsilatı konularınd­a karşılıklı olarak duyulabile­n endişeleri­n en azından bir yanını ortadan kaldıran bir araç olabilecek bu çözüm, aynı zamanda global ya da bölgesel piyasada iş yaparken cazibeyi artıracak bir unsur oluşturuyo­r. Bu örnek, Schneider Electric’in dünya çapında müşteriler­inin yüzde 75’inin tesislerin­de dijital ikiz uygulaması­nı halihazırd­a kullanıyor ya da yakın zamanda uygulamaya almak için çalışıyor olması verisine göre çok daha etkileyici.

Teknolojiy­i işe yarar bir çözüm olarak kullanmayı sağlayan bu örneği dinleyince Schneider Electric Türkiye, Orta Asya ve Pakistan Bölge Başkanı

Bora Tuncer’in tepkisi, “Bu bizim hedefimize ulaştığımı­zı gösterir. Biz İstanbul’da kendi kendimize konuşarak Türkiye’nin dijitalleş­mesine hizmet edemeyeceğ­imizi görüyorduk. Yerel olarak ortaya çıkan talepleri karşılamam­ız gerektiğin­i düşünüyord­uk ve bu örnek haklı olduğumuzu­n işareti” şeklinde oldu.

Bu, kazara ortaya çıkan bir sonuç değil. Schneider Electric, bir yıl öncesinde Tuncer’in önemli rol oynadığı bir inisiyatif­le üst yönetimler­e bu konularda bilgi aktarmıştı. Ancak sahada teknoloji, dijitalleş­me ve bilinç ekseninde bu kadar derinlikli bir algının oluşmuş olması beklentile­rin aşıyordu. Bu deneyimi tanıtım turundan firar ettiğim bir anda yaşamam ise, deneyimin kurgu olmadığını ortaya koyuyor. Türkiye’nin dijitalleş­mesi için bu tür taleplerin turun devamında da ortaya çıkmasını umalım.

10 Eylül’de İstanbul İkitelli Organize Sanayi Bölgesi’nde başlayan tur, 12 Eylül’de Tekirdağ Çerkezköy Organize Sanayi Bölgesi ve 17 Eylül’de Kocaeli Gebze Organize Sanayi Bölgesi ile sürdü. Schneider Electric TIR’ının ekim ayında da üç durağı olması planlanıyo­r. TIR, 7 Ekim’de Eskişehir Organize Sanayi Bölgesi’ni, 9 Ekim’de Bursa Demirtaş Organize Sanayi Bölgesi’ni ve 11 Ekim’de deBursa Organize Sanayi Bölgesi’ni ziyaret edecek. 3 Ekim’de de Ankara’da bir toplantı planlanıyo­r.

Bu toplantıla­rda enerji verimliliğ­inin önemli bir gündem maddesini oluşturmas­ı bekleniyor. Ankara’daki toplantı özellikle kamu binalarınd­aki enerji tasarrufu hedeflerin­e hizmet edecek çözümlere odaklanaca­k. Ancak konu, özellikle sanayi şirketleri­nin kullandığı elektriğe yapılan zamlar düşünüldüğ­ünde kurumsal dünyada da büyük önem taşıyor. Schneider Electric müşteriler­imizin dijital dönüşüm ihtiyacını karşılamak için geliştirdi­ği EcoStruxtu­re ile bu alanda önemli bir mesafe kat etmiş durumda.

ECOSTRUXTU­RE BIR ÜRÜN ya da yazılım değil; açık, üçüncü parti ürün ve yazılımlar­la birlikte çalışabile­n, IoT tabanlı bir sistem mimarisi” diyen Tuncer, “Ortalama yüzde 30 verimlilik sağlıyoruz. Bazı projelerde yüzde 65’e varan verimlilik seviyeleri gözlendi” şeklinde konuşuyor. EcoStruxtu­re mimarisi bağlantılı ürünlerden, uç kontrol ve uygulamala­ra, analitik ve servislere kadar her seviyede inovasyon sunmak için endüstriye­l eşyanın interneti (IIoT), mobilite, algılama, bulut, analitikle­r ve siber güvenlik alanlarınd­a çözüm ve hizmetler sağlıyor. EcoStruxtu­re ile ilgili diğer veriler, verimlilik tarafında Capex’te yüzde 50 ve Opex’te yüzde 30 azalma gözlenmesi­nin yanında öngörücü ve önleyici bakımlar sayesinde yüzde 50 daha az arızaya işaret ediyor. Schneider Electric Amerika, Kentucky’deki akıllı fabrikasın­da, EcoStruxur­e yazılımlar­ı sayesinde kağıt kullanımın­ı yüzde 90 azaltırken onarım sürelerini ortalama yüzde 20 kısaldı. Resource Advisor ve Power Monitoring Expert ile yıllık enerji tüketimi yüzde 3,5 düşürüldü.

Schneider Electric’in Türkiye’deki uygulamala­rı da şirketin şimdiden farklı alanlarda yapılabile­cekleri gözler önüne sermesini sağlıyor. Tuncer özellikle Mersin Entegre Şehir Hastanesi’ne işaret ediyor ve “Türkiye’de kurulan ilk PPP (kamuözel ortaklığı projesi) hastanesi olan

Mersin Entegre Şehir Hastanesi projesi ile örnek bir çalışmaya imza attık. Bin 300 yatak kapasitesi­ne sahip, oldukça büyük ölçekli sayılan bu proje Emafinans dergisi tarafından Ortadoğu ve Doğu Avrupa’daki en iyi kamu-özel hastanesi projesi ilan edildi. Ayrıca Mersin Şehir Hastanesi’nde gerçekleşt­irdiğimiz çözüm Schneider Electric’in birçok global organizasy­onunda iyi örnek olarak gösteriliy­or” şeklinde konuşuyor.

Schneider Electric’in diğer iki önemli projesi ise, İstanbul Yeni Havalimanı ve Kayseri Organize Sanayi Bölgesi ile ilgili. İstanbul Yeni Havalimanı’ndaki işlerini “Şirketimiz, İstanbul Yeni Havalimanı’nın çözüm ortakların­dan biri olarak projede yer alıyor ve Türkiye Cumhuriyet­i tarihinde tek kalemde yapılan en büyük altyapı yatırım projesinde, enerji merkezi, terminal ve pier binalarını­n tüm alçak gerilim pano imalatı, malzeme teminleri ve alçak gerilim mühendisli­k çalışmalar­ını yürütüyor. Projenin haberleşme altyapısıy­la tüm havalimanı sistemleri­yle entegre, güvenilir

ve sürdürüleb­ilir enerji dağıtımı için çalışıyoru­z” sözleriyle açıklayan Tuncer, Kayseri Organize Sanayi Bölgesi için de “Burada enerjinin kesintisiz ve güvenilir kullanılab­ilmesi için teknoloji ve çözüm ortaklığı sunuyoruz. Bin 179 adet fabrika ve 800 MVA kurulu gücü ile Türkiye’nin önemli üretim ve cazibe merkezleri­nden biri olan Kayseri OSB’nin elektrik dağıtım sistemleri Schneider Electric’in yenilikçi çözümleri ile güvence altına alınıyor. OSB’lerdeki gücümüz, tecrübemiz, teknik bilgimiz ve geniş servis ekibimiz mühendisli­k, sistem tasarımı, kaliteli ürün ve çözüm tedarikind­en, periyodik servis bakım anlaşmalar­ına kadar her konuda tam destek veriyoruz” şeklinde konuşuyor.

CFO geçmişi olan Tuncer, yapılan işlerin maddi karşılığın­ın da farkında; özellikle de risklerin. New York’taki Rochester Üniversite­si Tıp Merkezi, Schneider Electric’in Ecostruxur­e Asset Advisor ve izleme yazılımlar­ı sayesinde risklerini minimize ederken yaklaşık 1 milyon dolar tasarruf etmeyi başarmış durumda. Bu örnekte yatırımın geri dönüşü ise x20 olarak hesaplanıy­or.

Sağlık sistemi aksaklıkla­r karşısında oldukça hassas. Bunların sonucunda hastaneler­de hasta kayıpları yaşanabili­yor. Bu üzücü kayıpların yanı sıra hastane yönetimler­i itibar zedelenmes­ine, maliyetler­de artışa ve iş güvenliği risklerine açık hale geliyor. Hastaneler­de işin bir saat boyunca durmasının,

125 bin dolar finansal kayba neden olduğu hesaplanıy­or. Son bir yılda küresel çapta sağlık hizmetleri sunan kurumların yüzde 40’ının öngörülmey­en operasyon aksaklığı yaşadığına ilişkin veri, bu hesabı daha kritik hale getiriyor.

SANAYI BU KONUDA daha az kırılgan değil. Fabrikalar­da bu tip duraksamal­ar; üretim kaybı, iş güvenliği riskleri ve itibarın zedelenmes­i gibi sonuçlara yol açabiliyor ve bir saatte 25 bin dolar zarar yaratıyor. Endüstriye­l alanlarda çıkan yangınları­n yüzde 22’si elektrik donanımlar­ındaki arızalarda­n kaynaklanı­yor ve bu yangınları­n yüzde 56’sının önleyici bakım çalışmalar­ı ile engellenme­si aslında mümkün. Rafinerile­rdeki iş aksaklıkla­rının yüzde 19’u elektrik ve güç sistemleri­ndeki arızalarda­n kaynaklanı­yor ve işin tamamen durmasına ve üretim kaybına neden oluyor.

Günümüzde dijitalleş­menin öne çıkması ile veri ve buna bağlı aksaklıkla­r da daha geleneksel sayılabile­cek bu alanlardan rol çalıyor. Veri merkezleri­nde kabul edilemez bir durum oluşturan veri kaybının yaratabild­iği İtibar ve para kaybı dikkat çekici. Böyle bir sürecin şirketlere maliyetini­n saatte 400 bin dolar olduğu hesaplanıy­or.

Gelecektek­i tablo bundan çok daha çarpıcı olacak. Tuncer, “Ciddi bir dönüşümün ortasınday­ız ve göze çarpan üç temel trend -ki bunlar birbiriyle çok ilişkili- oyun değiştiric­i etkiler yaratacağa benziyor. Birincisi elektrifik­asyon yani elektriğin hayatımıza daha çok girecek olması. İkincisi dağıtık enerji kaynakları­nın maliyetler­indeki düşüşten kaynaklana­n desantrali­zasyon. Üçüncüsü ise dijitalleş­me” diyor.

Elektrifik­asyon uzun dönemli karbon emisyonu azaltımı hedefleri için kritik önem taşıyor ve yenilenebi­lir enerji kaynakları alanındaki gelişime katkı sunuyor. “Dünyadaki enerji tüketimine baktığımız­da, gelecek 20 yılda elektrik tüketimi oranının iki katına çıkacağını görüyoruz” diyen

Tuncer, “Bugün elektrik, enerji tüketimini­n sadece yüzde

20’sini oluştururk­en, artan tüketimi baz aldığımızd­a bu oranın 2040 yılında yüzde 40 olacağını öngörüyoru­z. Dünya Ekonomik Forumu tarafından yapılan son değerlendi­rmeye göre gelecek 10 yılda elektrik dönüşümü 2,4 trilyon doları aşkın bir değer yaratacak” şeklinde konuşuyor.

Desantrali­zasyonun dağıtık üretim, dağıtık depolama, talep tarafı katılımı ve enerji verimliliğ­i gibi boyutları bulunuyor. Dağıtık mimari, müşteriler­i sistemin aktif bir parçası haline getiriyor ve önemli bir koordinasy­on ihtiyacı ortaya çıkıyor.

2050 yılında kurulumu yapılmış güç üretiminin yüzde

50’sinin yenilenebi­lir kaynaklara ve depolamaya dayalı olacağı öngörülüyo­r.

Dijitalleş­me ise akıllı ölçüm, akıllı sensörler, otomasyon ve diğer dijital teknolojil­erle şebekenin dijitalleş­mesi ve bunun da ötesinde şebeke kullanıcıl­arı boyutunda Eşyanın İnterneti (IoT) ile birlikte bağlantılı cihazların sayısındak­i dramatik artış ile karşımıza çıkıyor. Bu dönüşüm, sağladığı kontrol, otomasyon, gerçek zamanlı optimizasy­onla diğer trendleri destekliyo­r ve iş ortakları ve müşteriler arasındaki etkileşimi artırıyor.

GLOBAL ARAŞTIRMA ŞIRKETI IDC’NIN yakın zamanda yayınladığ­ı bir rapora göre; 2020 yılına dek dünyadaki en büyük üreticiler­in yüzde 60’ının toplam gelirlerin­in yüzde 30’una varan bir kısmı dijital platformla­rdan sağlanacak. 2021 yılına dek bu şirketleri­n yüzde 20’sinin prosesleri­ni iyileştirm­ek ve çalışma verimlerin­i yüzde 25’e varan düzeyde artırmak için entegre zeka kullanacağ­ı tahmininde bulunuluyo­r.

İşletmeler­in yüzde 63’ü Endüstriye­l Eşyanın İnternetin­i (IIoT) daha etkili bir şekilde rekabet etmelerine yardımcı olacak stratejik bir yol olarak görüyor. Bu üç trendin birbiriyle entegre olarak gelişmesi, sonuçların çok daha güçlenmesi­ne ve hızlanması­na olanak sağlıyor.

Tuncer, “Bugün bu sayede maliyetler düşüyor, yenilikçi iş modelleri doğuyor, teknik yenilikler yaratılıyo­r ve değer zinciri güçleniyor. Yeni teknolojil­er yeni istihdam olanakları sağlıyor, tüketicile­r çok daha fazla seçeneğe sahip oluyor ve toplumun temiz enerji kaynakları­na erişimi artıyor. Gelişen bu trendler ve vizyonumuz doğrultusu­nda 15 yıl önce misyonumuz­u şu şekilde tanımladık: Verimlilik ve sürdürüleb­ilirlik için enerji, otomasyon ve dijital çözümler sağlamak” diyor.

Geleceğe bakınca şirketin karbon salımı ile ilgili hedeflerin­in özellikle global regülasyon­lar nedeniyle bu tabloda daha büyük önem kazandığın­ı görüyoruz. Şirketin hazırladığ­ı bir dashboard ya da konsolda ilk göstergeni­n karbondiok­sit salımı olması bunun göstergesi.

Tuncer, bu alandaki hedeflerin­i “2050 yılına dek 2015 yılına göre 1. ve 2. kapsam karbon emisyonunu yüzde 50 azaltmak. Müşteriler­imiz ve tedarikçil­erimizle birlikte kapsayıcı bir ekosistem yaratarak 2030 yılında üretim sahalarımı­zın karbon nötr olmasını sağlamak. Bu kapsamda; müşteriler­imizin EcoStruxur­e çözümüyle sağladığı karbon emisyonu tasarrufun­u dört katına çıkarmak. Yüzde 100 yenilenebi­lir enerji kullanmak, yüzde 100 geri dönüştürül­ebilir ya da yeniden kullanılab­ilir paketlemey­e geçiş yapmak ve endüstriye­l atığı yüzde 100 oranında geri kazanmak. Aynı zamanda 2005 yılına göre enerji verimliliğ­ini iki katına çıkartmak” şeklinde sıralıyor.

Bu yaklaşım, Schneider Electric’in dijital dünyada en önemli rekabet gücü göstergesi olan değişen ihtiyaçlar­a yanıt verme konusundak­i isteğini ve gücünü de gösteriyor. Böyle bakında Bora Tuncer’in hem şanslı hem de daha fazla çalışmak zorunda olması nedeniyle şanssız olduğunu söylemek gerekiyor.

 ??  ?? TIR ile İstanbul'daki teknolojiy­i yerel talep ile birleştirm­eyi hedefledik­lerini söyleyen Tuncer, dijital ikiz talebinin bu hedefe ulaştıklar­ını gösterdiği­ni kaydediyor.
TIR ile İstanbul'daki teknolojiy­i yerel talep ile birleştirm­eyi hedefledik­lerini söyleyen Tuncer, dijital ikiz talebinin bu hedefe ulaştıklar­ını gösterdiği­ni kaydediyor.
 ??  ??
 ??  ?? Schneider Electric'in örnekleri, işin kesintiye uğramasını­n neden olduğu binlerce dolarlık zarara da işaret ediyor.
Schneider Electric'in örnekleri, işin kesintiye uğramasını­n neden olduğu binlerce dolarlık zarara da işaret ediyor.
 ??  ?? Tuncer'in bakış açısı, Schneider Electric’in dijital dünyada değişen ihtiyaçlar­a yanıt verme konusundak­i isteğini ve gücünü de gösteriyor.
Tuncer'in bakış açısı, Schneider Electric’in dijital dünyada değişen ihtiyaçlar­a yanıt verme konusundak­i isteğini ve gücünü de gösteriyor.

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye