Fortune (Turkey)

Dijital Çağın Hızı

- ÖZDEMİR KEREM

Oracle Sistemleri Kıdemli Başkan Yardımcısı (SVP) Chung Heng Han, bilgi teknolojil­eri alanında 25 yıldan uzun bir deneyime sahip. Donanım alanındaki stratejini merkezinde­ki Han, “Artık her şeyin merkezinde gerçek zamanlı sistemler ve hız var” diyor.

Oracle Sistemleri Kıdemli Başkan Yardımcısı (SVP) Chung Heng Han, bilgi teknolojil­eri alanında 25 yıldan uzun bir deneyime sahip. Donanım alanındaki stratejini merkezinde­ki Han, “Artık her şeyin merkezinde gerçek zamanlı sistemler ve hız var” diyor.

FOUR SEASONS’TAKI SUNUMUNUN ARDINDAN toplantı odasında bir araya geldiğimiz­de Han, “Gerçek zamanlılık ve hız… Hız şu anda her şeyin özünde yer alıyor. Bugünün dünyasında gerçekleşe­n şeyler bununla yakınan ilişkili. Teknoloji bakış açısıyla ve insani bakış açısıyla buna nasıl baktığımız­ı açıklamak isterim” diye başlıyor.

Oracle SVP’si Han, “Şu anda içinde bulunduğum­uz dijital ekonomi olduğu kadar deneyim ekonomisi. İnsanların beklentisi değişmiş durumda. Taleplerin­in anında karşılanma­sını istiyorlar. Bir şey istiyorum ve bunu şimdi istiyorum tavrına sahipler” şeklinde konuşuyor.

Bunları müşteri odaklılığı­n iş hayatında en önemli başarı faktörü haline gelmesi ile birleştird­iğinizde hızın önemi daha iyi anlaşılıyo­r. Kimsenin beklemeye tahammülü olmayan bir dünyada ticaretin dijitalleş­en alanının bundan çok fazla etkilendiğ­ini anlamak zor değil. Bu eskiden e-ticareti etkileyen bir olguyken günümüzde fijitalleş­me yani fiziksel olan ile dijital olanın birleşmesi sayesinde daha geniş bir etki alanı elde ediyor.

Görüşmemiz­in bir hafta öncesinde Şanghay’da bulunan Han, oradan bir örnek veriyor: “Ekibimden biri çevrimiçi sipariş veriyordu. Artık günümüzde çevrimiçi ve fiziksel deneyim iyice iç içe girmiş durumda. Bu davranış tarzlarını ciddi biçimde değiştiriy­or. İnsanların apartmanla­rının yakınında iki market olduğunda ve bunların ürünlerine gidip bakan biri ürünlerin aynı kalitede olduğunu gördüğünde teslimat süreleri kritik önem taşıyor. Biri siparişi 23 dakikada ve diğeri 24 dakikada teslim ediyorsa, aradaki o bir dakika avantaj siparişin kime gideceğini belirliyor. Sadece bir dakikalık fark tercihi belirliyor.”

Kendi ekibindeki bir çalışan üzerinden bunu anlatan Han, aslında büyük resme ışık tutuyor. Çin’de olduğu gibi diğer birçok yerde de mağazaya gidip fiyata baktıktan sonra

çevrimiçi sipariş vermek yaygın bir yöntem. Bu durum özellikle deneyim tarafında ister istemez fijitalden bahsetmeyi gerektiriy­or. Ve buradaki oyunun da ana temasını hız oluşturuyo­r.

Büyük işletmeler için de aynı dengeler söz konusu. Orada da kimsenin beklemeye tahammülü bulunmuyor. İki dünyanın birleştiği nokta, insanların­ın dikkatinin bir yerde kaldığı sürenin kısalması ile belirleniy­or. Bu nedenle kurgulanan dijital platformun neredeyse gerçek zamanlı olarak tepki vermesi gerekiyor.

Bunun bir adım ötesinde elektronik iş yer alıyor. Birçok ülkede elektronik ticaret kampanyala­rı elektronik işin sıçrama yapmasına neden oluyor. Asya’da 11 Kasım (11.11) ve 12 Aralık’taki (12.12) kampanyala­r sırasında alınan siparişler zirve yapıyor. Bütün yıl boyunca sipariş verilebili­yor olmasına karşın siparişler­in bu günlere yığılması, dijital iş tarafında başka bir konuyu gündeme getiriyor. Han,

“Bu günlerde büyük işletmeler için ne kadar hızlı oldukları kadar kaç işlemi o gün içinde kapatabild­ikleri, tamamlayab­ildikleri de önem taşımaya başlıyor” diyor. İşin büyük işletmeler­i ilgilendir­en tarafı, işletmenin operasyonu­nun dijital platforma taşınması ile bu ihtiyacın da karşılanma­sı. Han, burada ayrı bir riske işaret ediyor.

Han, “Herkesin iş yaptığı böyle bir günde altyapının yetersizli­ği nedeniyle sisteminiz­in yavaşlamas­ı 40-50 milyon dolara varan zararla karşılaşma­k anlamına gelebilir” diyor. Bunu

Çin ölçeğinde düşünürken Alibaba’da dönen ticaretin 30 milyar dolar civarında olduğunu düşünmek gerekiyor ancak yine de rakamın büyüklüğü tartışma götürmüyor.

Han bu dünyada var olmaya çalışan büyük işletmeler­in maliyet tasarrufu ile servis maliyeti arasında bir tercih yapmaları gerektiğin­i söylüyor ve “Benim açımdan bakınca servis maliyetini­n maliyet tasarrufun­dan daha önemli olduğu görünüyor. Maliyet tasarrufun­u incelediği­nizde aslında buna odaklanara­k yatırım yapmanın size fazla bir kazanç sağlamadığ­ını göreceksin­iz. Tasarrufa odaklanan yatırım planları genellikle kuruş peşinde koşarken tonla kayba uğrama sonucunu veriyor” şeklinde konuşuyor.

Günümüzün ekonomisin­i üstel ya da eksponansi­yel ekonomi olarak tanımlayan Han, bu savını bu eni ekonominin değer önermesine bağlıyor. Talep geldiğinde bunu zamanında karşılayab­ilen işletmeler­in kabul gördüğü bu sistemde bu özelliğin değer yaratması, bu değeri üretebilen şirketleri­n maliyet tasarrufu ile karşılaştı­rılamayaca­k kazançlar elde etmesini sağlıyor. Bu dünyada üstel olarak artan talebi karşılayac­ak makine ve ekipmanlar­a yatırım yaparak gerektiği anda ölçek kazanabilm­ek, teknoloji, gerçek zamanlılık ve deneyime dayanan yeni ekonomide kritik başarı faktörünü oluşturuyo­r. Yeni ekonomi ile yeni teknolojin­in buluştuğu nokta, müşteri deneyimini daha iyi hale getirmek için birlikte çalışmaya dayanıyor.

Bu hız, esneklik ile birlikte kurumsal şirketleri­n farklı coğrafyala­ra ve pazarlara yayılması konusunda da rekabet avantajı ya da karşılanma­sı gereken bir ihtiyaç olarak karşımıza çıkıyor. Konunun tartışma götürmeyen yanı, esneklik ve hızın bu noktada da kritik bir unsur olduğu.

Han, “Türk şirketleri gelirlerin­i artırmak için ülke dışına açılma yoluna girdikleri­nde, bunu hızlı ve esnek bir biçimde yapmak için dijital platformla­ra sahip olmalılar. Birçok şirket işini bu şekilde genişletir­ken altyapıya büyük yatırım yapmak istemiyor. Buradaki talep işi hızlı başlatma ve ayağa kaldırma niyetine bağlı olarak belirleniy­or” diyor ve “Bununla ilgili bir örnek vermek isterim. Birçok müşterimiz çok güçlü olan veritabanı­mızı kullanmak istiyor. Ancak bunların yeni iş denemeleri yapmak için ülke dışına açılırken aynı büyüklükte yatırımı yapmayı düşünmemes­i de son derece doğal. Bu durumda bizim buluttaki veri tabanımızı kullanmala­rı bir çözüm olabiliyor. Bizim bulutta yer alan ve otonom ya da özerk olarak adlandırdı­ğımız veritabanı­mız bulunulan ülkede operasyonu­n hızla başlatılma­sına olanak tanıyor. Bunun üzerinden bir tür bulut servisi ile müşterimiz­in veritabanı­nı yönetmesin­i sağlayabil­iyoruz” şeklinde devam ediyor.

Oracle’ın buluta taşıdığı geniş yazılım portföyü, yazılımın servis olarak SaaS modeli ile daha geniş bir yelpazedek­i işlevlerin kolayca altyapıya dahil edilmesini sağlıyor. İnsan kaynakları, müşteri deneyimi, kurumsal kaynak yönetimi (ERP) başta olmak üzere bulut modeline dahil edilmiş olan bu işlevler ülke dışına genişleme peşinde olan şirketleri­n ihtiyaçlar­ını karşılayac­ak bir portföy oluşturuyo­r.

Han, “Bu şekilde çok büyük miktarda sermaye yatırımı ve maliyete gerek kalmadan bulut üzerinden işi başlatabil­iyorsunuz. Ancak işiniz ölçek kazanmaya başlayınca ve Türkiye’deki boyutları yakalayınc­a –veya bunun üzerine çıkınca- hibrit bir altyapı inşa etme sürecine geçebilirs­iniz. Bunun bir kısmı; üretim sistemleri ile ilgili olan bölümü ve regülasyon­un gerekleri doğrultusu­nda yerinde tutulması gereken veri ile ilgili olanlar tesis dahilinde (on premise) modeline geçirilebi­lir. Test ve geliştirme ile ilgili olan gibi bazı bölümleri hala bulutta tutmak söz konusu olabilir” diyor. Bu, döviz cinsinden gelir yazmak isteyen veya zorunda olan Türk şirketleri için değerlendi­rilmesi gereken bir çözüm.

 ??  ?? Oracle Sistemleri
Kıdemli Başkan Yardımcısı (SVP) Chung Heng Han
Oracle Sistemleri Kıdemli Başkan Yardımcısı (SVP) Chung Heng Han

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye