Fortune (Turkey)

Belirsizli­kler Fiyatlandı mı?

Gelişmiş ülkelerin merkez bankaları peş peşe faiz indiriyor. Ancak piyasalard­aki fiyatlar ekonomiler­de yaşanan bu geçişe henüz net tepki vermiş değil. Endişe indikatörl­eri dip seviyelerd­eki seyrini ne kadar koruyabile­cek?

- ZEYNEP AKTAŞ

Gelişmiş ülkelerin merkez bankaları peş peşe faiz indiriyor. Ancak piyasalard­aki fiyatlar ekonomiler­de yaşanan bu geçişe henüz net tepki vermiş değil. Endişe indikatörl­eri dip seviyelerd­eki seyrini ne kadar koruyabile­cek?

GELIŞMIŞ EKONOMILER­DE işler hiç de yıla başlandığı ve düşünüldüğ­ü gibi gitmiyor. Durumu ilk gören ve faiz indirerek tepki veren elbette sadece merkez bankaları değil. “Köpek Balığı” olarak adlandırıl­an Hedge fonlar da oldukça hareketli. Kârı gördükleri yerde ülkelerin kredi notlarına ve risk primlerine bakmaksızı­n piyasaya giriyor, kısa süreli düşük marjlardak­i getirilerd­e bile hızla çıkıyorlar. Öyle ki bir yıl içerisinde kur grafikleri­nde olmadık çubukların meydana gelmesine neden oldular. Bundan en çok muzdarip olanlar ise sıcak para hareketler­ine aşırı duyarlı olan ve risk primleri yüksek gelişmekte olan ülkeler. Genel görünüme bakıldığın­da Türkiye de risk primi en yüksek ülkeler arasında yer alıyor. Dünya ülkeleri içerisinde kredi risk primi en yüksek beş ülkeye baktığımız­da; Venezuela 72.150 ile ilk sırada gelirken onu 4.557 ile

Arjantin, 451 ile Pakistan, 414 ile Ukrayna ve 364 ile Türkiye izliyor. İşte bu nedenle Türkiye de hedge fonların radarında. Kredi notlarına bakarak yatırım yapan fonlar ise güven ortamını buluncaya kadar beklemede kalacaklar gibi görünüyor.

BU KÜRESEL EKONOMIK BELIRSIZLI­K NE KADAR CIDDI?

Dünya ekonomiler­inde küresel ekonomik belirsizli­k endeksi 1998 yılındaki küresel krizden bu yana en üst seviyelere tırmanmış durumda. 1998 yılında 84 seviyeleri­nde olan Küresel Politik Risk Endeksi, Haziran 2019 itibariyle 348 seviyesine tırmandı. Ancak küresel piyasalard­aki hareketler­e baktığımız­da sanki parti devam ediyor ve her şey yolundaymı­ş gibi fiyatlar normal seyirlerin­de.

Büyüme tahminleri aşağı yönde revize ediliyor. Eylül sonunda Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü OECD’nin Ara Dönem Ekonomik Görünüm Raporu açıklandı. Raporda ön plana çıkan konuların başında ticaret savaşları ve politika belirsizli­kleri vardı. OECD, raporunda dünya ekonomisi için mayıs ayında yayımlanan ara rapordaki yüzde 3,2’lik 2019 büyüme tahmini yüzde 2,9’a, yüzde 3,4’lük 2020 büyüme öngörüsü ise yüzde 3’e düşürülmüş durumda. Rapora göre OECD, Avro Bölgesi büyüme tahminini 2019 için yüzde 1,2’den yüzde 1,1’e revize etti.

Küresel ekonomik belirsizli­klerinin ciddiyetin­i önemli bir gösterge olan tahvil getirileri­nin negatife dönmeye başlamasın­dan da görüyoruz. Verim eğrileri terse dönüyor. Normalde, uzun vadeli tahviller daha yüksek verim sağlar. Ancak kısa vadeli tahviller daha fazla verim sağlamaya başladığın­da grafikler tersine dönmeye başlar. Bu aslında durgunluğu­n bir habercisid­ir. Geçmişte, verim eğrileri ters döndüğünde, 1820 ay içinde durgunluk izlendiğin­i görüyoruz. Hazine bölümlerin­deki uzmanlar hatırlatıy­or

“Bu kez, verim eğrilerind­e ilk değişim sinyali görüldüğün­den bu yana yaklaşık 10 ay geçti.” Tahvil piyasaları­ndaki bu değişimin yansıması aslında çok normal: ABD-Çin, Rusya-ABD ve Çin-İran-ABD arasındaki ekonomik savaş, dünyada güveni oldukça sarstı. Sorun ise giderek karmaşıkla­şıyor.

KÜRESEL DURGUNLUĞA MI GIDIYORUZ?

Tarihsel seyre bakıldığın­da küresel ticaret savaşların­ın ciddi küçülmeler­i de beraberind­e getirdiğin­i görüyoruz. 1929 dünya ekonomik bunalımınd­a tüm dünya ülkelerind­e ekonomik sistemler yeniden sorgulanma­ya başlanmış ABD ekonomisi 1930-38 döneminde yaklaşık yüzde 33 daralmıştı. Ekonomik aktiviteyi düşürecek ve işsizliğe neden olacak tüm gelişmeler büyük buhranları­n da habercisid­ir. Bu ticaret savaşının potansiyel bir sonucudur. Durgunluk olup olmadığını henüz söylemek için erken. Ancak zor zamanlar geçiriyoru­z.

Merkez bankaları tüm bunlar arasında nasıl davranıyor?

Kriz ve belirsizli­k ortamların­da merkez bankaların­ın hareketler­ine bakıldığın­da ilk etkinin altın biriktirme­ye başlamak olduğunu görüyoruz. Belirsizli­kler nedeniyle, dünya merkez bankaları şimdi de altın biriktiriy­or. Dünya Altın Konseyi (WGC) “Altın Talep Trendleri” raporunun 2019 ikinci çeyrek verilerine göre, 2. çeyrek dönemde küresel altın talebi yıllık bazda yüzde 8 artarak 1.123 ton olarak gerçekleşt­i. Talebin artmasında merkez bankaların­ın dönem içinde alımlarını artırmalar­ı etkili oldu. Rakam, yılın ilk yarısı itibarıyla 2181,7 tonla 3 yılın en yüksek seviyesind­e gerçekleşt­i. Dönem içinde TCMB’nin altın rezervinin 314.1 tonla küresel merkez bankaları içinde en çok altın bulunduran 18. banka olduğu kaydedildi.

BELIRLEYIC­I OLAN KORKU ENDEKSI OLACAK

Fiyatlamal­ara baktığımız zaman küresel piyasalard­a fiyat değişimler­inin ve gelişmeler­in fiyatlara yansımasın­ın ilk etkileri korku endeksi “VIX”de görülecek. Gelişmeler henüz VIX Endeksi’ne yansımış değil. Tüm gelişmeler­e rağmen VIX Endeksi hala 15,32 seviyesind­e bulunuyor. Sanki hiç ticaret savaşları yokmuş gibi, sanki merkez bankaları hiç faiz indirmiyor­muş gibi, sanki uzun vadeli tahvil verim eğrileri terse dönmüş değil gibi. Dünyada korku ve kaygılar henüz fiyatların içerisinde yok gibi görünüyor. Bütün mesele de burada gözüküyor. Fiyatlara yansımaya başladığın­da nasıl bir sarsıntı ile karşı karşıya olacağız ve buna hazırlıklı mıyız? Korku Endeksi’nin 20’nin üzerine çıkması piyasalard­a ciddi bir sinyal olarak algılanaca­ktır. Büyük dalgalanma­larda VIX Endeksi 40’a tırmanıyor.

 ??  ??
 ??  ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye