Doğu’nun en batılı toplumu Japonları keşfetmeye çağırıyorum
DR. RIZA KADILAR AOTS TÜRKİYE ADVOCATOR EMCC (EUROPEAN MENTORING COACHING COUNCIL) DÜNYA BAŞKANI
AOTS ILE ÜÇ YIL ÖNCE AOTS Türkiye Mezunlar Derneği’ne Advocator ünvanı ile atanan AOTS Türkiye Advocator ve EMCC (European Mentoring Coaching Council) Dünya Başkanı dr. Rıza
Kadılar, dünyanın 43 ülkesindeki 71 mezun kulübünden birisi olan Türkiye mezunlar ağına mentorluk yapıyor. Dünya üzerinde 168 ülkeden 400 bin kişiye eğitim veren kurum ile verimli çalışmalar gerçekleştiriyor.
“The Next 100 Years” isimli eserinde George Friedman’ın bahsettiği TürkJapon yakınlaşması aslında “sessiz ve derinden” hayat buluyor. Her ay bir Japon şirketinin ülkemize yatırım yaptığına, ülkemizin çok önemli sektörlerinde Japon teknolojilerinin giderek daha yaygın olarak kullanıldığına tanık oluyoruz. 19 Kasım tarihli Zirve, işte bu süreçte her iki tarafın birbirini daha yakından tanıması ve mevcut imkanları keşfetmesi için
bir platform sunması açısından büyük önem arz ediyor. Japon devletinin aslında Türk iş dünyasına sunduğu öylesine çarpıcı inanılmaz fırsatlar var ki… Biz maalesef bunlardan haberdar değiliz. Bu bilgi açığını ortadan kaldırmak için bütün Türk iş dünyasını 19 Kasım Zirvesi’ne katılmaya çağırıyorum. “Güneş doğudan doğar” deyimi sanırım günümüzde global anlamda yaşadığımız değişimi en güzel şekilde özetliyor. Reform ve Rönesans sonrasında hayat bulan sanayi devrimi ile dünyanın değişen dengeleri tekrar tarihsel normaline kavuşuyor. Bir önceki milenyum ortalarına gelinirken hem nüfus hem de global ekonomik aktiviten aldığı paya tekrar kavuşan doğu toplumları Türkiye gibi doğu ile batı arasında tarih boyunca bir köprü rolü oynamış ülkeler için büyük imkanlar sunuyor. Son yüzyılda teknoloji anlamında batıya bağımlı olan ve muasır medeniyet seviyesi olarak Batı’yı gören ülkemiz için Doğu”nun teknolojik ve ekonomik anlamda yükselişi büyük bir önem arz ediyor. Artık hiçbir konuda tek bir ülkeye muhtaç değiliz. Japonya Doğu’nun en Batı’lı toplumu. Hem sanayi hem teknoloji hem de kültürel anlamda Türk-Japon yakınlaşmasının ülkemize büyük faydalar sağlayacağına inanıyorum. Daha müreffeh yarınlar için ülkemiz insanının en çok ihtiyaç duyduğu kaynakların başında finansman ve teknoloji geliyor. Maalesef ülkemiz son derece çalışkan ve yetkin bir iş gücüne ve her açıdan son derece elverişli bir coğrafyaya sahip olmasına rağmen hem tasarruf açığı hem de teknolojik gelişmelerin zamanında takip edilememesi nedene ile bu iki alanda desteğe ihtiyaç duyuyor. Japonya azalan ve yaşlanan nüfusu ve teknolojik liderliği ile finansman imkanları sayesinde ülkemize bu çok önemli iki alanda da mükemmel bir paydaş olmaya aday bir ülke. Bütün bu stratejik uyuma rağmen maalesef hem kültürel hem de coğrafi uzaklık nedeni ile her iki ülke arasında işbirliği imkanlarını güçlendirecek yeterince platform bulunmamakta. İş dünyasının temsilcileri her ne kadar bir diyalog kurma gayreti içinde olsa da hem muadil kurumların bulunmaması hem de günlük gündemlerin farklılığı nedeni ile bu diyaloglar süreklilik arz etmiyor. Bu bağlamda 19 Kasım’da yapılacak inovasyon ve işbirliği zirvesi Türk iş dünyasına Japonya’nın bizlere sunduğu ama farkında olmadığımız imkanları tanıtması açısından çok büyük bir önem arz ediyor.”