ENERJI DEMOKRATIKLEŞIR MI?
EnCazip.com Kurucu Ortağı Çağada Kırım, “ücretsiz ve tarafsız bir karşılaştırma ve elektrik tedarikçisi değiştirme servisi” sunduklarını belirterek enerjide demokrasi sağlandığında YEKDEM gibi teşvik mekanizmalarının kaldırılması durumunda da piyasaların yönünü yenilebilir enerjiye çevireceğini söylüyor.
KASIM AYINDA Türkiye rüzgardan başlamak üzere yenilenebilir enerji politikalarını gözden geçireceğe benziyor. Dijital taraftan gelen Encazip.com Kurucu Ortağı Çağada Kırım geleneksel yenilenebilir enerji üreticilerine göre farklı görüşler dillendirerek tartışmaya önemli bir katkı sunuyor.
EnCazip platformu enerji değer zincirinin neresinde yer alıyor?
EnCazip, internet üzerinden faaliyet gösteren tamamen ücretsiz ve tarafsız bir karşılaştırma ve elektrik tedarikçisi değiştirme servisi. Tüketiciler, doğru bilgiler ve güncel veriler ile elektrik tedarikçilerinin tarifelerini saniyeler içinde karşılaştırarak kendilerine en uygununu bulabiliyor, kolayca tedarikçi değişikliği işlemlerini gerçekleştirebiliyor. 2015 yılından beri İngiltere’nin bir numaralı enerji karşılaştırma sitesi uSwitch’i de kuran, dünya çapında 20’yi aşkın ülkede enerji piyasalarında ve karşılaştırma sektöründe aktif olan pek çok ülkede enerji piyasalarını baştan aşağıya değiştirmiş ve hatta sektörlerin kurucusu olmayı başarmış Londra merkezli grup ile ortaklığımız sayesinde bu tecrübeleri Türkiye piyasasına aktarma fırsatını elde ettik. Global tecrübemiz ve uzmanlığımızla tüketicilerin elektrik tedarikçilerini değiştirirken nelere dikkat etmeleri gerektiğini çok iyi biliyoruz.
EnCazip’in cazibesi nereden geliyor?
EnCazip aslında bir pazaryeri, bir nevi tüketici tarafındaki rekabetin oluştuğu borsa. EnCazip sayesinde tedarikçiler
şeffaf bir ortamda rekabet etme şansını elde ediyor, tüketiciler aynı ortamda tedarikçilere ulaşabiliyor, doğru bilgilerle yönlendiriliyor ve kendileri için en cazip elektrik tedarikçisini kendileri seçiyor. Yani biz objektif karşılaştırmamızı yapıp seçimi kullanıcıya bırakıyoruz. Bununla birlikte önceliğimiz tüketici hakları olsa da tedarikçiler için vazgeçilmez bir rekabet ortamı ve pazar yaratmış durumdayız.
Sektördeki sıkıntılar neler?
Şu andaki en büyük sıkıntının fiyatlandırma olduğunu düşünüyorum. Gerek tüketici fiyatlarının gerekse de piyasa fiyatlarının yeterince adil oluşmadığı kanısındayım. Adaletin terazisi burada biraz tüketici lehine ağır basmış durumda, tüketicilerin maksimum faydayı elde etmesini hedefleyen bir şirketin kurucusu olarak da bundan çok üzüntü duyduğum söylenemez. Fakat diğer tarafı zarar etmeye zorlarsak bir süre sonra bunlar üretim yapmayacak, tüketiciler de elektrik enerjisi bulmakta zorlanacaktır.
Piyasa koşullarını etkileyen bir diğer konu da Yenilenebilir Enerji Kaynakları Destekleme Mekanizması (YEKDEM). YEKDEM sisteminin olumlu bir sistem olduğunu düşünüyorum ancak YEKDEM yerine piyasa fiyatlarının adil oluşturulması yatırımcılar için daha cazip olacaktır. Örneğin YEKDEM 10 yıllık süreler için veriliyor, bir yatırımcı 10 yıl boyunca yüksek fiyattan alım garantisi ile elektrik satıyor, devam eden yıllarda ise bunun çok çok daha altında fiyattan elektrik satmak durumunda kalıyor. Bu da sürekliliğin sağlanması açısından yatırımcıları düşündüren bir faktör.
Tüketicilerin adil fiyatta seçim yapması için nasıl bir sistem olması gerekiyor?
Ticarette iki taraf vardır: Satıcı ve alıcı. Adil bir piyasada ne satıcılar zarar eder ne de alıcılar bir hizmet için fahiş fiyatlar öder. Bunu sağlamanın tek yolu da kusursuz rekabet koşullarının oluşturulması ve piyasaya müdahale edilmeden piyasanın kendi dinamiklerini oluşturabilmesinin sağlanmasıdır.
Özetle ancak enerji piyasasının tamamen rekabete açılması, hiçbir müdahale olmaksızın piyasanın kendi dinamiklerini oluşturması ile tüketicilerin en doğru fiyatı bulması sağlanabilir. Bu, tüketicilerin tedarikçileri zarar ettirerek ucuz fiyattan elektrik kullanması anlamına gelmediği gibi, rekabet içinde olan tedarikçilerin de fahiş fiyat talep etmemesi anlamına gelmektedir. Zira piyasadaki oyuncu sayısı oldukça yüksek ve hakkaniyetli karlılık oluşturulduğu takdirde gereğinden fazla fiyattan elektrik satan tedarikçi şirket, diğer tedarik şirketleri tarafından oyun dışına atılacaktır.
YEKDEM sayesinde ülkemizdeki yenilenebilir enerji kurulu gücü oldukça iyi bir seviyeye geldi. fakat YEKDEM gibi mekanizmaların sektörün gelişme sürecini tamamlaması ile birlikte avantajını görece yitirdiği kanısındayım. Zira yalnızca enerji piyasası özelinde düşünüldüğünde oldukça karlı, ancak ekonominin geneline baktığımızda daha iyi fırsatların oluşmasını sağlayacak sistemlerin mevcut olduğunu düşünüyorum. Günümüz itibari ile tüketicilere satış fiyatının devlet tarafından belirlenmesinin kaldırılmasının (yani ulusal tarife sisteminin değiştirilmesinin) sektör açısından daha verimli olacağını düşünüyorum. Eğer fiyat kontrolü kalkarsa YEKDEM’e bile gerek kalmaz. Fiyat kontrolü kalkarsa piyasa kendi dinamiklerini ve kendi teşviğini zaten yenilenebilir kaynaklara çevirecek. Dünya da bu yönde ilerliyor.
Sürdürülebilir bir sistem yapmak için neler yapmak gerekir?
Sistemin sürdürülebilir olması için adil piyasa koşullarının oluşması gerekir. Adil piyasada devletin rolü yalnızca düzenleme ve denetleme olmalı, ticaretin hiçbir aşamasında direkt bir müdahalesi olmamalı. Burada sektörün en önemli sorunu fiyatlandırma. Dünyanın hemen hemen her ülkesinde yenilenebilir enerji yatırımları teşvik edilmektedir, ülkemizde de bu alanda çok doğru adımlar atıldı. Yenilenebilir enerji yatırımlarına teşvikin sümesi uzun vadede ülkemizin enerji arz güvenliği açısından kilit öneme sahip.
Diğer ülkelerde yenilenebilir enerji için neler yapılıyor?
Özellikle enerji piyasasının geliştiği ülkelerde yenilenebilir enerji teşvikleri oldukça yaygın. Pek çok teşvik yöntemi bulunmakta.
Ancak benim en çok dikkatimi çeken bir nevi crowdsourcing olarak adlandırabileceğimiz, binaların üzerine kurulan mikro üretim santralleri (genellikle güneş panelleri). Bunlar evlerin veya daha büyük binaların günlük elektrik ihtiyacını karşılıyor, ihtiyaç fazlasını ise normal elektrik fiyatlarının üzerinde bir fiyattan şebekeye geri satıyor. Bu şekilde oldukça yüksek yatırımlarla sahip olunabilecek kurulu güç, bireyler tarafından küçük küçük yapılarak büyük katma değer oluşturulabiliyor. Ülkemizde de benzeri uygulamalar var, ancak YEKDEM’e yakın fiyatlardan mikro ölçekteki santrallerin üretiminin şebekeye alınması daha faydalı olacaktır.Bir de eklemem gerekir ki, özellikle güneş santralleri (bölgelere göre ölçüm değerleri değişse de genel görüş) çoğunlukla en yüksek üretimini elektrik enerjisi talebinin en yüksek olduğu zamanda gerçekleştirir. Bu da sistemdeki dengelememenin sağlanması açısından değerlidir ve işleri kolaylaştırır.