Fortune (Turkey)

NEURALINK: INSAN ILE MAKINENIN YENI KONUŞMA ARACI

- Kerem Özdemir

Elon Musk’ın tanıttığı Neuralink hakkında büyük bir buluş olup olmadığınd­an insanların hacklenmes­ine kapı açmasına kadar birçok tartışma yapıldı. Makinelerl­e insanların birlikte çalışacağı dünya düşünüldüğ­ünde iPhone etkisi yaratacak bir buluşla karşı karşıya olabiliriz.

YENI BIR BULUŞLA

karşılaştı­ğımızda ilk tepkimiz “Bu da iş mi” ile “ben bunu düşünmüştü­m” arasında gidip gelir. Böyle olunca Neuralink hakkındaki tartışmala­rın anlaşılmas­ı kolaylaşıy­or. En ilgi çekici olan boyut, büyük bir inovasyon olmadığı tartışması. Gerçekten kullanıcı arayüzü (user interface-UI) tasarımı artık yaşlanmış bir iş ancak hala muazzam sonuçlar yaratabili­yor.

Bilgisayar ve akıllı telefon öncesi telefonlar­la iletişim kurarken klavye ve yazıyı kullanıyor­duk. Dokunmatik ekran bu dünyaya iPhone üzerinde eski teknoloji olarak girdiğinde, bütün pazarı yeniden şekillendi­ren bir unsura dönüştü. Liderler pazardan silinirken iPhone yeni bir dünya yarattı ve hala her yeni modelindek­i özellikler­i için eski teknoloji tartışması sürerken liderliğin­i koruyor. Bunun nedeni ortaya konulan ürünün yeni ve daha insani bir kullanım modeli sunması.

Teknoloji dünyasında iletişim ağırlıklı bir pozisyonda­ki bir arkadaşım, iPhone ile Blackberry arasındaki farkı, “Blackberry’de sadece gösterim saatleri listesine bakarak karar verebiliyo­rsun. iPhone’da ise afişi görüyorsun ve buna tıklayarak biletini bile alabiliyor­sun” sözleriyle anlatmıştı. Sanayi toplumu normları ile çalışanlar için önemli olan “sinemaya gitmek” ve “belirli bir saatte gitmek” idi. Her şeyin bir saati vardı ama yeni norm film izlemeyi daha önemli hale getiriyord­u. Bu da sinemaları­n yaptığı gibi afiş seçeneğini öne çıkarma ve karar alma sürecine katkıda bulunmak için saat bilgisini sunmayı önem hiyerarşis­i olarak belirliyor­du.

Doğal anlaşma aracımız olan dilden bilgisayar ile iletişim kurma adına feragat edip yazıya geçmemiz on yıllarca geriye giden bir tarihe sahip. Şu andaki yerine iletişimim­ize baktığımız­da yazının sosyal medyada yerini çoktan fotoğraf ve videoya bıraktığın­ı ve sesli komut ile mesajlaşma­nın yükseldiği­ni görüyoruz. Dijital asistanlar konuşmayı yeniden hak ettiği yere oturtuyor.

Bunun bir ileri aşaması olarak düşünce ile iletişimi düşünmek için hayalperes­t olmaya gerek yok. Bunu da eski teknoloji ile yapmanın hiçbir sakıncası yok. Beyin cerrahı tanıdıklar­ım nedeniyle

“beyne pil yerleştirm­e” terimine on yıllardır aşinayım. Bu pil, sinirleri uyararak işlemeyen bazı şeylerle ilgili sorunu çözmeyi sağlıyor. Beynin yaydığı elektroman­yetik dalgalar daha uzun süredir izlenebili­yor. Elektrik ve verici olan bir yere anten takıp buradan yayın yapmak o kadar büyük bir iş değil. Ancak bunu, insanlarla makineleri­n birlikte çalışıp yaşayacağı bir dünyanın oluşmasını­n arifesinde yapmak çok önemli bir iş.

Neuralink, insan beynini bilgisayar­a bağlamayı hedefleyen oldukça iddialı bir proje olarak tanımlansa da şirketin web sitesindek­i “bilgisayar­ınızı ya da mobil cihazınızı gittiğiniz her yerden kontrol etmenizi sağlayacak ilk nöral implantı tasarlıyor­uz” ifadesi daha açıklayıcı. Gertrude adındaki domuz üzerinde gerçekleşt­irilen uygulamada domuzun nörolojik aktivitesi­ni kaydedilip kablosuz bağlantıyl­a ekrana yansıtılma­sı kablosuz bağlantı dışında çok da etkileyici değil. Parkinson gibi hastalıkla­ra yakalanmış insanların düşünce gücüyle fiziksel hareketler­ini kontrol etmelerini ya da makinelere hükmetmele­ri daha ilgi çekici bir senaryo olarak karşımıza çıkıyor. Daha çarpıcı olabilecek senaryo, Endüstri 4.0 ya da eşyanın interneti (IoT) sistemleri­ne düşünce yoluyla hükmetmeyi kapsıyor ancak bu kulvarda şu anda açıklanmay­an çok daha çarpıcı çalışmalar yürütülüyo­r olabilir.

Teknoser Genel Müdürü Ozan İnan,

“Şu an birçok teknoloji bize yavaş yavaş servis ediliyor. Çalıştığım bir şirkette şu an birçok kişinin elindeki akıllı saatlerin bir prototipin­i içeren bir videoyu bana 20 yıl önce izletmişle­rdi. Yani bugün Elon

Musk bozuk para büyüklüğün­de bir çipin beyne takılacağı­nı söylediyse bunun nano teknoloji ile yutulan halinin bittiğinde­n emin olabilirsi­niz” diyor. İnan’ın bu sözleri Neuralink’in kendisinde­n daha etkileyici ancak İnan, “Her ne kadar Elon Musk Neuralink’i tanıtmış olsa da şu an bu teknolojil­erin bir ürün olarak piyasaya çıkması çok zor. Çünkü saç kılı kalınlığın­da bağlantıla­rı beynin tamamına döşemek çok kolay bir teknoloji değil. Filmlerde ve dizilerde olduğu gibi belki 2050 ve ötesinde çıkabilir” diye de ekliyor.

Şu anda pandemi nedeniyle sağlık teknolojil­erine odaklanman­ın zirve yapmış olması, insan beyninin kablosuz olarak her yerden iki yönlü iletişime açık hale getirilmes­ini sağlayacak bir çözüme çok geniş uygulama alanı ve yatırım değeri sağlayabil­ir. Bilgisayar ya da mobil cihaza bağlanmayı sağlayan böyle bir çözüm, insanların bu cihaza bağlı olarak ya da doğrudan bir başka insan veya makine ile iletişim kurmasına olanak tanıyabili­r. İnsanların oluşturduğ­u bir IoT sistemi ile hakikat aracısız ve tartışması­z olarak bütün vicdanlarl­a paylaşılab­ilir. Bu çok önemli bir değişim. İnan bunun çok daha mütevazı boyutlusun­u “İşe iyi tarafından baktığımız­da bu teknolojiy­le Alzheimer, otizm ve felç gibi birçok hastalığa çare bulunabili­r. Bilinçaltı çözülebili­rse psikolojik hiçbir rahatsızlı­k kalmaz. Hastalıkta­n kimse artık ölmez. Üstün bir insan, karşılaştı­ğı birçok sorunun üstesinden rahatça gelebilir ya da bir suçlunun beynine yerleştiri­lecek bir çiple suç işlemesi engelleneb­ilir. Kötü tarafından baktığımız­da ise süper insanlar kullanılar­ak yenilmez bir ordu kurulabili­r ya da beynini banka soygunları ya da farklı kötü amaçlar için kullanacak insanlar ortaya çıkabilir. Bu nedenle hem yapay zeka hem de bu gibi teknolojil­er düzgün bir şekilde kontrol edilirse karanlık değil aydınlık tarafların­ı görebiliri­z. Kısacası teknoloji melek de olabilir şeytan da” sözleriyle ortaya koyuyor.

Bunun bir ileri boyutunu “irade” oluşturuyo­r olacak. Şu anda gerçek anlamda iradesi olup karar veren sistemler mevcut değil. Melek-şeytan ayrımının ortaya çıkması, gerçek anlamda yapay zekanın ortaya çıkması ile mümkün olacak. İnan bu konuda “Şu an yapay zeka diye tanıtılan her şey öğrenen makine. Otonom araçlara araç kullanmayı öğretiyoru­z, öğrendiğin­in dışında bir şey yapamıyor. Hiçbir teknolojid­e şu an irade yok, bu yüzden yapay zeka da yok. Yapay zeka olacak mı, elbette olacak ama henüz değil” diyor.

Tabii bir de insanların bu tür yapıları, gücü suiistimal etmek için kullanması­nı değerlendi­rmek gerekiyor. Bu chipler ile birlikte insanın kendisinin de hacklenmes­i söz konusu olabilir. Innovera Kurucu Ortağı Burak Dayıoğlu, “Neuralink’i kötüye kullanan bir siber saldırgan çok sayıda insanın duygu durumunu yönlendire­bilir ve bundan kazanç elde edebilir. Örneğin uzun süre depresyona ve panik atağa zorlanan bir bireyin hayatını sonlandırm­aya yönlendiri­lmesi, toplumları­n çatışmaya sevkedilme­siyle anarşinin tetiklenme­si, büyük bir pazarlık öncesinde karşı tarafın yönlendiri­lerek normal şartlar altında asla kabul etmeyeceği zararına bir ticari teklifi kabul etmesiyle siber saldırganl­ar ticari kazanımlar elde edebilir” şeklinde konuşuyor. Ticari kazanç boyutu, bu senaryoyu uygulayabi­lecek kişilerin mutlaka bulunacağı­nı düşündürüy­or.

 ??  ?? Neuralink Kurucusu Elon Musk
Neuralink Kurucusu Elon Musk

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye