Otonom tırlar ABD yollarında
Bütün tır taşımacılığı operasyonlarını otonom hale getirme hedefiyle “otonom konvoy konsepti”ni geliştiren Locomation, teknolojisiyle yakıt tasarrufu ve verimlilik sağlıyor. Ilk aşamada teknolojisini 1120 tıra entegre edecek şirket, tır trafiğinin yoğun olduğu Kaliforniya ve Teksas gibi eyaletlerde de uydu ofisler açmayı planlıyor.
KÜRESEL OTOMOTIV SEKTÖRÜNDE değişim hızla sürüyor. KPMG’nin hazırladığı sektörel bakış raporuna göre, ABD ile Çin arasındaki ticaret savaşları, AB’nin emisyon kısıtlama kararları, otomotivde mobilite, otonomi, elektrifikasyon gibi teknolojilerin devreye alınması sektördeki bu değişimi hızlandıran faktörler arasında. ABD eyaletlerinin otonom araç yatırımlarını ve testlerini cezbedebilmek için gerekli teşvikler sunduğu bilgisine yer verilen raporda, dünyanın en teknolojik araçlarının test edildiği yolların Arizona ve Kaliforniya eyaletlerinde olduğundan bahsediliyor. Otonom sürüş alanında popüler girişimler ağırlıklı olarak şehir içi trafiğine yönelik çalışırken, Locomation zamanın çoğunu otoyollarda geçiren uzun yol tırlarına odaklanıyor. Locomation Kurucularından Tekin Meriçli, şirketin ortaya çıkış sürecini, hedeflerini ve sektörün geleceğini Fortune Türkiye okuyucularıyla paylaştı.
Locomation fikri nasıl ve ne kadarlık bir yatırım ile ortaya çıktı?
Locomation kurucuları olarak, otonom araç teknolojilerinin merkezi Carnegie Mellon Üniversitesi’nin Robotik Enstitüsü’ne bağlı Ulusal Robotik Mühendislik Merkezi’nde otonomi uzmanı kıdemli araştırmacı olarak çalışırken, askeri ve özel sektör için sürücüsüz araç uygulamalarının da dahil olduğu çeşitli otonom sistem uygulamaları geliştiriyorduk. Bugün otonom sürüş alanında popüler girişimlerin kurucuları, çoğunlukla eski mesai arkadaşlarımız. Ancak onlar; robotik, yapay zeka ve bilgisayar bilimlerinin en zor problemlerinden olan, şehir içi kaosunda çalışacak otonom taksiler geliştirmeye yöneldi. Biz ise yolda otonom sürüş teknolojilerinin ilk ticari uygulamasının, zamanlarının çoğunu otoyollarda geçiren uzun yol tırlarında olacağını öngördük.
Otonom, tırın hayatını nasıl daha da kolaylaştırabilir ve piyasaya bir otonom tır ürününü en hızlı ve güvenli şekilde nasıl sunabiliriz diye düşünürken, bir insan tarafından sürülecek “lider” bir tırdan faydalanma fikri aklımıza geldi. Bu sayede, Locomation’ın ilk ürünü olan “otonom konvoy konsepti” ortaya çıktı. Böyle bir konvoy konfigürasyonu yüzde 50 oranında sürücü masrafını
azaltıp, verim kazandırırken ayrıca araçların birbirlerini yakın mesafeden takip etmeleri sayesinde konvoy etrafında azalan hava sürtünmesi ve türbülans ile yakıt tasarrufu sağlıyor.
Temmuz 2018’de, çoğunluğu Silikon Vadisi’nden olan bir grup yatırımcıdan, milyar dolarlık yatırımların konuşulduğu otonom araç dünyası normlarına göre, “çekirdek parası” sayılabilecek 5.5 milyon dolarlık bir yatırım alarak bu teknolojiyi geliştirmeye koyulduk. Bir yıldan az sürede iki otonom tır prototipimizi geliştirip, trafiğe kapalı test pistlerinde ilk otonom konvoy testlerimizi gerçekleştirdik. Temmuz 2020’de ise ilk müşterimiz Wilson Logistics şirketi ile başarılı geçen bir pilot uygulama gerçekleştirdik. Toplam sekiz günlük operasyon süresince, 1600 kilometreyi aşkın otonom konvoy sürüşü kaydettik. Bu başarılı pilot sonrasında da Wilson Logistics, 2022’den itibaren teslim edilmek üzere, 1120 kamyona entegre edilecek Locomation otonom konvoy kiti siparişi verdi. Bildiğimiz kadarıyla bu sipariş, dünyadaki ilk otonom araç siparişi. 2020’nin son çeyreğinde ise NVidia ile başlayan bir dizi partnerlik ve pilot uygulamayı da duyuracağız.
Locomation hangi pazarlarda yer alıyor? Sektörde fark yaratmak adına neler hedefliyorsunuz?
Locomation için öncelik ABD pazarı. ABD, yüzölçümü olarak çok büyük, binlerce millik otoyollar barındıran ve tüm nakliye operasyonlarının yüzde 70’inin tırlar tarafından gerçekleştirildiği 800 milyar dolarlık hacme sahip. Sektöre getirdiğimiz en büyük yenilik; otonom sürüş probleminin zorluğunu ve bireysel araçlar için otonom sürüş teknolojilerinin ürün olgunluğuna ve güvenilirliğine ulaşmasının zaman alacağını bilerek, bu işe adım adım yaklaşıyor olmamız. Bu sayede, yaklaşık iki sene içinde (otoyollarda çalışacak) ilk ticari otonom araç ürününü geliştirebileceğiz.
Locomation’da otonom sürüş deneyimi nasıl sağlanıyor? Portföyünüzü genişletmeyi planlıyor musunuz?
Araçlarımız donanım olarak tek başlarına otonom sürüş yapabilecek şekilde tasarlanıyor. Dolayısıyla daha karmaşık otonom sürüş yeteneklerini, zaman içinde araçlarımıza yazılım güncellemeleri ile kazandıracağız. İlk ürünümüz olan otonom konvoydaki iki araç da aynı donanım ve yazılıma sahip. Bu sayede iki aracın dönüşümlü olarak lider ve takipçi rollerini üstlenmesi ile konvoy hiç durmadan çok uzun mesafeler katedebiliyor. Lideri yakından takip edebilmek, iki araç arasında milisaniyeler düzeyinde koordinasyon gerektiriyor. Araçtan araca kablosuz iletişim sistemimiz aracılığıyla bunu gerçekleştiriyoruz. Bu sayede lider herhangi bir nedenle sert fren yaparsa, bu sinyal eş zamanlı olarak takipçi araca da iletilip, iki aracın birbirlerine çarpmadan aynı anda durabilmeleri sağlanıyor.
Hedefimiz bütün tır taşımacılığı operasyonlarını otonom hale getirmek. Planlarımız arasında, her ikisinin de içinde dönüşümlü olarak lider rolünü üstlenmek üzere, insan şoför bulunan konvoy ürünümüzden hemen sonra takipçi aracın içinde insan olmadığı “drone takipçi” ürününü piyasaya sunmak var. Otonom konvoy operasyonları sırasında hem takipçi araç hem de lider araç üzerinde, algoritmalar aracılığıyla toplayacağımız veriyi analiz ederek, bireysel otonom araçların hangi otoyol segmentlerinde güvenli olarak çalışabileceğini belirleyeceğiz ve bu segmentlerde çalışacak bireysel otonom tırlar geliştireceğiz. Ayrıca depodan otonom olarak ayrılıp, destinasyon deposuna kadar yükünü tamamen otonom olarak taşıyabilecek bireysel otonom tırları piyasaya süreceğiz.
Locomation ile ulaşmak istediğiniz nokta nedir?
Operasyon verimliliğini arttırmak için ana ofisimizin bulunduğu Pittsburgh haricinde Kaliforniya ve Teksas gibi tır trafiğinin çok yoğun olduğu eyaletlerde de uydu ofisler açmayı planlıyoruz. Ohio eyaletinde bulunan, ülkenin en büyük araç test merkezlerinden Transportation Research Center (TRC) ile işbirliği içindeyiz. Teknolojimizi ürüne dönüştürme yolunda pek çok tır üreticisi, bileşen tedarikçisi, kurulum ve servis organizasyonları ile partnerliklerimiz olacak. Yakın zamanda ise otonomi algoritmalarımızın üzerinde çalışacağı bilgisayarlar konusunda, dünyanın en büyük GPU üreticisi NVIDIA ile partnerliğimizi duyurduk.
Otonom araç teknolojilerinde sektörün geleceğini nasıl görüyorsunuz?
İlk demoları 20. yüzyılın ortalarında yapılan bu teknolojideki gelişmeler ivmelenerek ilerliyor. Ancak gerçek dünyanın robot araca sunacağı sürprizlerin tahmin edilememesi ve önlem alınamaması bir probleme dönüşüyor. Bu teknolojinin ürüne dönüştürülebilmesi için insan sürücülerden çok daha güvenli olduğunun kanıtlanmasını gerektiriyor. Türkiye’de de son dönemde otonom sürüş konusunda bir takım çalışmalar var. Ticari girişimlerin çoğu sürücü destek sistemleri (ADAS) üzerine. Otoyol uygulamaları için olmasa da, fabrika ve ambar ortamlarında otonom olarak çalışacak transpalet ve forklift sistemleri geliştiren firmalar da mevcut. Trend, insan eli değmeden otonom olarak gerçekleştirilecek fabrika ve ambar içi ve şehirler arası nakliye operasyonlarında bir artış yönünde olacak.