‘Riski yönetmek doğru enstrümanlarla mümkün’
DIDEM TANER
CRIF Türkiye, Alacak Yönetimi ile bankalara, finansal kurumlara ve çeşitli işletmelere alacak takibinde hizmet veriyor. Buradan elde ettiğiniz deneyimle hangi faydaları sağlıyorsunuz?
Tahsilat işlemlerinde başarının, kârlılığın en üst seviyeye çıkarılmasının yolu, tahsilat işleminin en az maliyetle tamamlanmasından geçiyor. CRIF olarak alacak yönetimi konusunda çok yönlü deneyimimizle bilgiye dayalı çözümler üretiyoruz. Gelişmiş istatistiki yöntemler ve know-how’a dayanan CRIF’in alacak yönetimi ve tahsili çözümleri ile şirketler, kârlılığını artırabiliyor ve aynı zamanda tahsilat işlemlerine ilişkin maliyetleri azaltabiliyor. Kişiselleştirilmiş CRIF çözümleri, tahsilat derecelendirme tekniklerini bünyesinde barındırarak, ödeme yapma kapasitesine sahip müşterilerin önceden belirlenmesini sağlıyor.
CRIF Türkiye olarak alacak tahsilat yönetiminde uzman ekibimiz ve etkin stratejilerin uygulanması ile tahsilat süreçlerinin verimli yönetilmesini sağlıyoruz. Telefon operatörlerinden, finansal kurumlara, alacak sigorta şirketlerinden elektrik şirketlerine kadar geniş bir müşteri portföyüne hizmet veriyoruz. Hatta bu uzmanlığımız ile yurtdışı şirketlere yönelik de hizmet üreterek bir anlamda tahsilatta hizmet ihracatı gerçekleştiriyoruz. Örneğin Almanya ve Rusya’dan gelen taleplerle bu ülkelerdeki
şirketlerin tahsilatlarını gerçekleştiriyoruz.
Ticari borçların ödenmemesi riskine karşı koruma sağlayan alacak sigortası ürününe karşı Türk şirketlerinin ilgisini nasıl değerlendiriyorsunuz? En fazla teminat hangi sektörlerde? Riski yüksek sektörler hangileri?
CRIF Türkiye olarak Alacak Sigortası hizmeti vermiyoruz, bu nedenle şirketlerin ilgisini doğrudan gözlem şansımız yok. Ancak alacak sigortası sektöründe piyasayı domine eden oyunculara uzun yıllardır hizmet vermekteyiz. Bu kurumlar firmalara hem iç pazar hem de ihracat müşterilerinden doğan alacaklarının ödenmeme riskine karşı güvence sunmaktadır ve risk değerlendirmelerini yaparken CRIF tarafından sağlanan bilgi hizmetleri ve analizleri kullanmaktadır.
KOBİ’lere yönelik devlet destekli alacak sigortası modelinin tasarlanmasında da yerel tecrübemizle Olağandışı Risk Yönetim Merkezi’nin (ORYM) çözüm ortağı olduk. Büyük ölçekli firmaların tedarikçileri olarak Alacak Sigortası ile tanışan KOBİ’ler bu yeni sistem ile artık kendi alacaklarını da sigortalatabiliyorlar.
Fortune 500 Listesi’nde yer alan şirketlerin finans ve muhasebe yönünden değerlendirdiğinizde 2019 yılında Türk şirketleri finansal iş süreçlerini sizce nasıl yönettiler? Fortune 500 Listesi’nde 2019 yılında Alacak Yönetimi Ödülü kategorisinde son üç senedir verilen bu ödülün sektöre sağladığı en büyük katkı sizce neler oldu?
CRIF Türkiye olarak 13 yıldır Fortune 500 Türkiye Listesi’ni hazırlıyoruz. 2019 şirketlerin satışlarındaki büyümenin hız kestiği bir yıl olarak öne çıkıyor. Fortune 500 Türkiye araştırması; TL bazında yüzde 15 oranında bir artış olmakla beraber dolar bazında yüzde 2.7’lik bir daralmaya işaret ediyor. Fortune
500 Türkiye Araştırması, Türk şirketlerinin her zaman faiz ve dövizdeki gelişmelere çok duyarlı olduğunu gösteriyor. Nitekim 13 yıllık araştırma sonuçlarını baz aldığımızda döviz ve faizdeki gelişmelerin şirketlerin bilançolarını ilgili yıldaki duruma göre doğrudan olumlu veya olumsuz etkilediğini görüyoruz. Son 10 yıla baktığımızda şirketlerin net satışlarında TL bazında üç katı, dolar bazında ise yüzde 10’luk bir büyüme var. Öte yandan araştırma, şirketlerimizin sağladıkları deneyimlerle maliyet kontrollerine ve verimliliğe odaklanarak bilançolarını etkin bir şekilde yönettiklerini ortaya koyuyor.
Şirket bilançolarını iyi yönetmek için finansman kaynaklarını, borç/özkaynak dengesini doğru belirlemek, işletme sermayesini eritmemek ve likiditeyi korumak gerekir. Firmalarımız likiditenin azaldığı bu dönemde alacaklarını hızlı tahsil etmeye çalışarak nakit dengelerini korumaya ve portföy risklerini minimize etmeye çalışıyorlar.
Dolayısıyla dönüşen dünya ve değişen ekonomik koşullarda iş dünyası da sürekli bir devinim içinde ve kredi risk yönetimi de artık eskisinden daha kritik. “Risk”i yönetmek ve “Risk”ten kaçınabilmek ancak doğru enstrümanlarla mümkün. En önemli enstrüman da aslında bilgi. Başka bir ifadeyle küresel rekabet ve ekonomik zorluk ortamında “bilen”in kazandığı bir oyun söz konusu. Özellikle çok büyük firmaların battığı hatta ülkelerin bile iflas testinden geçtiği dönemlerde şirketlerin iş yaptıkları firmalar veya potansiyel müşterileri hakkında en yeni bilgilere sahip olması ve müşteri risklerinin etkin yönetilmesi şirketlerin başarısı için esastır.
Fortune 500 - Alacak Yönetimi Ödülü, işte tam da bu noktada sektöre çok önemli bir katkı sağlıyor; bilgiye dayalı analitik iş yapma kültürünü geliştirmek gerekiyor. Zira müşteri yaşam döngüsünün her aşamasında risk yönetimi adına bilgiye, analize dayalı farklı enstrümanlar mevcut. Etkin bir alacak yönetimi için bu enstrümanların tümü kombine bir şekilde kullanılması gerekir. Bunlar portföyünüzün ticari risk durumunu objektif biçimde görebilmenizi ve takip edebilmenizi sağlar. Zira ancak ölçülen “Risk”ler yönetilebilir. Bu ödül, makro zorlaşsa da alacak yönetimini iyi yapan şirketlerin pozitif olarak ayrıştığını başarılı örnekleriyle ortaya koyuyor.