TANGOYA DEĞER KATAN KADINLAR
pandemi ile dijital ortamlardaki etkinliğini artırmaya devam ederken, sanal ortama taşınan müzik severler, ülke ekonomileri için “dijital müzik” geliri yaratıyor. Statista verilerine göre, Birleşik Krallıktaki dijital müzik gelirlerinin 1 milyar euro’yu aştığı ve Fransa’da ise yarım milyar euro olduğu tahmin ediliyor. Önümüzdeki dönemde, genç jenerasyonun da ilgisiyle kayıt ve konser faaliyeti alanında dijitalleşmenin önem kazanacağını belirten TangoNEVA kurucusu ve piyanist Ayşe Nil Ülgener, “WEF’e göre dünyada müzik endüstrisinin ekonomik hacmi 50 milyar dolar. Streaming adı altında toplanan platformların kayıt gelir payı son altı senede yüzde 9’dan yüzde 47’ye yükseldi. Bu doğrultuda, sanal festivaller ve online platformlar giderek çoğalacak” diyor.
Tangoya yenilikçi bir bakış açısı sunan TangoNEVA’yı, yaklaşık 10 yıl önce hayata geçiren Ülgener, pandemi dönemini yeni stüdyo kayıtları, video klip ve online konserler ile telafi ettiklerini söylüyor. Klasik müzikteki deneyimi, üst düzey bir eğlence müziği olan tangoya taşımaya karar verdiklerini söyleyen Ülgener, İstanbul Devlet Senfoni ve Akbank Oda orkestralarında müzik yaptığı altı arkadaşıyla bir araya gelerek, TangoNEVA’nın temellerini atıyor. TangoNEVA konsept olarak, piyano ve beş yaylı sazdan oluşan kendine has bir topluluk olma yolunda Astor Piazzolla’nın öncülük ettiği Nuevo Tango akımını yorumluyor.
TangoNEVA, Türkiye’nin önemli orkestralarının nitelikli müzisyenlerinden oluşuyor. Tangonun tüm alt türlerini icra eden dünyada başka bir topluluk olmadığına değinen Ülgener, “Düşünün, aynı konserde Carlos Gardel, Charlie Chaplin ve
Tamamı kadınlardan oluşan bir topluluk oluşturmak amacıyla kurulan TangoNEVA, klasik müzik ile tangonun kesiştiği farklı repertuarı ve kabare tarzını andıran sahne performansı ile zengin bir füzyon sunuyor. Topluluk, alanında global bilinirliğini artırırken, pandemi sebebiyle dijital mecralardaki faaliyetlerine ağırlık veriyor. Begüm Nur Alkış
Soldan sağa: Ayşe Didem Hekimoğlu, Yonca Sülün,
Ali Pınar, Ceren Akçalı, Ayşe Nil Ülgener, Jülide Canca Ege, Gaye Süslüoğlu. Şostakoviç’in tangoları ile klasik tangolar yan yana geliyor” diyor. Kadınlar topluluğuna zamanla bandoneoncu Leandro Medario’nun yanı sıra Eşref Tekinalp-Vanessa Gauch gibi Türkiye şampiyonu dansçılar ve oyuncu/ şarkıcı Ali Pınar’ın kabare tarzını andıran, anlatımlı şarkıları eşlik etmeye başlıyor. Düzenlemeleri ise “Zeki Müren Şarkıları” projesi ile bilinen Yusuf Yalçın üstleniyor.
Tangonun 1830’larda Arjantin ve Uruguay’da ortaya çıkan bir müzik ve dans türü olduğunu ve içinde folklorun yanı sıra Afrikalı, Karayipli ve Avrupalı göçmenlerin müziğinin yer aldığını söyleyen Ülgener, tangoyu “kadının kadınlığını ve özgürlüğünü sanat alanında en cüretkâr şekilde ifade edebildiği bir tür” olarak tanımlıyor. TangoNEVA önümüzdeki dönem dijital platformlarda faaliyetlerine devam etmekle birlikte, ABD’den Güney Kore’ye kadar farklı birçok ülkeden aldığı turne teklifini değerlendirmeyi planlıyor.