Anadolu Grubu’nun İş Stratejisi
ŞULE LALELİ
Anadolu Grubu İcra Başkanı Hurşit Zorlu, insan odaklı bakış açısının temelinde, yönetim anlayış ve paydaş ilişkilerinin şirket temelinde yer alan en önemli konular olduğuna dikkat çekiyor.
Tüketicilerimiz başta olmak üzere, faaliyetlerimizi ulaştırabildiğimiz, dokunabildiğimiz tüm insanları paydaşımız olarak görüyoruz. En iyiye ulaşmak için her zaman gelişime önem veriyor, inovasyon ve kalite yönetimi çalışmalarımızı en yenilikçi ve en verimli ürün ve hizmetleri geliştirme yönünde şekillendiriyoruz” diyen Anadolu Grubu İcra Başkanı Hurşit Zorlu, insan odaklı bakış açısının temelinde, yönetim anlayış ve paydaş ilişkilerinin şirket temelinde yer alan en önemli konular olduğuna dikkat çekiyor.
Tüm dünyayı etkisi altına alan COVID-19’un, Grup’un faaliyetlerine ve finansal durumuna olası etkileri karşısında hangi aksiyonlar alındı? 2020 yılının iş süreçlerini bu anlamda değerlendirir misiniz?
Pandemi hepimiz için beklenmedik bir şekilde ortaya çıkan bir durum oldu ve hızla yayılarak hayatlarımızın ve gündemimizin merkezine oturdu. Virüs, Çin’de salgın haline geldiği ve dünyaya yayılmasının söz konusu olduğu günlerde, konuyu hızlıca ajandalarımıza aldık. Hızlıca alternatif kriz yönetimi senaryolarımızı ve aksiyon planlarımızı çalıştık. En önemli önceliğimiz çalışanlarımızın sağlığını güvenceye almak oldu ve otoritelerin öngördüğü önlemleri, tüm lokasyonlarımızda en üst seviyede uygulamaya özen gösterdik. Bir yandan işlerimizin ve paydaşlarımızın sürdürülebilirliğini sağlayacak stratejiler üzerinde çalışırken, tüm bu süreç boyunca en büyük önceliği insanımıza, toplumumuza verdik. Hem milli dayanışmaya destek verdik, hem de Grup şirketlerimiz aracılığıyla iş ortaklarımız başta olmak üzere, farklı paydaşlarımıza bu zorlu süreçte destek olacak projeler geliştirdik.
Etkili ve temkinli finansal yönetim anlayışımız ve güçlü kurumsal altyapımız bize kriz durumlarında esneklik sağlıyor. Fakat bu süreç, hiçbirimizin daha önce deneyimlemediği bir süreç olduğu için gelişmelere göre tüm planları ve stratejileri tekrar tekrar gözden geçirmemiz gerekiyor. Bu dönemde finansal tarafta, konservatif ve proaktif bilanço yönetimi, pozitif serbest nakit akım yaratma, verimlilik ve sıkı işletme sermayesi yönetimi en kritik önceliklerimiz oldu. Finansal stratejilerimizdeki başarının yanı sıra güçlü operasyonel performansımız ile 2020 yılını pandemi sürecinin ve bu süreçte yaşanan yüksek volatilitenin beraberinde getirdiği belirsizliklere ve risklere rağmen beklentilerimiz doğrultusunda kapatmayı başardık. Anadolu Grubu, 9 farklı sektörde faaliyet gösteren büyük bir yapı ve bu sektörlerin hepsi kendi dinamiklerine göre pandemi sürecinden farklı bir şekilde etkilendi. Faaliyet gösterdiğimiz alanların önemli bir kısmı da sağlık, tarım, üretim, içecek, perakende gibi toplumun sürdürülebilirliği açısından kritik öneme sahip fonksiyonlar. İnsanımıza bu zorlu dönemde de en iyi ürünleri ve en hızlı hizmeti sunmaya kesintisiz olarak devam edebilmek için çalışmalarımızı ve yatırımlarımızı sürdürüyoruz.
Çalışan odaklı ve insana değer katan ilkeler açısından değerlendirdiğinizde Anadolu Grubu’nun iş mottosu nedir?
İnsan odaklı bir bakış açısı, yönetim anlayışımızın ve paydaş ilişkilerimizin her zaman temelinde yer alıyor. Kurum kültürümüzün temelini oluşturan Anadolu Grubu Değerlerimizin birinde “Odağımızda Her Zaman İnsan Vardır” diyoruz. Daha en başında kurucularımızın iş yapış felsefesine baktığımızda hem çalışana verilen değeri, hem de bu topraklardan kazanılanları yine bu toprakların insanı ile paylaşma ve insana yatırım yapma felsefesini görüyoruz. Ortak karar almaya ve çeşitliliğe değer vermeye dayalı ortak akıl felsefemizin temelinde de yine bu bakış açısı var. İnsanımıza ve onların fikirlerine değer veriyor, saygı duyuyor ve destekliyoruz. Çalışanlarımıza mutlu olabilecekleri ve ihtiyaç duydukları gibi bir çalışma ortamı sunmaya önem veriyoruz. Ayrıca, gelişimlerine yatırım yapıyor, en güncel eğitim programlarını Grubumuz bünyesinde uyguluyoruz. Gerek Türkiye’de ve dünyada öncü olabilecek uygulamaları uluslararası platformlardaki ilişkilerimizle öğrenip adapte ederek; gerekse kendi kültürümüze uygun, özgün süreçler geliştirerek insan kaynakları uygulamaları alanında fark yaratmaya gayret ediyoruz. Odağımızdaki insan olgusu, tabii ki sadece çalışanlarımızdan oluşmuyor. Tüketicilerimiz başta olmak üzere, faaliyetlerimizi ulaştırabildiğimiz, dokunabildiğimiz tüm insanları paydaşımız olarak görüyoruz. İnsanımıza her alanda en iyiyi sunmak için çalışıyoruz. Ürün ve hizmetlerimizde kaliteyi her zaman ön planda tutuyoruz. En iyiye ulaşmak için her zaman gelişime önem veriyor, inovasyon ve kalite yönetimi çalışmalarımızı en yenilikçi ve en verimli ürün ve hizmetleri geliştirme yönünde şekillendiriyoruz.
“TEKNOLOJI, AR-GE, INOVASYON, DIJITAL DÖNÜŞÜM GIBI KONULARDA, ÖZELLIKLE IÇINDE BULUNDUĞUMUZ SEKTÖRLERI ILGILENDIREN HER TÜRLÜ GELIŞME HER ZAMAN RADARIMIZDA BULUNUYOR. GÜNÜMÜZDE INSANIMIZA EN IYIYI SUNMAK, BIRAZ DA YENILIKLERI IYI TAKIP ETMEKTEN VE KENDINI BUNA GÖRE GÜNCELLEMEKTEN GEÇIYOR” DIYEN HURŞIT ZORLU, FORTUNE TÜRKIYE’YE ANADOLU GRUBU’NUN INSAN ODAKLI YAKLAŞIMLARINI ANLATTI.
Anadolu Grubu’nun 2020 sürdürülebilirlik performansı verilerini temel aldığınızda Grubun gelecek vizyonu neleri kapsıyor?
Grup şirketlerimiz çok uzun yıllardır sürdürülebilirlik alanında başarılı ve öncü çalışmalar yapıyorlar. 2019 yılında holding olarak bu çalışmalara farklı bir boyut katmak ve Grup çatısı altında sürdürülebilirlik odaklı bir gelecek vizyonu katmak amacıyla “Anadolu’dan Yarınlara” markamızı oluşturduk. Grubumuzun her zaman insanı odağına alan bakış açısında, tabii ki insanımızın yarınlarını güzelleştirmek ve gelecek nesillere çok daha yaşanabilir bir dünya bırakmak var. 2 yıl önce öncü bir metodoloji geliştirerek Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları Uyumluluk Raporlarımızı yayınlamaya başladık. Birleşmiş Milletler’in Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları’nın insanlık için sadece birer amaç olmanın ötesinde, birer uyarı niteliğini taşıdığını sadece bir alt hedef olan “Bulaşıcı Hastalıklarla Mücadele” konusunda insanlık olarak eksiklerimizi gördüğümüz pandemi sürecinde deneyimliyoruz. Pandemi sürecinde çevre ile nasıl ayrılmaz bir ilişkimiz olduğunu daha net bir şekilde gördük ve yıl boyunca hepimiz çalışma anlayışımızı ve çabalarımızı yeniden gözden geçirdik. Son dönemde yaptığımız detaylı analiz ve raporlama çalışmalarında dünyamızın, ülkemizin ve paydaşlarımızın sürdürülebilirliği için katkı sağlayan, ilham verici pek çok proje ve uygulama hayata geçirdiğimizi ortaya koyduk. Çalışmalarımız amaçların insani gelişim, refahın arttırılması, gezegenin korunması, barış ve adalet ile ortaklıkların geliştirilmesi alanlarında da dengeli bir tercih sergilediğimizi ortaya koyuyor. Grup şirketlerimizin hayata geçirdiği proje ve uygulamalarda ise eğitime verdiğimiz destek, sürdürülebilir tarımın gelişimi ve kapsayıcı şekilde yaygınlaştırılması için sergilediğimiz kararlılık, üretim ve hizmet sektörlerinin çevre ve toplum üzerindeki etkisine gösterdiğimiz hassasiyet ön plana çıkıyor. 2020 yılında Grubumuzun ilk konsolide sürdürülebilirlik raporunu yayınladık ve BIST Sürdürülebilirlik Endeksine de ilk kez holding olarak dahil olduk. Sürdürülebilirlik önceliklerimizi de gözden geçirdiğimiz bu süreçte çalışma kültürü, risk yönetimi, kriz yönetimi, denetim, iletişim, teknoloji, eğitim ve daha birçok iş sürecinde sürdürülebilir gelişim sağlamak adına projeler yürütüyoruz. Proje ve uygulamalarımızın paydaşlarımız ve küresel ölçekte kuruluşlar tarafından da destek görmesi bizleri mutlu ediyor. Bu alanda insanlık ve dünyamız adına hep birlikte atacağımız daha çok adım var.
Yenilikçi bakış açısı ile dijital dönüşüm projelerinde, Ar-Ge ve inovasyon konusunda, kurum içi girişimcilikte hangi platformlara yatırım yapıyorsunuz?
Girişimci olmak, yeniliği ve günceli takip etmek bizim olmazsa olmazlarımızdan. Dolayısıyla teknoloji, Ar-Ge, inovasyon, dijital dönüşüm gibi konularda, özellikle içinde bulunduğumuz sektörleri ilgilendiren her türlü gelişme her zaman radarımızda bulunuyor. Günümüzde insanımıza en iyiyi sunmak, biraz da yenilikleri iyi takip etmekten ve kendini buna göre güncellemekten geçiyor. Grubumuzun tüm şirketleri kendi sektörlerindeki gelişmeleri yakından takip ediyorlar. Farklı sektörlerimiz
deki 6 Ar-Ge merkezimizde çalışmalarımız sürüyor. Aynı zamanda başta Grup çalışanlarımız için oluşturduğumuz ve sonradan Grup dışına üniversite öğrencilerine açtığımız inovasyon platformumuz Bi-Fikir ile de tüm şirketlerimizde yenilikçi proje ve fikir üretimini, kurum içi girişimciliği destekliyoruz. Bi-Fikir kapsamında 2015 yılından bu yana 5.440 hızlı uygulama ve 1.832 proje hayata geçirilirken, 6 yılda yaratılan toplam değer 680 milyon TL’yi aştı. İş ve hizmet modellerimizde dijital dönüşüm pandemi ile çok daha hızlandı ve farklı bir boyut kazandı. Artık dijital teknolojiler üretimin her alanında, sahada, ofis hayatımızda, çalışanlarımızın günlük hayatında yer alıyor. Bu teknolojileri iyi kullanan, yenilikleri takip eden ve yenilikçi ürün ve hizmet üretimi yapanlar daha etkin hale geliyor. Tabii, bunun için hem sağlam bir altyapı oluşturulması hem de tüm eko sisteminizin bu yönde geliştirilmesi gerekiyor. Pandemi süreciyle birlikte dijital teknoloji çalışmalarımızda iki konunun öne çıktığını gördük. Bunlardan birincisini fiili durum sebebiyle oluşan yeni ihtiyaçların dijital teknolojiler ile karşılanması, ikincisini de geçmiş dönemlerde başlattığımız dijital dönüşüm çalışmalarımızın hızlandırılması olarak tanımlayabiliriz. Öte yandan günümüzde veriyi etkin kullanabilmek amacıyla İleri Analitik, Yapay Zeka, Makine Öğrenmesi gibi bazı teknolojilerin kullanım örnekleri hızla artmakta. Bunlarla birlikte, tekrar eden işlerin otomasyonu amacıyla başlatılmış olan sanal iş gücü kullanımı ve robotik süreç otomasyonu projeleri de yaygınlaşıyor. Sözünü ettiğim dijital teknolojilere, iş ihtiyaçlarımız doğrultusunda yatırımlar yapmayı sürdürüyoruz. Özellikle pandemi dönemindeki ihtiyaçlar doğrultusunda Migros tarafında geliştirdiğimiz sanal market uygulamalarımızı ve otomotiv tarafında yenilikçi iş modeli olarak geliştirdiğimiz MOOV saatlik araç kiralama hizmetimizi bu yatırımlarımıza örnek olarak gösterebilirim.
Tarım, eğitim, sağlık, spor, kültür-sanat ve turizm alanlarında insana değer katacak projelerinizden bahseder misiniz?
Toplumu ve insanı ileri taşımak, sürdürülebilir bir anlayışla değer katmak, Grubumuzun kurulduğu günden beri iş yapış temellerine yerleşmiş kavramlar. Uzun yıllardır ekonomik olarak oluşturduğumuz değerin yanı sıra toplumsal ve çevresel alanlarda fark yaratacak çalışmalar yapıyoruz. Toplumun nabzını tutarak en çok ihtiyaç gördüğümüz alanlara odaklanıyoruz. İnsanlığın ve dünyamızın geleceği açısından en kritik gördüğümüz alanların başında tarım geliyor. Pandemi döneminde oluşan gıda talebi, tarımsal üretimin insanlığın geleceği ve sürdürülebilirliği için ne kadar büyük öneme sahip olduğunu bir kez daha gözler önüne serdi. Uzun yıllardır tarım konusunu sahipleniyor ve sadece tarım şirketimiz Anadolu Etap ile değil, başta Anadolu Efes ve Migros olmak üzere pek çok Grup şirketimiz aracılığıyla tarım sektörüne önemli yatırımlar yapıyoruz, kapsamlı projeler gerçekleştiriyoruz. Anadolu insanının en önemli ihtiyacı olarak gördüğümüz iki konu olan eğitim ve sağlık konuları, Vakfımız tarafından 40 yılı aşkın süredir sahipleniliyor. Vakfımız bugüne kadar 50’nin üzerinde eğitim kurumu, yurt, spor salonu, hastane ve sağlık ocağı yaptırdı ve ilgili bakanlıklara teslim etti. Toplum olarak içinde yaşadığımız dönüşüm çağında önemli bir paydaş olabilmemiz ve yaptığımız işlerin sürdürülebilirliğini sağlamamız için iyi eğitimli ve sağlıklı yeni nesillerin yetişmesine yatırım yapmak gerektiğine inanıyoruz. 30.000’in üzerinde gencimize burs imkanı ve ihtiyaç sahiplerine 650 binden fazla bedelsiz sağlık hizmeti sağlayan Vakfımız aynı zamanda Değerli Öğretmenim, Mentorluk Programı, Okusun da Büyüsün gibi eğitime değer katan projeleri ile yüzbinlerce insanın hayatına dokunuyor. Vakfımıza bağlı olan Anadolu Sağlık Merkezi aracılığıyla da insanımıza dünya standartlarında sağlık hizmeti sunuyoruz. Anadolu Efes Spor Kulübü’nün faaliyetleri ile spora 45 yıldır destek veriyoruz. Kulübümüz hem uluslarası platformdaki başarıları hem de Türk basketboluna kazandırdıkları ve yetiştirdiği sporcularla her anlamda bizleri gururlandırıyor. Kültür-sanat alanında başta Anadolu Efes olmak üzere farklı markalarımızın çalışmaları var ama özellikle Anadolu Efes uzun yıllardır sanatın, özellikle de tiyatronun önemli bir destekçisi olmaya devam ediyor. Pandemi sürecinden fazlasıyla etkilenen tiyatrolara destek olmak için de projeler yürütüyor. Yine Anadolu Efes’in 2007’den bu yana T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı ve Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı ortaklığıyla yürüttüğü Gelecek Turizmde projesi ile de turizm odaklı bir yerel kalkınma modeline dayalı değerli çalışmalar yürütülüyor. Değer kattığımız ve katabileceğimiz daha pek çok alan var. İhtiyaçlar doğrultusunda bu alanda da stratejilerimizi şekillendiriyoruz.
“KADIN GÜCÜNÜN KATMA DEĞERI KONUSUNDA FARKINDALIK YARATMAK, ÇOK ÖNEM VERDIĞIMIZ VE ILETIŞIM ÇALIŞMALARIMIZDA ÖNE ÇIKARDIĞIMIZ BIR KONU. AYRICA UYGULAMALARIMIZ ARASINDA DA FIRSAT EŞITLIĞINI DESTEKLEMEK VE UZUN VADEDE EN ILERIYE TAŞIMAK EN ÖNEMLI STRATEJILERIMIZ ARASINDA YER ALIYOR.”
Kadın gücünün katma değeri konusunda Anadolu Grubu olarak neler yapılıyor? Kadın çalışanlarınızın niteliklerini geliştirmeleri ve kadın yöneticilerin sayısını artırmak üzere yönetim kurullarında kadın çalışanlar için hangi iş planları devrede?
Grubumuz genelinde tüm uygulama ve süreçlerimizde ayrımcılığa izin vermemek üzere oluşturduğumuz Anadolu Grubu Fırsat Eşitliği Politikasını referans alıyoruz. Tüm çalışanlarımızın kariyer fırsatlarından eşit oranda yararlanabilmeleri adına gerekli mekanizmalarımızı çalıştırıyoruz. 2012 yılında yüzde 22 seviyesinde olan bordrolu kadın çalışan oranımız, 2020 sonunda yüzde 33’e çıktı. Kadınların ortak akla katılımı; bir şirketin itibarıdır ve her alanda potansiyelimizi daha güçlü kullanmamızı sağlar. Kadın çalışanlarımızın bizlere başta yenilikçilik ve inovasyon olmak üzere pek çok alanda değer katabileceğine inanıyoruz. İnovasyon alanındaki çalışmalarımızda aktif rol üstlendiklerini görüyor ve önümüzdeki yıllarda bu çalışmalarımızın daha da gelişmesi için projeler üretiyoruz.
Grubumuzda kadın çalışanlarımızın niteliklerini geliştirerek kadın yöneticiler yetiştirmek ve bu sayede üst yönetimde ve yönetim kurullarımızda kadınlarımızın daha fazla yer alması için çalışmalarımızı yürütüyoruz. 2012 yılında yüzde 28,4 olan kadın yönetici oranımız yüzde 32’ye ulaştı. Uzun yıllardır, yapılan araştırma çalışmalarında Türkiye’nin en fazla kadın yöneticiye sahip holdinglerinden biri olmaktan gurur duyuyoruz. Adel Kalemcilik, Anadolu Sağlık Merkezi ve AND Gayrimenkul şirketlerimizin genel müdürlük pozisyonlarında kadın yöneticilerimiz çalışmalarını başarıyla sürdürüyor ve bünyemizdeki genç kadın çalışma arkadaşlarımıza rol model olarak ilham veriyorlar. Ayrıca uluslararası bir organizasyon olan Yüzde 30 Kulübü’nün üyesiyiz. Şirketlerin yönetim kurullarında ve üst yönetimlerindeki kadın sayısını artırarak yüzde 30 oranını yakalamayı hedefleyen bu kulübün ben de Türkiye kurucu üyelerinden biriyim. Bunun gibi, kadın istihdamını destekleyen dernek, organizasyon ve faaliyetlerde her fırsatta yer alıyoruz. Grup şirketlerimiz de hem kadın çalışanlarımız için hem de toplumsal anlamda kadının işi gücüne katılımı için önemli uygulama ve projeler geliştiriyorlar.
2021 ve sonrası için Anadolu Grubu şirketlerinin hedefleri neler?
2021 yılında da yine pandemi etkisi ile belirsizliklerin yaşanacağını öngörebiliriz. Temkinli olmaya devam etmemiz gerekiyor. Pandemi ile büyüyen ekonomik sorunların pandemi geride bırakılsa bile etkisini sürdürebileceğini ve hem ülkemizde hem de dünya ticaret düzeninde önemli değişimleri tetikleyeceğini öngörebiliriz. Şirketler yatırım ve üretim stratejilerini, hedeflerini iş yapış şekillerini baştan aşağıya gözden geçirmeyi sürdürecek. Biz de Grup olarak alternatif senaryolarla çalışmaya devam ediyoruz. Göstergeler 2020 yılının ikinci yarısından itibaren belirli bir düzelmeyi işaret etmekle birlikte kur ve faiz hareketleri, jeopolitik ortam, belirsizlikler yaratabilmektedir. Ancak 2021 yılında ekonomide yine de bir büyüme göreceğimizi düşünüyorum. Önlemlere uyum ve aşılama süreçlerinde güvenli bir ilerleyişin oluşması ile yılın ikinci yarısında olumlu gelişmeler sağlanabilir. Yatırım tarafında bir süre daha temkinli olacağız ve zorunlu olmayan yatırımları zamana yayan bir yaklaşım ile ilerleyeceğiz. Fakat müşterilerimize kesintisiz olarak en iyi ve hızlı hizmeti sunmak için gerekli altyapı çalışmalarımızı ve yatırımlarımızı yapıyoruz. Hatta bu süreçte kritik fonksiyonlarımız için ekstra işe alım da yapıyoruz. Uzun vadede ağırlıklı olarak tüketici ürünleri sektörlerinde yurt içi ve yurt dışında güçlü büyüme potansiyeli gördüğümüz yeni yatırım fırsatlarını her zaman olduğu gibi değerlendirmeye devam ediyoruz. Pandemi ve oluşturduğu ekonomik iklimin hem ülkemizde hem de dünya genelinde bazı değişimleri tetikleyeceğini öngörebiliriz. İşletmeler olarak, hem üretim hem tüketim trendlerini belirleyecek olan tüketici davranışlarını, hiç olmadığı kadar yakından takip etmemiz ve kendimizi buna göre şekillendirmemiz gereken bir döneme giriyoruz. Hızlı tüketim ürünlerimizin ve perakendeciliğin gerektirdiği her türlü kapasite ve pazar yatırımını iş planlarımız içine alıyoruz. Pandemi süreci ile ülkelerin ve şirketlerin kendi kendine yetebilmesinin önemi ortaya çıktı. Sadece şirketlerin değil tedarikçileriniz dahil tüm ekosistemin sağlıklı çalışması gerekiyor. Şirketlerimizin güçlü ve kırılgan yönlerini belirleyerek, iş süreçlerini gözden geçirerek buna göre önlem almaları gerekiyor. Şirketlerin ekonomik sorunlar yaşamaması için ülkedeki tüm paydaşlar olarak, koşullara birlikte uyum sağlamamız ve birlikte hareket etmemiz gerekiyor. Bunu yaparken de insan odağımızı, değer katma konusundaki misyonumuzu her zaman ön planda tutacağız.
“GRUBUMUZDA KADIN ÇALIŞANLARIMIZIN NITELIKLERINI GELIŞTIREREK KADIN YÖNETICILER YETIŞTIRMEK VE BU
SAYEDE ÜST YÖNETIMDE VE YÖNETIM KURULLARIMIZDA KADINLARIMIZIN DAHA FAZLA YER ALMASI IÇIN ÇALIŞMALARIMIZI YÜRÜTÜYORUZ. 2012 YILINDA YÜZDE 28,4 OLAN KADIN YÖNETICI ORANIMIZ YÜZDE 32’YE ULAŞTI.”