‘DEĞİŞİME LİDERLİK EDİYORUZ’
“PMEP, PMI’IN oluşturduğu 150 milyon dolarlık fonla kurulan bir girişim sermayesi. Dünyanın dört bir yanında PMI’ın iş modellerine üretim, yaşam bilimleri, teknoloji gibi alanlarında katkıda bulunabilecek startup’ları arıyor” diyen Filiz Yavuz Diren, PMEP’in bugüne kadar 11 firmaya yatırım yaptığını ve PMEP’in Türkiye’deki girişimcilik ekosistemini yakından takip ettiğine dikkat çekiyor. Filiz Yavuz Diren, Philip Morris / Sabancı’nın FMCG kanalındaki sürdürülebilir başarısını Fortune Türkiye’ye anlattı.
2020 yılı nasıl geçti? Biraz bu dönemi anlatır mısınız?
2020 yılı içerisinde COVID-19 salgını tüm dünyada etkisini gösterdi ve ekonomik açıdan zor bir dönem yaşanmasına sebep oldu. Türkiye ekonomisi geçmişte de krizlere, şoklara karşı dayanıklılığını ispatladı. 2021 yılında ihracat merkezli büyümenin dış ticaret dengesinde önemli kazanımlar sağlayarak büyüme hedeflerini destekleyeceği ve ekonomide ciddi toparlanma sağlayacağı bekleniyor. Bu toparlanmayı destekleyecek başka bir unsurun ise 2020 senesindeki öğrenimlerle dijital altyapılarla kazanılan verimlilik olacağını öngörüyorum.
2020 yılına damgasını vuran COVID-19 salgını hayatın tüm alanlarını etkilerken, sadece küçük esnaf ve KOBİ’leri değil, büyük ölçekli şirketleri de etkiledi. Philip Morris / Sabancı olarak biz de bir yandan salgın ile mücadele kapsamında çalışanlarımıza, ailelerine ve içinde bulunduğumuz topluma elimizden gelen tüm desteği verirken, diğer yandan sürdürülebilir gelecek için önemli öğrenimler çıkararak işlerimizi sürdürdük. Yıllar öncesinde başladığımız dijital dönüşüm projelerimiz ile yeni iş fikirleri ortaya çıkararak, süreçlerimizi daha da ileriye taşıdık. Bu dönemde de gördük ki, veri odaklı çalışma modelleri pandemi krizinde sınıfı geçti. Veriyi merkeze alan ve teknolojiye yatırım yaparak tedarik zincirini dijitalleştiren firmalar bu zorlu süreci görece daha rahat geçirdi. Philip Morris / Sabancı olarak değişimi takip eden değil, değişime liderlik eden bir şirket olmak hevesimiz ile dönüşüm yolculuğumuza yıllar önce başlamıştık. Organizasyonumuz, hız ve etkinlik odaklı dijital transformasyonda dünya lideri bir FMCG şirketi olan Philip Morris International grubu içerisinde Türkiye organizasyonu olarak bu değişime liderlik ediyor.
“İşimizin her aşamasında değişim prensibiyle çıkılan yolda, üretimden sahaya, insan kaynağı yönetiminden iş ortaklarımıza kadar, tedarik zincirimizin her alanında değişime 2021 senesinde
de liderlik edeceğiz” diyen
gelecek dönem şirket hedeflerini, veriyi merkeze alan iş modelleriyle ticari deneyimi en üst seviyeye çıkarmak ve B2B
geleneksel kanal ticaretinin tamamını dijital platformlara dönüştürmek olarak açıklıyor.
Bu liderlik sırasında startup’lar ve girişimcilik ekosisteminde neleri ön plana aldınız?
Son dört sene içinde oluşturduğumuz startup ekosistemini büyütmeye yönelik çalışmalarımız önemli. Dijital dönüşüm yolculuğuna birlikte çıktığımız startup’ların ikisi, bugün uluslararası ölçekte hizmet veriyor.
Philip Morris / Sabancı Genel Müdürü
Filiz Yavuz Diren
Türkiye’de birlikte çalışabileceğimiz farklı startup’lar hem üniversitelerin kuluçka merkezleri hem de farklı yerel iş birlikleri vesilesiyle gerek Philip Morris International’ın (PMI) girişimci şirketleri desteklemek için oluşturduğu PM Equity Partner (PMEP)’ın düzenlediği yarışmalar, gerekse de demo-dayler ile takip ediliyor. PMEP (PM Equity Partners) bu anlamda bizim için önemli bir kanal niteliği taşıyor. PMEP PMI’ın oluşturduğu 150 milyon dolarlık bir fonla kurulan girişim sermayesi. Dünyanın dört bir yanında PMI’ın iş modellerine üretim, yaşam bilimleri, teknoloji gibi alanlarında katkıda bulunabilecek startup’ları arayan PMEP, bugüne kadar 11 firmaya yatırım yaptı. PMEP Türkiye’deki girişimcilik ekosistemini de yakından takip ediyor.
Bu ekosistem içinde tedarik zincirini nasıl yönetiyorsunuz? Dijitalleşme hangi kolaylıkları sağladı?
Hızlı tüketim mamüllerinden belki en hızlısı bizim sektörümüz. Tüketim mamülleri sektöründe neredeyse 150 bin bakkalın olduğu bir havuz içinde tedariğimizi gerçekleştiriyoruz. Şirketimiz 2016 yılından beri geleneksel perakende kanalının verimliliğini ve sürdürülebilirliğini temelden etkileyecek dijital yenilikleri yaygınlaştırıyor. Dijital dönüşümün altyapısını, Türkiye’de faaliyet gösteren yeni girişimci teknoloji firmaları ve aynı yaklaşımla çalışan, sürekli projeler üreten kendi bünyemizdeki dijital ekiplerimiz ile geliştirdik. Bu dijital dönüşüm çerçevesinde; Türkiye genelinde ilk defa 150.000 bayi ölçeğinde dijital platformumuz aracılığıyla bayilerimizle kesintisiz iletişim gibi uygulamaları başarılı bir şekilde hayata geçirdik. Satış operasyonlarımızda veriyi merkeze koyarak elde edilen başarı, bir “best practice” örneğidir. Bu çalışmalar kapsamında yapay zeka, görüntü tanıma gibi teknolojilerden faydalanılarak veri kalitesinde maksimum etkinlik sağlanıyor. Türkiye’de faaliyet gösteren 150 bin bakkalımız ile ticari faaliyetlerimizin yaklaşık yüzde 90’ı dijital platformlarımız üzerinden gerçekleştiriyoruz. 150 bin bakkalın oluşturduğu havuzda, tüm bakkal esnafımız ile geleneksel bir FMCG operasyonunda iletişime dahi geçmek en iyi ihtimalle 1 ay zaman alırdı. Philip Morris / Sabancı olarak, FMCG dünyasında bir ilke imza atarak 3 günden az bir sürede 150 bin bakkalımızla bire bir iletişime geçme imkanını yakaladık. Bir günde tüm bakkal esnafımızın yüzde 50’si dijital platformumuzla etkileşim halinde. Sahadan gelen, iş geliştirme ihtiyaçlarımıza yönelik verilere en fazla 2 saat gibi bir sürede ulaşabiliyoruz. Verilerimiz görsel tanıma teknolojileri ile toplanıyor. Yapay zeka botlarımız 7/24 esnafımız ile iletişim halinde olup, platformlarımızdaki tüm etkileşimler yazı tanımlama teknolojileri ile analiz ekiplerimize iç görüler sunuyor.
Tüm bu imkanlar, ticari ortaklarımızın iş ihtiyaçlarını daha iyi anlamamıza ve onlara çok daha kişiselleştirilmiş hizmetler sunabilmemize olanak sağlıyor.
Bu iş süreçleri içinde kadınlarla ilgili de önemli çalışmalarınız var diye biliyorum. Üretimin parçası olmaları, ekonomik olarak güçlenmeleri için neler yapıyorsunuz?
Evet hem vizyonumuz hem de bir kadın yönetici olarak ciddi sorumluluğum olduğunu düşünüyorum bu konuda. Yönetim ekibimizin yarısı kadınlardan oluşuyor, organizasyonumuzda çok başarılı güçlü kadınlarımız var. Özellikle Covid döneminde kadın istihdamının arttırılması her zaman önceliğimizdi. Ekonomik büyümemiz, kadınlar istihdama daha fazla katıldıkça artacak. Sahada, özellikle perakende sektöründe satış alanında kariyerlerini ilerletmek isteyen kadınlar için cazip fırsatlar oluşacak. Mesela kadın çalışanlarla ilgili olarak yaptığımız birkaç çalışmayı anlatmak isterim. Kadın bakkallara yönelik güvenlik projesini gündeme aldık. Bugün 150 bin bakkalımızın 17 binini kadın bakkallar oluşturuyor. Kadın bakkallarımızla yürütülen çalışmalar neticesinde iş hayatlarının sürdürülebilirliği açısından güvenliğin öne çıkan bir sorun olduğu tespit edildi. Bu kapsamda kadın bakkallarımıza acil durumlarda kullanabilecekleri bir güvenlik uygulaması hediye ettik. Yine kadına yönelik şiddet farkındalık projesiyle dijital altyapılarımız bakkal kanalında farklı projeleri hayata geçirmemize olanak sağladı. Toplumsal bir sorun olan kadına yönelik şiddet konusunda devletimizin önlemlerinin bilinirliğini ve farkındalığı artırmak amacıyla 150 bin bakkalımıza yönelik iletişimimiz devam ediyor. Kadın çiftçi eğitim projesiyle, tütün yetiştirilen bölgelerde iyi tarım uygulamalarına yönelik projeler uzun yıllardır sürüyor. Bu kapsamda 2019 senesinde köy ziyaretleri ile bin 111 kadın çiftçimize güvenli çalışma koşulları, çocuk işçiliğinin önlenmesi gibi konularda eğitimler düzenledik. Farklı iş birlikleri ile kadın çiftçilerimize aynı zamanda tütün tarımının yanında ilerletebilecekleri, farklı tarım ürünlerinin yetiştirilmesine yönelik eğitimler de verildi.
Bu anlattıklarınızdan sonra akla yeni çalışma modelleri geliyor. Covid döneminde şirket olarak nasıl adapte ettiniz bu yeni iş anlayışını kurum kültürüne?
Philip Morris/Sabancı İzmir-Torbalı fabrikası, üretim ve yönetim operasyonları açısından Philsa ve Philip Morris International iştirakleri içerisinde üst üste “en iyi fabrika” seçildi.
Yeni çalışma modellerinin iş-özel hayat dengesi başta olmak üzere esasında yeni ihtiyaçlara cevap verecek esneklikte, çağımızın hızla farklılaşan gerçekliklerine uygun olması için çalıştık. COVID-19 sürecinde zorunlu olarak uygulanan uzaktan çalışma modeliyle edinilen öğrenimler, COVID-19 sonrasında ofislerin, çalışanlarımızın ancak istemeleri durumunda gelebilecekleri yerler olduğunu gösterdi. Philip Morris / Sabancı uzaktan çalışma modeline en erken geçiş yapan firmalardan biri. Avrupa Danışma Komitesi’nde yer aldığım Catalyst Derneği yalnızca yeni çalışma modelleriyle sınırlı kalmaksızın uluslararası uygulamaların Türkiye’ye taşınması için önemli bir kanal niteliğinde. Catalyst Derneği dünya çapında önde gelen özel sektör temsilcileri ile iş hayatında toplumsal cinsiyet eşitliğinin sağlanması için çalışıyor. Tüm öğrenimlerimiz bize yenilikçi ve dinamik çalışma modellerinin konvansiyonel modellerin yerini hızla alacağını gösteriyor. İş süreçlerimizin tamamıyla dijitalleşmesi, eşitlikçi ve esnek bir yapıya hızla ulaşmamızda önemli bir unsur olmaya devam edecek.
Mentörlük konusunda gündeminizde neler var?
KAGİDER ile yürüttüğümüz bu projede genç girişimci olan veya iş hayatına yeni atılmış kadınlar ile şirketimizde üst düzey görev yapan kadınlar bir araya gelerek 6 aylık bir mentorluk sürecine imza atıyorlar. Bu sene 4’üncüsü devam eden proje kapsamında bugüne kadar 51 danışana mentorluk verildi. Şirketimizdeki kadın yöneticiler dışardaki yeni girişimci kadınlara destek veriyorlar, onlara mentörlük yapıyorlar.
2021 yılı hedefleriniz neler?
2021 ajandamızda, ticari operasyonlarda dijital dönüşüm, kapsayıcılık ve çeşitlilik projelerinin yaygınlaştırılması, girişimcilik ekosistemini büyütme önceliklerimiz var. Ayrıca 2021 dijital dönüşümüzü taçlandırdığımız bir yıl olacak çok daha hızlı operasyonlar çok daha hızlı planlama yaparak operasyonları gerçekleştirdiğimiz bir yıl olacak. Ayrıca büyük şirketlerle de partnerlik yapmaya başladık ve bu platformumuz diğer firmalara da açtık onun için sadece startup’lar değil artık büyüme büyük firmaların da angajmana girecekleri bir döneme ilerliyoruz. 2021 yılını toparlandığımız, doğru işlerin yapıldığı ve önemli adımların atıldığı bir yıl olarak değerlendirmek istiyoruz. Kişisel olarak ise, zorlanılan süreçlerde daha yaratıcı olunduğunu düşünüyorum. Neyin önemli neyin önemsiz olduğunu anlıyoruz. Profesyonel açıdan böyle zorlu dönemleri yaşadığım için bir yandan da memnunum diyebilirim.