Analitik Çözümler Demokratikleşecek
Türkiye’de analitiği demokratikleştirmeyi hedefleyerek bu alanda girişimde bulunan SAS, küçük ölçekli işletmelerin dahi analitikten en iyi şekilde yararlanmasını planlıyor.
Pandemi ve karantina uygulamaları dijital dönüşüm süreçlerini hızlandırırken, şirketlerin de yapay zekâ ve analitik çözümlere olan ilgisini arttırmaya devam ediyor. Türkiye’de analitiği demokratikleştirmeyi hedefleyerek bu alanda girişimde bulunan SAS, küçük ölçekli işletmelerin dahi analitikten en iyi şekilde yararlanmasını planlıyor. Kerem Özdemir
SAS Orta ve Doğu Avrupa, Orta Doğu ve Afrika Bölge Başkan Yardımcısı Shukri Dabaghi ve SAS Güneydoğu Avrupa Bölgesi Genel Müdürü Tayfun Topkoç ile veri analitiğinin geleceğini, yapay zekâ odaklı uygulamaları ve SAS’ın 2021 yılı yol haritasını konuştuk.
Pandemiden sonra yeni normalde veri analitiğinin en önemli uygulamaları neler olacak? Bu uygulamaları hangi sektörlerde göreceğiz? Şirketler, veri analitiğini yeni normale adapte
olurken ve yeni krizlere hazır olmak için nasıl kullanacak?
Tayfun Topkoç: Geçtiğimiz altı aydan beri dijital dönüşümde gözle görülür bir ivme yaşanıyor. Üç yıllık aşamalarda planlanan dijital stratejiler artık günlere veya haftalara indirildi. Finans kurumları fiziksel kanallarını hızlı bir şekilde internete taşıdı, sağlık hizmeti sağlayıcıları hızla tele-sağlığa, sigortacılar self servis talep değerlendirmesine ve perakendeciler temassız alışveriş ve teslimata geçti. İyileşme aşaması, pandeminin ilk dalgası sırasında şirketlerin bu kriz durumuna hızlı bir şekilde yanıt vermesi gerektiğiydi. Sadece piyasada değil aynı zamanda organizasyonlarda da yeni koşullara yeniden düzenleme ve uyum sağlama anlamına geliyordu. Bu dönemde tepki vermek çok farklı bir gerçeklikte rekabetçi kalabilmek için değişmek gerekiyordu. Artık eski iş yapma biçimleri tek başına uygulanabilir durumda değildi. Kriz dönemlerinde dayanıklılık oluşturmak, durumu değerlendirebilmek ve hızlı bir şekilde adapte olabilmek anlamına geliyor. Bu nedenle kuruluşların normale dönmesine ve buna yanıt vermesine olanak tanıyan otomatikleştirilmiş içgörüler sağlayan analitiğin özellikle bu dönemlerde çok önemli olduğu görmüş olduk.
Pandeminin başlangıcından bu yana yapay zekâ teknolojilerinin önemi arttı mı? Yapay zekâ teknolojilerini uygulamanın şirketlerin daha iyi ürünler ve çözümler sunmasına, geliştirmesine, değişen talebi daha hızlı anlamasına yardımcı olduğunu düşünüyor musunuz? Pandemi sırasında geliştirilen yapay zekaya odaklı SAS uygulamalarından bahsedebilir misiniz?
Tayfun Topkoç: Bölgedeki farklı sektörlerdeki büyümeyi görmeye devam ediyoruz. Ülkelerde uygulanan karantina uygulamaları yapay zekâ, büyük veri analitiği ve IoT’nin müşterilerini anlamanın ve onlarla sanal olarak etkileşimde bulunmanın yollarını bulmaya istekli birçok kuruluş tarafından benimsenmesini sağladı. Şirketlerin SAS teknolojilerinin sağlayabileceği içgörülere ve tahmine dayalı zekaya ihtiyacı var. Uzun vadede yapay zekâ ve analitik çözümlerine olan talebin güçlü kalacağını görüyoruz. Geçmişte karar alma süreçlerinde analitiği ve yapay zekayı dikkate almayan kuruluşlar bile şimdi bunun ne kadar kritik olduğunu keşfetti. Türkiye’de analitiği demokratikleştirmeyi hedeflediğimiz bir girişimle daha küçük ölçekli işletmelerin bile analitikten en iyi şekilde yararlanmasını sağladık. Ayrıca Robert Koch Enstitüsü (Robert Koch-Institut – RKI) ve Alman Disiplinlerarası Yoğun Bakım ve Acil Tıp Derneği (Deutsche Interdisziplinäre Vereinigung für Intensiv- und Notfallmedizin – DIVI) ile mevcut kapasitenin yanı sıra talebe de genel bir bakış sağlayan ventilatörlü yoğun bakım yatakları için bir bilgi ve tahmin platformu oluşturduk. SAS bu platformu sadece birkaç gün içinde Almanya’da RKI’nin ortağı olarak hayata geçirdi.
2021 için stratejileriniz, öncelikleriniz nasıl değişti?
Shukri Dabaghi: Müşterilerimizle yakın ilişkiler kurmaktan gurur duyuyoruz. Yaptıkları işle ilgili derin bilgiye sahibiz ve operasyonlarının başarılı bir şekilde uygulanmasını, kullanılmasını ve daha da geliştirilmesini sağlamak için birlikte yakın çalışıyoruz. Pandemi çalışma şeklimizi değiştirse de odak noktamız hep aynı kalıyor. Müşterilerin analitik yolculuklarında yanlarında olmak ve veriye dayalı kararlar vererek büyümelerine yardımcı olmak bizim her zamanki önceliğimiz. Bulut bir süredir stratejik planlarımızın bir parçasıydı ve geleneksel veri merkezlerini çalıştırma konusundaki çeşitli sınırlamalar ve verimsizlikler nedeniyle buluta geçiş salgınla daha da hızlandı. Bu nedenle müşterilerimizin iş yüklerini sorunsuz bir şekilde buluta geçirmelerine nasıl yardımcı olabileceğimize odaklanmamız bizim için önemli hale geldi.
Yeni normalde büyük şirketlerin analitik ihtiyacı nasıl değişti? Pandemiyle hızla değişen ihtiyaçlara uyum sağlayabildiniz mi? Çözümlerinizi bu yeni taleplere yanıt verecek şekilde nasıl özelleştirirsiniz?
Shukri Dabaghi: Bu noktada “esneklik” anahtar kelime diyebiliriz. Önceden kullanılan modellerin bir gecede eskimiş olduğunu ve esnek, uyarlanabilir sistemlere ve süreçlere sahip olanların diğerlerinden çok daha iyi yönetebildiğini gördük. Tarih bize, kriz zamanlarında insanlığın en iyi fikirlerini ve yeniliklerini ürettiğini gösteriyor. Şirketler de aynı şekilde zor ve cesur kararlar alırken öğrenirler, adapte olurlar, yenilikler yaparlar ya da zamanla yok olurlar. Bu dönem boyunca SAS ve iş ortaklarımız olarak bu değişimlere tepki verebilmeleri için müşterilerimizle el ele çalışıyor, bu dönemin getirdiği doğaçlama ve deneysel öğrenmeleri akılda tutmak için organizasyonel hafıza oluşturuyoruz. Kriz bizlere dijitalin gelecekte hayatımızın her noktasında olacağına dair de bir bakış sağladı. Müşterilerimiz, hizmet kullanıcıları tarafından artan beklentiler ve değişen davranışlarla karşı karşıya. Dijital kanallar, tek olmasa bile birincil müşteri katılım modeli haline geldi. Bu kanallar, görünüşte anlık davranış değişikliklerini ve ihtiyaçları karşılamak için gereken organizasyonel çevikliği sağlıyor. Bu doğrultuda da çevik, hiper kişiselleştirilmiş müşteri deneyimlerine olan talepte muazzam bir artış görüyoruz. Bu ihtiyaçlara nasıl yanıt verildiği ise pandemi döneminde ve pandemi sonrası dönemde şirketlerin başarısını belirleyecektir.