TÜRKIYE’NIN ÜRETIM VE ISTIHDAM GÜCÜ, GLOBALDE REKABET ŞANSIMIZI ARTIRIYOR
• İSTANBUL TEKSTİL VE HAMMADDELERİ İHRACATÇILARI BİRLİĞİ (İTHİB) YÖNETİM KURULU BAŞKANI AHMET ÖKSÜZ, “Hedefimiz, küresel ihracattan aldığımız payı artırarak küresel ihracatta ilk 5 ülkeden biri olmaktı. Bunu da başardık. Bu başarıyı korumamızda İTHİB olarak gerçekleştirdiğimiz dijitalleşme çalışmaları kapsamında sanal ticaret heyetlerimiz ve tanıtım faaliyetlerimiz önemli bir rol oynayacak. Ayrıca acilen markalı ihracatı arttırmak üzere yatırımları da hayata geçirmemiz gerek” diyor.
Ahmet Öksüz Fortune Türkiye B4B4C Roundtable Buluşmaları etkinliğinde, Tekstil ve Hazır Giyim sektörünün geleceğine yönelik öngörülerini paylaştı.
“Tüm olumsuzluklara rağmen 2020 yılını iyi atlattık. Hatta bazı başarılı sonuçları da elde ettik.
Mart ortasında başlayan pandemi sürecinde ihracatımızda yüzde 50’ye yakın daralma yaşandı. COVID-19 ilk Çin’de görüldüğünde ihracat
anlamında Türkiye’ye daha fazla fırsatlar doğacak, daha fazla ihracat yaparız diye bir beklenti oluşmuştu. Ancak pandeminin tüm dünyayı etkisi altına alacağını kimse hesaba katmamıştı. 2020 Mart ayından Mayıs ayı sonuna kadar ihracat yüzde 50 azaldı. Hatta perakende tarafındaki kıymetli firmalarımızda mağazalar kapanınca yüzde 50’den de fazla düşüş yaşadığımız alt ürün gruplarımız oldu. Hatta seneyi eksi 5 kayıp ile kapatırsak çok şanslıyız diyorduk ama yaşadığımız süreçte aylık bazda rekorlar kırıldı. Tekstil sektörü 2020 yılını yüzde 2,5’lik bir kayıpla kapattı.
2021 yılının ilk üç ayını geride bırakmak üzereyken yaklaşık yıllık bazda yüzde 20’ye yakın bir artışla başladık. Geçen yıl ocak ve şubat ayları ihracatta hareketli aylardı. Bu yıl mart ayı rakamları çok iyi ve bu yıl ihracatta yeni rekorlar bekliyoruz. Tabi her alt sektör daha fazla farklı davranış sergiledi. Ev tekstili, teknik tekstiller, dokuma, kumaş, örme kumaş gibi alt sektörlerimiz var. Bunlar içerisinde teknik tekstiller çok önemli oldu çünkü teknik tekstiller koruyucu kıyafetler ve maskenin hammaddesini üreten sektörümüz olduğu için çok ön plandaydı. Orada da ihracatta ciddi artışlar yaşandı. Türkiye’de en büyük kazanımımız, değerimiz full entegrasyona sahip olmamız çünkü sektör dinamizmini ve gücünü buradan alıyor.
Bugün kumaşından ipliğine, yan sanayisinden konfeksiyonuna kadar mükemmel bir altyapıya sahibiz. Lojistik konusunda da bunu avantaja çevirdiğimizi düşünüyorum. Özellikle son aylarda konteyner sıkıntıları yaşanıyor. İhracatımızın yüzde 50’sini gerçekleştirdiğimiz Avrupa’ya sevkiyatlarımızı daha çok tırla yaptığımız için orada işi avantaja çevirdik yani lojistiğin ne kadar önemli olduğunu burada hep beraber gördük. Öte yandan dünya liginde 2020 ihracat rakamları açıklanmaya başladı.
Dünya liginde altıncılıktan beşinciliğe çıktık. Güney Kore’yi geçerek tekstil ihracatında dünyanın beşinci büyük tedarikçisi olduk. ABD’de de sekizinciliğe yükseldik.
Türkiye bunları nasıl yaptı? Türkiye’de çok az ülkede olan bir güce yani üretim gücüne sahibiz. Örneğin; Cumhuriyetin ilk yıllarında yani 1924’te Türkiye’nin ithalatının yüzde 35’i kumaş ithalatı. Yani neredeyse üç üründen biri kumaş. Ne kadar dışa bağımlı olduğumuzu buradan görmek mümkün. Bundan 100 sene önce Atatürk’ün ne kadar vizyoner bir lider olduğunu tekrar etmemiz gerekiyor. Sümerbank’ın açılması ve yapılan yatırımlar sektörümüzü bu başarılara ulaşmasının en büyük etkeni. Bugün ise neler eksik veya ne yönde kendimizi geliştirebiliriz diye bakacak olursak, sürdürülebilirlik çok önemli.
E- TİCARET MARKALAŞMAYI GEREKTİRİYOR
E-ticareti geliştirmek için her şeyden önce markalaşmak gerekiyor. Tekstil ve hazır giyim sektörüne baktığımızda özellikle hazır giyim tarafında markalara brifing veriyoruz. Yaptığımız ürünleri e-ticaret üzerinden satmak söz konusu değil çünkü bunlar büyük montanlı üretimler ve firmaların lojistik merkezlerine gönderiyoruz. Tabi bir taraftan da markanın ihracatının da geliştiğini görüyoruz. Burada birbirinden değerli markalarımızın yöneticileri var. Türkiye’nin katma değeri, daha yüksek ürün üretme noktasında. İl dışında mağaza açma, markalaşma, e- ticaret tarafını güçlendirme önümüzdeki süreçte çok daha önem kazanacak.
Tek başına bir firmanın böyle bir yatırım yapması mümkün değil. Teşvikle beraber güçlenerek birçok marka ortak hareket edebilir. Burada bilişim dahil ruhsat, izin vs. kurulum giderleri 5 milyon dolara kadar yani yüzde 70 destekleniyor. Ayrıca kira, komisyon veya kullanım giderleri, vergiler dahil 3 milyon dolara kadar destekleniyor. Birinci ve ikinci yılda yüzde 70, diğer yıllarda ise yüzde 50 oranında destek söz konusu. Reklam, tanıtım, pazarlama faaliyetleri, danışmanlık hizmetleri ve istihdamla 700 bin dolara kadar destekleniyor. Bu süre beş yıl. Ayrıca gümrükleme gibi giderlerle de 100 bin dolara kadar destek söz konusu. Markalarımızın ürünlerini pazara sunması açısından büyük bir fırsat var. Ama buradan göndermek kolay değil. Hem maliyetli hem de süre uzun. Belirli ürünler üzerinden lojistik merkezlerinin dağıtımı ilgili ülkelere yapması avantaj sağlayacaktır.
İSTİHDAMDA GENÇLERE YATIRIM YAPTIK
İTHİB olarak genç istihdamına ayrı önem veriyoruz. Çünkü gençler çok önemli. Biz de bu süreçte gençlere verdiğimiz destekte hız kesmedik. Biliyorsunuz tekstil mühendisliği projemiz var. Tekstil ve hazır giyim sektörleri olarak tekstil mühendisliği bölümüne sahip çıktık. İki sene önce kapanma noktasına gelmişti bu bölüm. Bir taraftan da ihtiyaç var yani sektörde işsiz tekstil mühendisi yok denecek kadar az hatta yok. Verdiğimiz asgari ücret bursuyla gençleri motive ettik. İlk 80 bine giren öğrencilere burs verdik ve devam ediyoruz. Öğrenci tercih yapmadan burs alıp alamayacağını çok net bir şekilde görüyor ona göre müracaat ediyor. Demek ki ‘bu sektörde iş ve gelecek var’ mesajını verebilmişiz. Gençlere yatırım çok önemli.”
Büyük alım gruplarının artık tamamen sürdürülebilir ürünler üzerinden tedarikini sağlaması, geri dönüşüm, karbon ayak izi bunları önümüzdeki süreçte çok daha fazla göreceğiz.
AHMET ÖKSÜZ, İSTANBUL TEKSTİL VE HAMMADDELERİ İHRACATÇILARI BİRLİĞİ (İTHİB) YÖNETİM KURULU BAŞKANI