HEDEF ENFLASYONDAN KORUNMAK
Küresel ekonomi, son iki yılda COVID-19 pandemisinden maddi olarak etkilendi. COVID vakalarındaki yükselişler ve gerilemeler gelip gittiğinden, ekonomik büyüme birçok ülke ekonomisinde arttı ve azaldı. Bu arada, toplam talepteki anlamlı artışlar, sıkıştırılmış tedarik zincirleriyle birleştiğinde, birçok ekonominin bir nesilde yaşadığı en yüksek enflasyon oranlarına yol açtı. Ekonominin talep tarafında, dengenin yeniden kurulmaya başladığına işaretler var. Tedarik zincirleri tıkalı kalmaya devam ediyor ve muhtemelen yakın zamanda “normal” hale getirilmeyecekler. Omicron varyantının yakın zamanda ortaya çıkmış olması görünümü bulandırıyor, ancak pandeminin ilk günlerinde geniş çaplı karantinalara yol açacağına inanmıyoruz. Fed’in 2022’nin ikinci yarısında para politikasını sıkılaştırmaya başlamasını bekliyoruz.
Döviz bazlı enstrümanlar, hisse ve altının ön planda olmasını bekleriz. Temel motivasyon enflasyondan korunma ve reel getiri elde etme yönünde olacağı için, yatırımcının getiri potansiyelini yüksek göreceği varlık sınıflarına rağbet etmesi normal olacaktır. Bunun haricinde, küresel anlamda Fed’den gelecek faiz artırımlarının dolara değer kazandıracağını düşünecek olursak, gerek kur gerekse de gram altın tarafında yenilenen potansiyeller görebiliriz. TL’nin kendi spesifik durumunu uygulanan ekonomi politikaları belirleyecek olup, risk algısındaki artış TL ve TL varlıklarını negatif etkileyebilir. Buna ek olarak da, kur tarafındaki yükselişe bağlı alternatif yatırım aracı olarak borsa gösterilebilir.
Yatırımcı dengeli ve riski dağıtan bir portföy yaklaşımını benimsemelidir. Risk profiline bağlı olarak tercihler değişkenlik gösterebilir. Üçe bölersek dolar, altın ve borsa; Dörde bölersek de eşit dağılımda dolar, altın, borsa ve TL mevduat düşünülebilir.