2022 YILI BEKLENTİLERİMİZ
Türkiye’nin yeni ekonomik modeli ihracat, üretim, istihdam ve yatırıma dayalı rekabetçi kur rejimini içeriyor. Bu nedenle döviz kurlarının yüksek seyrini koruyacağını düşünüyoruz.
Dolar kuru son 40 yıl içerisinde yüzde 100’ün üzerinde dalgalanmayı 3 defa yaşadı. Bu dalgalanmalardan ilki 1994 yılında oldu. Yıl içerisinde yüzde 175 oranında bir dalgalanma gözlendi. İkincisi 2001 yılında oldu. Bu defa yüzde 148’lik bir dalgalanma söz konusu oldu. Son dalgalanma ise 2021 yılında gerçekleşti. Yüzde 153 oranında bir volatilite yaşandı. Son dalgalanmanın diğerlerinden farkı kapanışın yüzde 76,9’lık artış ile sınırlı kalması oldu. Daha önceki yıllarda yıllık yükselişlerde yüzde 100’ün üzerinde gerçekleşti. 2022 yılında volatilite yüksek olmakla birlikte fiyatlar kapanış itibariyle enflasyon bazında artış gösterecektir.
Döviz kurlarındaki oynaklık bu yılın önemli gelişmeleri arasında bulunacak. Stabilizasyon sağlandığı oranda risk priminde olumlu gelişmeler yaşanabilecektir.
Dolar kurunda en düşük 11,70 ile 18,05 arasında bir dalgalanma yaşanabileceğini, enflasyona bağlı olarak bu dalga boyunun değişebileceğini öngörüyoruz.
Hükümetin yeni ekonomi politikasının devam edeceğini öngörerek faizlerin yüzde 14 seviyesinin altında gerçekleşeceğini öngörüyoruz. Beklenmeyen gelişmeler olması halinde faizlerde yükseliş yönünde sert hamleler yaşanabilir. Böyle bir durumda faiz enflasyonun 1-2 basamak üzerini hedefleyecektir.
TÜİK tarafından açıklanan enflasyon yüzde 21 seviyelerinde. Belirlenen asgari ücret, açıklanacak memur ve emekli zamları, Dövize Çevrilebilir Mevduat Hesabının Hazine ve TCMB’ye getireceği yük, enflasyonu artırabilecek argümanlar arasında yer alıyor. Enflasyonda yüzde 30’lara doğru bir hareket gözlenebilir. Olası bir kur atağı halinde enflasyon çok daha yukarılara çıkabilir.
2022 yılı enflasyonla mücadele yılı olacaktır.
İhracat ağırlıklı şirketlerin satışlarında yükseliş görülecektir. Temettü ödemelerinden alınan stopajın 5 puan indirilmesi temettü şirketlerine pozitif yansıyacak.
Borsadaki yabancı payı 42,29 seviyesinde. Kurun bulunduğu yüksek seviyeler nedeniyle iskontolu olan dolar bazındaki fiyatlar yabancıları çekebilir. Bu noktada risk priminin düşmesi önemli olacak.
Borsada olumlu senaryoda endeks enflasyon bazında yükselir. İlk etapta 2,700’ü hedefler ve 2,900-3,000’lere doğru çıkışını sürdürür. Olumsuz senaryoda ise hisse senetlerinde yabancı çıkışı devam eder, kur ve faiz dalgalanmalarından dolayı şirketlerin maliyetleri artar, borsadaki yükselişler sınırlı kalır ve endeks dip seviyelerde yatay hareket eder. 1,800-2,300 arasındaki bir bant içerisinde al-satların ağırlıkta olduğu bir bant hareketi yaşanır. 1,800 aşağı kırılırsa da 1,500-1,800 bandı içerisinde kalır. Bu olumsuz senaryonun zayıf bir senaryo olduğunu düşünüyoruz.
Türkiye’nin kredi risk primi 592 seviyesinde. Bu oranın gerilemesi pozitif etkiyi arttırırken oranın yüksek seviyelerde olması yatırım iklimini zorlaştıracaktır.
Altının Ons fiyatı
1,650 ile 2000 dolar arasında dalgalanacağını düşünüyoruz. Küresel enflasyonun seyri dalga boyunu belirleyecektir.
ABD Merkez Bankası (FED) ve diğer merkez bankalarının sıkılaştırıcı yöndeki para politikaları para piyasalarındaki hareketleri etkileyecektir.
Tedarik zinciri ve lojistik konusundaki normalleşmeler takip edilecektir.
Yatırım fonlarında tematik fonlar ön plana çıkabilir. Özellikle teknoloji fonlarının izlenmesinde fayda var.
Bireysel Emeklilik’te devlet katkısı yüzde
30’a çıktı. Bu nedenle katılımcılar açısından cazip bir seyir olacaktır. Katılımcı sayısı yükselebilir. BES nedeniyle hisse senedi fonlarına da ilgi artabilir.