“SIBER GÜVENLIK VE BULUT YATIRIMLARI DENGELI YAPILMALI”
ÖMER LÜTFI KARAGÖZ
MIGROS AĞ, SISTEM VE GÜVENLIK ALTYAPI DIREKTÖRÜ
Büyük bulut sağlayıcıların Ar-Ge çalışmalarına harcadıkları paranın Türkiye’deki toplam teknoloji yatırımlarından daha fazla olduğunu belirten Migros Ağ, Sistem ve Güvenlik Altyapı Direktörü Ömer Lütfi Karagöz, ülkemizde yerel bulut sağlayıcılarının maalesef ki çok uluslu bulut sağlayıcılar gibi çok çeşitli ve güçlü servisler sunmasının zor olduğuna değindi. KVKK gibi regülasyonlardaki kısıtlara uyum sağlamak, buluta yüksek erişim hızı ve erişebilirlik oranlarıyla erişmek için çok uluslu şirketlerin mutlaka ülkemiz sınırları içerinde veri merkezi kurması gerekliliğine vurgu yaptı.
Dark web gibi yasa dışı ortamlarda cüzi fiyatlarla vatandaşlarımızın kişisel verilerinin satıldığına dikkat çeken Ömer Lütfi Karagöz, “Son birkaç yılda artan, Türk şirketlerinden yasadışı sızdırılan veriler nedeniyle mevcut veriler dark web de sürekli güncel ki bu can sıkıcı bir durum. Veri sızıntısı ile sizin şirketinizin adının birlikte anılması en kötü senaryolardan bir tanesi. Migros gibi şirketlerden yapılan alışverişler üzerinden kişilerin yaşam tarzları hakkında yorum yapmak çok mümkün, dolayısıyla bu veriler çok önemli ve değerli. Siber tehditlere karşı sürekli teknolojiyi güncellemek ve 7x24 izlemek şart” dedi.
Özellikle dramatik artan fidye saldırılarına dikkat çeken Karagöz, sözlerini şu şekilde bitirdi: “Yakın zamanda, sektörümüzün en önemli uluslararası markalarından bir tanesi fidye saldırısına maruz kaldı. Üç gün boyunca altyapılarını ve e-ticaret sistemlerini kapatmak zorunda kaldılar. Saldırganlar merkezi datayı şifrelerken, yedek datayı da sildikleri ifade edildi. Kartuş backup’ı tekrar devreye aldıklarını öğrendik. 2021’in sonuna geldiğimiz bu günlerde teyp ortamına yedek almak zaten kabul edilemez ama gelinen noktada önlem almadığınız zaman yaşanacaklar da bu denli zorlu ve çok yoğun prestij kaybına sebep oluyor. Sonuç olarak umarım hiçbir işletme bunları yaşamak zorunda kalmaz. Ama hepimizin de bunları bir gün yaşayacakmışız gibi uyanık ve o güne süreç ve teknolojik olarak da hazır olmamız gerekiyor.”