E-Ticarette Büyüme Artacak
Avusturya’nın Türkiye Ticaret Müsteşarı Georg Karabaczek, “Türkiye’nin sanayi ve üretim altyapısı sağlam, e-ticarette ise pozisyonunu avantajlı görüyorum” diyor.
ŞIRKETLERIN, dijital değişimin en görünür ve dönüştürücü alanı olan e-ticareti; yeni ve hızla gelişen teknolojinin olanaklarını kullanarak stratejilerini, operasyonlarını ve insan kaynaklarını çığır açacak şekilde yeniden düşünmelerini gerekiyor. Ülkeler de bu önemli platform için farklı stratejilerle ilerliyor. Türkiye’nin ticari ilişkilerinin köklü olduğu Avusturya da özellikle e-ticaret alanındaki başarısıyla gündemde.
Avusturya’nın Türkiye Ticaret Müsteşarı Georg Karabaczek’in Fortune ile paylaştığı bilgiler bu sinerjinin her iki ülke için de geçerli olduğunu gösteriyor.
Avusturyalı ve uluslararası diğer firmaların Türkiye’yi üretim merkezi olarak gördüğünü belirten Karabaczek, e- ticarette patlama yaşandığını söylüyor ve şu bilgiyi veriyor: “Pandemi, sektörün hızla büyümesine yardımcı oldu. Örneğin, sektör Türkiye’de % 50, Avusturya’da ise %25%30 oranında büyüdü ki, bu oldukça büyük bir büyüme.”
Avusturya ve Türkiye’de, sektörün büyüme oranları ile ilgili benzerlikler bulunmakla birlikte, aynı zamanda büyük farklılıklar da olduğuna da dikkat çeken Karabaczek, örnek olarak, Türkiye pazarının Getir, Hepsiburada, Trendyol gibi Türk firmaları tarafından domine edildiğini, bu şirketlerin, e-ticaretin ağır topları haline geldiklerini ve diğer ülkelerde de genişlediklerini söylüyor ve ekliyor: “Avusturya’da ise, Amazon, Alman Zalando, MediaMarkt gibi uluslararası şirketlerin çok güçlü olduğu görülüyor. Bu, tabi ki aynı zamanda Avrupa Birliği’nde olmanın getirdiği bir avantaj ve Avusturya her ne kadar küçük bir ülke olsa da, Avrupa Birliği’nde satış yapmak aynı zamanda Avusturya’da da satış yapmak anlamına geliyor. Dolayısıyla, birleşik pazar büyük fark yaratıyor. Türkiye’de ise büyük yerli pazar ve e-ticarete hevesli genç bir nüfus var. Bu anlamda benzerlikler mevcut. Her iki durumda da yerel pazarın büyümekte olduğunu söylemek mümkün” diyor.
Peki ya Avusturya ve Türkiye arasındaki e-ticaret ilişkisinde durum nasıl? sorusuna ise “Teoride, eğer web sitenizin dil ayarlarını uygun hale getirirseniz, insanların taleplerine uygun düzenlemeler yaparsanız ve pazarlama açısından benzeri diğer ayarlamaları da hallederseniz satış yapabilirsiniz.
Ancak eğer gerçekten sınırlararası satış yapmayı hedefliyorsanız, teknik ve gümrükle ilgili sorunlar ile karşılaşacaksınız. Bu sebeple de, bu konudaki gelişme halen çok yavaş” diyor.
Karabaczek, daha büyük faaliyet alanına sahip olan B2B sektörüyle ilgili olarak da her iki ülkede gümrük sorunları ile başa çıkma konusunda en büyük problemin çok fazla modernizasyona ihtiyaç duyulmasını işaret ediyor. Daha verimli ve daha az bürokratik engellerin var olduğu bir sistem kurulması halinde olumlu anlamda ilerleme ve avantajların olacağını söylüyor ve ekliyor: “Bu alandaki büyüme, B2C’den de C2C’den de daha hızlı olacak. Bu sektörün büyümesi için yeni gümrük birliğine, kanunlara ihtiyaç duyuluyor. Bunların sağlanması yabancı ülkelere yapılacak satışları kolaylaştıracak. Bunlar, sınırlararası e-ticarette gerçek patlamanın olabilmesi için beklemek zorunda olduğumuz iyileştirmeler. Umalım ki, bir an önce olsun.”