‘BOSCH REXROTH’UN ODAĞI SÜRDÜRÜLEBILIRLIK ÜZERINE’
HASAN CIVAN BOSCH REXROTH TÜRKIYE GENEL MÜDÜRÜ
Sanayide Hidrolik, Otomasyon, Doğrusal Hareket ve Montaj Teknolojileri alanında Bosch Rexroth, üretim hatları, enerji verimliliği projeleri ile elektronik ve dijital ağ donanımına sahip sistemler tasarlıyor. Bosch Rexroth Türkiye Genel Müdürü Hasan Civan, bu vizyonla, sürekli değişim ve gelişim içerisinde olan teknolojilere uygun ürün ve mühendislik çözümleri için yeni hedeflere odaklı olduklarının altını çiziyor.
Bosch Rexroth’ın üretim hatları, enerji verimliliği projeleri, dijital ağ donanımına sahip yatırımları hakkında bilgi verir misiniz? Değişim ve gelişim içerisinde olan teknolojilere uygun ürün ve mühendislik çözümlerinizle nasıl farklılaşıyorsunuz?
“Bosch Rexroth, teknoloji ve benzersiz endüstri bilgisiyle dünya çapında makine ve fabrika mühendisliği çalışmalarını destekleyen şirketlerden biri. Müşterilerimize, fabrika otomasyonundan endüstriyel hidrolik ve mobil uygulamalara kadar çok çeşitli sektörlerde; hidrolik, elektrikli tahrik ve kontrol, dişli teknolojileri ve doğrusal hareket ve montaj teknolojilerini tek kaynaktan ulaştırıyoruz.
Bugün proje satış mühendisi olarak başladığım şirkette Bosch Rexroth’un yönetiminde olmaktan dolayı mutluyum. Genel olarak baktığımızda, Bosch Rexroth dört ana ürün grubunda uzman. Hidrolik, otomasyon, lineer ve montaj teknolojileri. Uygulama alanları olarak fabrika otomasyonu, mobil uygulamalar ve endüstriyel hidrolik alanlarına hakim. Odaklandığımız ana konular ise, enerji verimliliği, sürdürülebilirlik ve dijital dönüşüm. Ürün gamı gereği, makinalarda hareket ve kontrolü sağlayan ürün ve teknolojilere sahibiz. Bu, bizim en büyük avantajımız. Elektronik kontrol üniteleri alanında ciddi iş deneyimimiz var. İş ortaklarımızın ürettiği makineleri onlardan daha iyi tanımak zorundayız. Farklılığımız da sadece makineye ürün veya bir sistem eklemek değil, makine üreticisinin Ar-Ge, üretim montaj ve hatta test süreçlerine dahil olmak, hatta bunun daha da ilerisine gidip, makinelerin son kullanıcılardaki çalışmasına dahil olmak en büyük kriterimiz. Üretim hatlarında ve süreçlerinde hakim olmak, farklılaşma konusundaki en büyük isteğimiz.
Tüm bunlarla beraber geçtiğimiz süreçte üç farklı alanda dijitalleşme süreçlerini başlattık. Mobil Makinelerin Dönüştürülmesi, Ağa Bağlı Hidrolikler ve Geleceğin Fabrikası. Bunlar, Bosch Rexroth’un mobil iş makinelerinin, fabrika inşaatı ve mühendisliğinin ve ayrıca fabrika otomasyonunun elektronikleşmesini ve dijitalleşmesini hızlandırmak için geliştirdiği inovasyonları ve yazılım tabanlı sistem çözümlerini bir araya getirdi. Yeni dijital iş fikirleri, sistem çözümleri ve hizmetleri geliştirmeyi ve spesifik müşteri projelerinde iş ortaklarıyla çalışmayı planladık. Düşük enerji ile daha yüksek iş yapacak performansa sahip donanımlar inşa etmek üzere mühendislerimiz bu alanda çalışmalar gerçekleştirdi ve halen de çalışmalarımız devam ediyor.”
Bosch Rexroth’un gelecek dönemde yenilikçi çözümler ve teknolojik gelişmeler ışığında liderliğe oynadığı alanlar neler? Sektördeki gelişmelere yön vermek üzere gündeminizde neler var?
“Bosch Rexroth, dünya genelinde 80 ülkede faaliyetlerine devam ediyor. 47 lokasyonda üretim yapıyor. Bu lokasyonlardan biri de Türkiye. Bosch Rexroth Otomasyon Sanayi ve Ticaret A.Ş., Bursa ve Gebze olarak iki lokasyonda faaliyetlerini sürdürüyor. Bu iki lokasyonda farklı üretimler yapılıyor. Müşteriye özel projeler tasarlayıp, satın aldığımız projelerin üretiminin projelendirilmesi ve üretimini yapıp testini ve müşteri tarafında devreye alınmasını sağlıyoruz. Bursa’da yaklaşık 12 yıldır büyük hacimli seri üretimler yapılıyor. Hidrolik pompalar, motorlar, valfler... Bursa lokasyonumuz dünyadaki en büyük üretim merkezlerinden biri. Burada üretilen ürünlerin yüzde 95’i ihraç ediliyor. Dünyanın önde gelen makine üreticileri için geliştirdiğimiz ürün ve sistemleri imal ederek Amerika, Almanya, Fransa, Çin, Hindistan’a kadar ihraç ediyoruz. Bu da bizi Ar-Ge konusunda büyük ihracat rakamlarına taşıyor. Önümüzdeki beş yıl içinde tasarım merkezini Ar-Ge merkezi haline getireceğiz. Merkezin odağında simülasyon olacak. Hammadde tasarımı bitmiş, alt parça tasarımı ve ileri seviyede risk analizleri yapılıyor şu anda bu merkezlerde. Dijitalleşme ile birlikte Ar-Ge çalışmalarını müşterilerimiz için fabrikalardan Ar-Ge’ye taşıyarak son kullanıcıya yansıtıyoruz. Bir makine dizayn edilirken tasarımı, testleri yapılıyor, üretim aşamasına getiriliyor, simülasyonu yapılıyor. Kısaca makinayı teslim ettiğimiz sürece kadar her an müşterilerimizin çözüm ortağı olarak hizmet veriyoruz.
Gelecek döneme ilişkin olarak ise yenilikçi teknolojik çözümler gündemimizde. Türkiye’de yaklaşık 50 yıla yakın süredir bu teknolojileri gerçekleştiriyoruz. Ayrıca partnerlik sistemi konusunda çalışmalarımız var. Partnerlerimizi sadece sanayinin olduğu bölgelerde bizim ürünlerimizi satan bir ticari yapı olarak değil, onları çözüm ortağı olarak konumlandırmayı çok önemsiyoruz. Bu çalışmaları geçen sene başlattık. Partnerlerimize uzmanlık sertifikası veriyoruz. Konuyu dört başlık altında topladık. 1- Dağıtım partneri, 2-Çözüm partneri, 3- Servis partneri ve son olarak da 4- Eğitim partneri. Bu partnerlik yapısı, müşteriye hizmet verirken sadece ürünü teslim etmekle kalmayan, devamında da sürdürülebilir iş stratejilerini geliştiren önemli bir uzmanlık yapısını hayata geçirdi. Kısaca, 225 yılı aşkın bir süredir küresel bir endüstriyel şirket ve tahrik ve kontrol teknolojisinde lider olmak, bizi mühendislik ürünleri, teknolojisi ve süreç verimliliğinde benzersiz uzmanlar haline getirdi. Bilgilerimizi paylaşma ve dijital dönüşümün heyecan verici yolculuğunda partnerlerimizle çözüm ortağı olarak önemli işlere imza atmak en büyük hedefimiz.”